Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Özlem Sezen meslektaşlarının sesi olarak şöyle dedi.
“Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan tüm personelin yıllık izinlerinin, istifa ve emeklilik taleplerinin yasaklanması kararı salgınla mücadelede biz sağlık çalışanlarının omzuna binen yükü arttıracaktır. Bugüne kadar hastalıktan vefat eden hekimler ve diğer sağlık çalışanları şehit sayılmamıştır. Covid-19 hastalığı hala meslek hastalığı kabul edilmemektedir. Aile hekimliği çalışanları pandeminin başından beri aktif görevde olmasına rağmen hiçbir ek ödeme alamamıştır. Sağlıkta şiddet olaylarına yönelik düzenlemeler yetersizdir. Salgınla mücadelenin tırmanışa geçeceği önümüzdeki süreçte sağlık çalışanlarını koruyacak ve moral sağlayacak uygulamaların yetersizliği ortadadır.”
5258 sayılı yasanın 3. maddesinin son fıkrasında aile hekimlerine izin hakkı tanındığı ayrıca bununla birlikte izinleri kullandırmak amacıyla da idareye yıllık izin planlaması yetkisi verildiğini belirten Dr. Sezen,“Anayasanın 50. maddesiyle ve 5258 sayılı yasanın hükmü gereği tanınan izin hakkını ortadan kaldıracak işlem yapma hak ve yetkisi verilmediği açıktır” dedi.
Anayasanın 50. maddesinde; dinlenmenin çalışanların hakkı olduğu, yıllık izin hakları ve şartlarının kanunla düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
Dr. Özlem Sezen; “5258 sayılı yasanın 3. maddesinin son fıkrasında belli şartlar altında izin kullanmanın aile hekimliği çalışanlarının genel haklarından biri olduğu hüküm altına alınmıştır. İzin düzenlemelerinde, hangi iznin ne şekilde ve kaç gün kullanılabileceği de açıkça belirtilmiştir” derken konuyla ilgili maddeleri şöyle açıkladı.
“Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün E.2669 sayılı yazısında yıllık izinlerin, idarenin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabileceği, birbirini izleyen iki mali yıl izninin bir arada verilebileceği belirtildikten sonra sözleşmenin
bitim tarihinden önce kullanılmayan izin haklarının bir sonraki sözleşme dönemine aktarılmayacağı ve durumda izin hakkının düşeceği kurala bağlanmıştır.Ancak, hizmet gerekleri gözetilerek yapılacak planlamanın doğuracağı bu tür kısıtlamaların, hukuka aykırı olmaması ve ilgililerin mağduriyetine sebebiyet vermemesi gerekir.”
“İdareye tanınmış olan bu takdir yetkisinden hareketle, idare tarafından, yürütülen kamu hizmetinde zaman zaman meydana gelebilecek olası aksamalar öngörülerek belirli süreyle personelin bir kısmına veya tamamına yıllık izin kullanması hususunda müsaade edilmemesi hizmet gereklerine uygun düşmekle birlikte, önceki döneme ait kullanılmayan izin haklarının düşmesi sonucunu yaratacak uygulamaların, 5258 s. kanunun 3. maddesinin son fıkrasında belirtilen izin hakkının yok edilmesine ve bu takdir yetkisinin aşılması anlamına geleceği, ilgililere kanunla tanınan izin hakkının kullandırılmamasının Anayasayla teminat altına alınan dinlenme hakkının ihlali sonucunu doğurabileceği ve mağduriyetlere sebebiyet vereceği açıktır.”
“Mağduriyet yaratılmaması adına pandemi döneminde izin kullanılmasına müsaade edilmeyen aile hekimliği çalışanlarının izin kullanımının askıya alınması nedeniyle, bu yıl sonunda sözleşmesi yenilecek olup izin hakkından mahrum kalacak çalışanların yıllık izinlerinin yeni sözleşme dönemine aktarılmasını, aktarılmayacaksa hakkaniyet gereği izne denk gelen ücretin çalışanlara verilmesini talep ediyoruz.”