17 Nisan 2024 Çarşamba

01:22   ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANVEKİLLİĞİ`NE BASRİ BAĞCI`NIN SEÇİLMESİ KARARI RESMİ GAZETE`DE   19:57   AĞBABA VE ZENGİN ARASINDA "İSRAİL TARTIŞMASI"   17:04   VAHAP SEÇER`DEN İLÇE BELEDİYE BAŞKANLARINA TEBRİK ZİYARET   16:46   MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI SEÇER, MEZİTLİ BELEDİYE BAŞKANI TUNCER`E TEBRİK ZİYARETİ   15:58   ÖZGÜR ÖZEL: "HATAY HALKININ İRADESİNE SAHİP ÇIKMAYA BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAMAYA DEVAM EDECEĞİZ"    14:53   CHP GENEL BAŞKANI ÖZEL: “RECEP TAYYİP ERDOĞAN İŞ BİLMEZLİĞİ, İNADI SONUCU MALİYETİ HEPİMİZE ÖDETMİŞTİR”    14:23   CHP SEÇİM ZAFERİ SONRASI İLK GRUP TOPLANTISINI GERÇEKLEŞTİRDİ   13:30   TİCARET BAKANLIĞI`NDAN YALANLAMA: "İSRAİL İLE İHRACAT KISITLAMASINA TABİ OLAN 54 ÜRÜN GRUBUNDAKİ 1019 ÜRÜNE, 9 NİSAN`DAN İTİBAREN GÜMRÜKLERİMİZDE İHRACAT TESCİL İŞLEMİ KESİNLİKLE YAPILMAMAKTADIR"   12:18   CAN ATALAY`DAN DEPREM KAYIPLARI İÇİN SEFERBERLİK ÇAĞRISI   12:05   MSB: "GARA BÖLGESİNDE 5 PKK`LI TERÖRİST DAHA ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ"   11:37   GAZETECİLER CEMİYETİ GENÇ GAZETECİLERE YÖNELİK EĞİTİM KAMPI DÜZENLİYOR   10:14   MERSİN BÜYÜKŞEHİR`İN USTALARI CİHAZLARIN BAKIM-ONARIMINI YAPARAK ÖMRÜNÜ UZATIYOR   09:28   ALİ YERLİKAYA: "KIRMIZI VE SARI BÜLTENLE ARANAN NURLAN ZHARIMBETOV, `MAHZEN-27` OPERASYONUYLA YAKALANDI"   15:37   İSTANBUL`DA 29 KİŞİNİN YAŞAMINI YİTİRDİĞİ YANGINLA İLGİLİ İTFAİYE RAPORU AÇIKLANDI   14:59   YENİŞEHİR BELEDİYESİ DÜNYA PARATRİATLON KUPASI YARIŞLARINA HAZIR   14:28   CHP HEYETİ ANTALYA ADLİYESİ ÖNÜNDE   13:01   AKP`DE ISTAKOZ KRİZİ   12:20   AKP`DEN CHP`YE GEÇEN KEŞAN BELEDİYESİ`NİN ÖNCEKİ DÖNEM BORÇLARI AÇIKLANDI: TOPLAM BORÇ 483 MİLYON, 3 AYDA 13 MİLYON TL KURUYEMİŞ VE BENZERİ GİDERLERE HARCANMIŞ   11:29   YARGITAY BAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE YİNE SONUÇ ÇIKMADI   10:39   CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI BULUT: “İKTİDAR VEKİLLERİ ISTAKOZ, VATANDAŞ BORÇLARINI ÖDEME DERDİNDE”  
 
     
 
 
image

Okunma : 660  Tarih : 12.12.2018  E-Mail : fatihberkil@hotmail.com

 
Ramazan KARA

Tutum, Yatırım Ve Yerli Malları Haftası

  Çoğunuzun bildiği gibi her yıl; 12-18 Aralık tarihleri arasında “Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası” kutlanır.
  Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün; 12 Aralık 1929’da, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde , “Ulusal Ekonominin geliştirilmesi, yerli malları kullanmanın bu gelişmeye yapacağı olumlu katkılar ve tutumlu olmanın hem gerekliliği hem de
önemi” üzerinde yaptığı konuşma nedeniyle 1946 yılında “Yerli Malı Haftası” kutlanmaya başlandı.
  Daha sonraki yıllarda, bu haftanın adı “Tutum, Yatırım ve Türk Malları” haftası olarak değiştirildi.
  Bizlerin çocukluğunda ve ilk gençlik yıllarımızda; bu hafta başlayınca tamamı yerli üreticilerimizin ürettiği ürünleri okulumuza getirir, sınıfça eşit olarak paylaşıp tüketirdik.
  Hemen arkasından öğretmenlerimizin hafta ile ilgili yaptıkları konuşmaları dikkatle dinler ve anlayıp uygulamaya çalışırdık.
  Daha sonraki yıllarda; bu haftayı, yerli ürünlerimiz yerine ithal ürünleri tüketerek kutlamaya başlayınca bence, haftanın eski önemi kalmadı. Kendi topraklarımızda ürettiğimiz ürünlerin tohumlarını bile ithal eder duruma geldik çünkü.
  Başkalarından aldığımız tohumlarla yaptığımız yerli üretimi de plansız programsız yapınca bugün, 8 yıl önce domates fiyatları yükseldiğinde yazmış olduğum bir yazıyı sizlerle paylaşma gereği duydum. Domatesin yerine, soğan veya patates getirirsek değişen bir şey olmadığını, kolayca görüyoruz çünkü. 
  DOMATES GÜNLERİNE DOĞRU
  53 yaşındayım. Yaklaşık 40 yıldır, ülkemdeki gelişmeleri yakından izlerim. Özellikle 35 yıldır. Her geçen gün garipliklerin arttığını gördüğüm halde gene de izlemeyi sürdürenlerdenim.
  Bu gariplikleri yalnızca uzaktan bakıp izleyenlerden değil ayrıca çözüm önerileri de sıralayabilenlerden biriyim.
  Yazmaya, yazımızın başlığına yerleşen "domatesle başlayalım" diye düşündüm. Domates bir sembol aslında.
  Buradaki domates yalnızca domatesi değil aynı zamanda diğer sebzeleri ve meyveleri de temsil etmektedir. Bugün domateste yaşananlar yarın patlıcanda, elmada ve diğer ürünlerde yaşanabilir çünkü.
  Her mevsimde istediğimiz kadar domatesi üretebileceğimiz bir ülkemiz olduğu gibi üreteceğimiz domatesleri, yılın her gününde neredeyse belirli bir ücretten tüketebilecek koşullarımız da var.
  Bu iş öyle sanıldığı gibi zor bir iş de değil üstelik. İlkbahar, yaz, sonbahar mevsimlerinde, ülkemizin çeşitli yerlerinde, tarlada yetişen sebzeleri üretebiliyoruz. Aynı sebzelerimizi kış aylarında da seralarımızda üretmekteyiz.
  Bundan sonrası, ülkemizin tarım politikalarının doğru belirlenmesine bağlı.
  Mevsimlere göre hangi bölgeye ne kadar domates, ne kadar patlıcan, ne kadar biber, ne kadar salatalık vb. ekileceği konusunda çiftçilerimizin yönlendirilmesine bağlı.
  Böylece hem üretici daha çok ürünle daha çok gelir elde edebilir hem de tüketici fazla fiyat farkı yaşamadan alış veriş yapabilir. Yoksa üretici yaz aylarında domateslerini tarlada çürümeye terk etmeyi sürdürür, hanımlarımız da kış aylarında "altın günleri" yerine "domates günleri" yapmaya başlar.
  Tarım ve hayvancılığa en elverişli ülkelerden biri olduğumuz halde, hayvancılığı yok edip dışarıdan canlı veya cansız et almaya başlayan biz, çok yakında "dışarıdan domates alma başarısını(!) " da gösteririz herhalde.
  Nasıl ki bir tarım ülkesi olmakla birlikte, dışarıdan tohum alacak kadar zevkliysek, nasıl ki köylülerimiz, kuş gribini sonbaharda otların ilk çıktığı bir kaç hafta, tavuklarını kümesten dışarıya çıkarmayarak önlediği halde bizler binlerce tavuğu katlederek yok etmeyi başardıysak bunu da yapabiliriz.
 Nasıl ki, pamuk ovası olan Çukurova'da pamuk üretimini, buğday deposu olan Konya Ovası'nda buğday üretimini yok ettiysek, inanın bunu da başarabilecek güçteyiz.
  Ormanlarımızı, yerleşim yerleri açmak için yakıp dışarıdan kereste almayı başaran bir toplumuz biz.
  Kanalizasyonlarımızı; ırmaklarımıza, denizlerimize boşaltacak kadar seviyoruz doğayı.
  Doğal güzelliklerimize Hidroelektrik Santralleri kurabilecek kadar zevkli değil miyiz?
  Hayvanlarımızı, eziyet ve tecavüz edecek kadar seven bireyleri barındıran bir toplum değil miyiz?
  Üç yanı denizlerle çevrili ülkemizde, bu denizlere akan onlarca akarsuyumuz olduğu halde, "Su akar, deli bakar" sözünün gereği için bile olsa aklını başına toplaması gereken, bu suları değerlendirip küresel ısınma nedeniyle susuz kalma korkusu yaşamaması gereken bizler değil miyiz?
  Zenginlerin altın günlerine karşı, yoksulların domates günlerine doğru yönelmemizin nesi garip?




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz :

Güvenlik Kodu : Güvenlik Kodu
Kod :

 



  GÜNCEL HABERLER

 
  FLAŞ HABER
   
 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinerji.com © Copyright 2017-2024 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA