2 Haziran 2024 Pazar

17:29   RIZE`DE ``ÇAY MITINGI``NE KATıLAN ÜRETICILERINDEN ÇAĞRı: ``YAŞ ÇAY ALıM FIYATı EN AZ 25 TL OLMALı``   17:21   ÖZGÜR ÖZEL: "BELEDIYELER BIRLIĞI`NDE 14 YÖNETICIDEN 8`INI CHP ALACAK 6`SıNı DIĞER PARTILERE VERECEK"   16:33   RIZE’DE ÜRETICININ TALEBI: "ÇAY KANUNU ÇıKARıLSıN"   15:05   MERSIN BÜYÜKŞEHIR EKIPLERI, LGS SıNAVıNA GIREN ÖĞRENCILERE VE AILELERINE SU İKRAM ETTI   15:02   CHP`DEN RIZE`DE "ÇAY MITINGI"...    14:35   LGS SıNAVı SONA ERDI... ÖĞRENCILER EN ÇOK SAYıSAL DERSLERDE ZORLANDı   13:46   CHP GENEL BAŞKANı ÖZGÜR ÖZEL, MITING ÖNCESINDE RIZE`DE ÇAY ÜRETICILERINI ZIYARET ETTI   13:41   CHP HEYETI SEÇIMIN TEKRARLANDıĞı PıNARBAŞı`NDA...    12:48   KÜÇÜKÇEKMECE`DE ÇÖKEN ÜÇ KATLı BINA... İÇIŞLERI BAKANı YERLIKAYA İSTANBUL`A GITTI   11:27   TBMM`DE BU HAFTA... KRIPTO VARLıKLARA ILIŞKIN KANUN TEKLIFI GÖRÜŞÜLECEK, MERKEZ BANKASı BAŞKANı KARAHAN PLAN VE BÜTÇE KOMISYONU`NA SUNUM YAPACAK   09:30   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI SPOR KULÜBÜ, SÜPER LIG`E ÇıKTı   09:29   "FILISTIN İÇIN BIN GENÇ" GRUBU: 10 ARKADAŞıMıZ ŞAFAK OPERASYONUYLA GÖZALTıNA ALıNDı   01:44   ÖZGÜR ÖZEL: “GÖZALTıNA ALıNAN ÖZEL SEKTÖR ÖĞRETMENLERININ TABAN MAAŞ VE GÜVENCELI ÇALıŞMA TALEPLERININ YANıNDAYıZ”   01:32   BELEDIYELERDEKI NORM KADRO ILKE VE STANDARTLARıNA ILIŞKIN YÖNETMELIKTE DEĞIŞIKLIK YAPıLDı   16:40   TÜRKIYE BELEDIYELER BIRLIĞI BAŞKANLıK SEÇIMI’NDE CHP’NIN ADAYı BELLI OLDU   16:04   ÖZGÜR ÖZEL, TAYFUN KAHRAMAN`ıN KıZı VERA`NıN MEZUNIYET TÖRENINE KATıLDı   15:55   MERSIN’DE MARDINLILER DAYANıŞMA GECESINDE BIRARAYA GELDI   15:07   MSB: ZEYTIN DALı BÖLGESINDE 6 PKK`Lı TERÖRIST ETKISIZ HALE GETIRILDI   13:05   BERKIN ELVAN`ıN AILESININ AVUKATLARı, AK PARTI ANKARA MILLETVEKILI OSMAN GÖKÇEK HAKKıNDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAK   12:40   CHP GENEL BAŞKANı ÖZGÜR ÖZEL ADD`NIN 17. OLAĞAN GENEL KURULU`NDA KONUŞTU  
 
     
   

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Fidan tüm isimleri biliyor mu..?


Hürriyet yazarı Murat Yetkin: "AK Parti’de ve bürokraside en üst görevlerde bulunmuş isimler dâhil, istihbarat raporlarına göre kimin Fethullah Gülen ve gizli örgütlenmesiyle ne işe girmiş olduğunu en azından iki kişinin bildiğinden emin olabiliriz" diyerek, bu iki ismin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan

 

Tarih : 16 Temmuz 2017 Pazar 16:27   Okunma : 1596

Murat Yetkin'in Hürriyet'te "Erdoğan’ın da darbeye direnenlere bir borcu var" başlığıyla yayımlanan (16 Temmuz 2017) yazısı şöyle:

Geçen yıl bu gece Türkiye büyük bir felaketin eşiğinden döndü.

Karşı karşıya kalınan korkunç bir haksızlıktı. Artık Türkiye’de askeri darbeler devrinin kapandığını düşündüğümüz bir sırada vurdular.

Kendi adıma, darbeye kalkışıldığına kani olduğum an evden fırlayıp işe koşarken de, köprüyü tutup halka acımasızca ateş edip öldürenlerin, ihanet içinde Meclis’i bombalayanların, zorbalıkla Yurtta Sulh Konseyi dedikleri çete bildirisini yayınlayanların haberini yaparken de, haber merkezimizi darbecilerin baskınına karşı arkadaşlarımızla savunmaya çalışırken de duyduğum his sadece öfkeydi.Ayrıntılarına artık girmeyeceğim. Yeterince yazıldı. Herkes hayatın kendi önüne çıkardığı payıyla o geceyi yaşadı. Kim kime o geceyi nasıl atlattığını, nasıl anlatırsa anlatsın, kendi vicdanına karşı ne yaptığını, o geceden alnının akıyla çıkıp çıkmadığını biliyor.

Önümüzdeki Pazartesi günü, 15 Temmuz’u 16’ya bağlayan gece Doğan Medya binasının Hürriyet gazetesi ve CNN Türk televizyonunun basılması ile ilgili dava başlayacak. Darbe kalkışması adına baskını yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunduğumuz için Erdoğan Aktaş ve ben kendi payımıza (ve kurumumuz payına) düşen hesaplaşmayı mahkemede yapacağız.

Ancak açılan davaların bu adaletsiz, haksız, kanlı darbe kalkışmasıyla hesaplaşmada yeterli olmayacağını biliyorum.Çünkü Türkiye’de zaten 15 Temmuz 2016 öncesinde de gayet sorunlu işleyen demokratik hayata, hatta muhtemelen cumhuriyet rejimine Cumhurbaşkanının şahsında yapılan bu yıkım hamlesi siyasidir.

Mahkemeler, eğer işlerini gereğince yapıp adalet dağıtabilirlerse, kalkışmanın suçla ilgili kısmıyla hesaplaşmayı yapabilir. Siyasi hesaplaşma mahkemeleri de içeren, ama onun ötesine geçen siyasi bir süreci gerekli kılıyor.Ne yazık ki son birkaç ayda yaşanan bazı gelişmeler, siyasi hesaplaşmanın, üstelik darbe girişiminin hedefi halindeki AK Parti tarafından ötelenmekte, seyreltilmekte adeta unutturulmakta olduğu kuşkusunu doğuruyor bende.

Tuhaf şeyler oluyor. Örneğin Başbakan Binali Yıldırım, geçenlerde İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında “FETÖ temizlendi mi, tehlike geçti mi?” mealindeki bir soruya “Her şey bitmiş değil, şaşırtıcı şeyler olabilir” mealinde cevap verirken, yani Başbakanın cümlesi tamamlanmadan yapılan bir müdahale oluyor. Başbakan Fethullahçı örgütlenmenin hala tehlikeli olabileceğine dikkat çekmeye çalışırken, daha cümlesi bitmemişken adeta panik içinde araya sokuşturulan “CHP’nin adalet yürüyüşü” sorusuyla hedefin saptırılması söz konusu. Bu yapılanın siyasetteki karşılığı basın operasyonu, psikolojik harekât operasyonudur; birileri şimdiden dikkati Fethullahçıların üzerinden dağıtmaya mı çalışıyor?

Kimse kimseyi kandırmasın, sonsuza dek kandıracağını da sanmasın.

Evet, Fethullahçı örgütlenmenin önü özellikle 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle, o zamanki ABD Soğuk Savaş çizgisinin toplumsal uyanışın önüne, o pek sevdikleri tabirle “ılımlı İslamcıları” çıkarmayı öngörmesine paralel olarak açıldı.

Evet, o zamandan bu zamana Türkiye’deki bütün hükümetler, Taliban’dan El kaideye İslam adına her türlü vahşeti sergileyen örgütlerin yanında dinler arası diyalog vaz eden, efendim Papa’yla görüşüp okullar açan Gülen ve cemaatiyle flört ettiler; bunu oy ve nüfuz kaygısıyla yaptılar.

Ama Fethullahçıların devlet kademelerinde asıl yükselişinin 2002-2012 döneminde AK Parti iktidarlarında olduğu bir gerçek. Bunda hem Anavatan Partisi döneminden itibaren devlete alınan kadroların artık kıdem kazanmalarının, hem rakiplerinin tasfiye edilerek onların tayin, terfi almasının, hem de sınav yolsuzlukları ve siyasi torpil mekanizmasıyla yeni kadroların Cemaat üyeleriyle doldurulmasının payı oldu. Devlet yapısından, özellikle ordu, adalet ve eğitim bünyesindeki laik gelenekçileri temizlemek için Fethullahçı kadrolara güvenen, onlarla işbirliğine giden AK Parti, kendi eliyle ne tür bir canavarı büyüttüğünü görmeyecek kadar kendisiyle meşgul ve gururluydu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz kalkışmasının bastırılması ardından “Rabbim ve milletim bizi affetsin” demişti. Bu sözleri kazıdığınızda altından Gülen’in “Ölülerinize bile oy kullandırın” dediği 2010 referandumu sonrasında, dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in “Adaleti cemaate teslim ediyoruz” uyarısına Erdoğan’ın “Kıblemiz aynı” cevabını vermesinden pişmanlığının bulunduğunu var sayabiliriz.

Şimdi burada tek tek hangi AK Parti yetkilisinin daha yakın zamana dek Fethullah Gülen’e nasıl övgüler düzdüğüne girmeyeceğim, hemen hemen hepsi oradaydı.Belki bazı bakanlar, milletvekilleri safların zayıflamasından endişe eden AK Parti yönetiminin Fethullahçıların siyasi bağlantılarını halının altına süpüreceğini düşünerek rahatlıyorlar.

Tabii o isimleri bilen birkaç kişi var. Örneğin MİT Müsteşarı Hakan Fidan biliyor. MİT Müsteşarının doğrudan Başbakan’a, ayrıca Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanına bilgi vereceği MİT yasasında yazıyor. Ama daha 15 Temmuz öncesinde devlet farklı işlemeye başlamıştı.15 Temmuz 2016 kalkışmasının getirdiği siyasi ortam ve 20 Temmuz 2016 olağanüstü hal koşullarında yapılabilen 16 Nisan 2017 referandumu ardından Fidan’ın bu isimleri en azından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile tam liste olarak paylaştığını söylemek mümkün.

Yani AK Parti’de ve bürokraside en üst görevlerde bulunmuş isimler dâhil, istihbarat raporlarına göre kimin Fethullah Gülen ve gizli örgütlenmesiyle ne işe girmiş olduğunu en azından iki kişinin bildiğinden emin olabiliriz: Erdoğan ve Fidan.Dolayısıyla hangi taşlar yerinden oynatılırsa kulenin sarsılacağını, hangi taşlara dokunulursa kimlerin, hangi yapıların Pennsylvania’dan belki de iftira ve şantaja maruz kalacağını, tekrar edelim, MİT raporlarının ve kendi siyasi istihbarat ağının bildirdiği ölçüde Erdoğan görüyor.

Darbe kalkışmasının birinci yılında Resmi Gazetede yayınlanan yeni bir Kanun Hükmünde Kararname ile binlerce kişinin daha kamudan çıkarılması bu konuda bir kararlılık işareti gibi görünüyor.Ancak iş bürokrasiye gelince gösterilen kararlılığın siyasi bağlantılarda da gösterilmesi lazım. Çünkü siyasi hesaplaşma gerçekleştirilmeden Türkiye’nin kapısı gelecekte bu tür başka komplolara da açık duracak.

Siyasi hesaplaşma konusunda en büyük sorumluluksa, artık bütün yürütme gücüne sahip olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın omuzlarında; 15 Temmuz gecesi darbecilere direnen, vatanına ve demokrasiye sahip çıkan herkese karşı bu da, “Rabbim ve milletim bizi affetsin” diyebilen Erdoğan’ın borcu sayılabilir.

Paylaş :
Etiketler :  cumhurbaşkanı erdoğan, hakan fidan, akparti, 15 temmuz.

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


 
  FLAŞ HABER
   
 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinerji.com © Copyright 2017-2024 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA