Ramazan KARA
"Elemtere Fiş, Kem Gözlere Şiş"
Okunma : 441
Tarih : 27.01.2022
E-Mail : fatihberkil@hotmail.com
"ELEMTERE FİŞ, KEM GÖZLERE ŞİŞ"
On gün kadar önce, Gaziantep Otobanı ve şehir merkezinde, daha sonra da tüm yurtta, normalin üstünde yağan kar nedeniyle ulaşım durdu veya duraklamalar ile sağlanabildi.
O günlerde; Yarıyıl tatilini ailesiyle birlikte geçirmek için Mersin'e gelmeye çalışan kızımın yolculuk yaptığı otobüs de -2 kez- birkaç saat ara vererek geldiği için 5 saat gecikmeli olarak gelebildi.
Yukarıda da değindiğim gibi "aşırı kar yağışı nedeniyle" İstanbul ilimizde de, özellikle ulaşım alanında büyük sıkıntılar yaşandı.
Böylesine zor günlerde bile -Merkezi yönetim ile yerel yönetim işbirliği yaparak- sorunları aşmak yerine, birbirine laf sokmaya çalıştılar.
Havada uçuşan demeçleri görünce "Koyun can derdinde, kasap et" sözünü anımsadım ve bir vatandaş olarak -bu duruma- çok üzüldüm.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanını "Yabancı bir devlet adamı ile önceden, yeri ve saati belirtilen bir yemek yedi diye topa tuttuk.
Sayın Ekrem İmamoğlu'nun yerinde ben olsaydım, o yemeği ertelerdim. Hem yabancı devlet adamı, o ertelemeyi doğal karşılardı, hem de Ekrem İmamoğlu, kimilerinin dile getirdiği gibi "Cumhurbaşkanlığına aday olmak istiyorsa" daha çok destek görürdü.
Haklı veya haksız olarak "Geçmişte, 10-15 şehit cenazesi kalkarken yapılan düğünleri ve atılan göbekleri anımsayan biri olarak, Sayın Ekrem İmamoğlu'nu suçlamak, haksızlıktır" diyenler de var.
Benim, kafama takılan farklı şeyler olduğu için yemek konusunu kapatıyorum.
Bildiğiniz gibi; aşırı kar yağışı nedeniyle, İstanbul'a yapılan yeni Havaalanındaki Kargo Terminalinin çatısı çökmüş.
O gün "Kıskananların nazarı değmiştir bence... Elemtere fiş, Kem gözlere şiş" yazdığım için bir arkadaşım "Sevindin mi?" diye sorunca "Tam tersine üzüldüm. Orada çöken çatı, benim paramla yapıldı çünkü" şeklince açıklamada bulunma gereği duydum.
Yalnız benim değil milyonlarca tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan parayla yapılmış olan; İstanbul Havaalanının Kargo Terminalinde çöken çatı ile ilgili olarak; kullanılan alan havaalanı yapmaya elverişsiz, yapı tekniği yetersiz, malzeme eksik kullanılmış veya teslim alınırken yapılması gereken kontrol üstünkörü yapılmış olabilir.
Bu konuda kusuru ve ihmali olanlar, bir an önce bulunarak hesap vermeleri sağlanmalıdır. Aynı şey, birkaç ay kullanılınca çöken yollar için de yapılmalıdır. Hatta, bu tür hizmetler için de belli bir süre hizmet garantisi uygulaması getirilmelidir...
Elektronik aletlere bile birkaç yıl garanti verildiğini düşününce -sizin de- bana, hak vereceğinizi sanıyorum.
Garanti kapsamındaki hizmetler, garantiyi veren şirketlere ücretsiz olarak yaptırılsın. Hizmet kusurunun büyüklüğüne göre o şirketlerden -gerekirse- tazminat da alınsın.
Yunanistan'da, yolda mahsur kalan araç sahiplerine tazminat ödenecekmiş çünkü.
Ülkemizde, benzer bir uygulama olacağını sanmıyorum ama -en azından- ulaşıma kapanan, yolcu garantili havaalanları ve araç garantili yollara, kapalı olan günler, -24 saate göre kapalı kalan saatler- için eksik ödeme yapılsın.
Aynı şeyi, Sokağa Çıkma Yasağı olan günler için de önermiştim ama ne yazık ki benim sesim, yetkililer tarafından duyulacak kadar çok çıkamıyor.
Yazımı, birkaç gün önce -iktidar ve muhalefet yandaşları tarafından yapılan yanlı paylaşımlar nedeniyle- sosyal medya hesaplarımda paylaştığım bir metinle bitirmek istiyorum.
"Doğal olarak, her siyasi partinin genel başkanı ve ekibinin; çok doğru, doğru, yanlış veya çok yanlış söz ya da davranışları olabilir. Hatasız insan olmaz çünkü.
Partili veya partisiz -vatandaş olarak- bizim yapmamız gereken; siyasetçilerin doğru ya da yanlışlarını, hakkını vererek dile getirmektir. Kimsenin gönüllü yalakası veya baş düşmanı olmamaktır yani.
En büyük yanlışımız da; oy verdiğimiz partinin yanlışlarına kılıf hazırlayıp oy vermediğimiz partinin doğrularına çalacak kara aramaktır bence..."