2013'ten bu yana görülen bütün davalar beraatla sonuçlanmıştır. Bu davada da öyle olacaktır. Bizler, adına yargılama denilen bu kısır döngünün hukuksal savunmasını yapıp, Gezi’yi tarihe, er ya da geç onurla taşıyacağız. Burada bir sorunumuz yok.
Ama Gezi menkıbesi, topluma gözdağı vermenin bir gerekçesi olarak kullanılmaya devam edecektir. Çünkü Gezi'yi kriminalize ederlerse, onu bir darbe olarak tanımlayıp yargı kararları ile bunu pekiştirebilirlerse, en demokratik hakların kullanımını engellemeyi başarmış olacaklar. Çünkü Gezi bir itirazdır. Onlar başarırlarsa, itiraz etmek korku iklimine teslim edilmiş olacaktır. Çünkü, Gezi onurlu bir direniştir. Bu davalarla korku salınabilirse, direniş kültürü yok edilmiş olacaktır. Çünkü Gezi, bu topraklardaki demokrasinin geldiği en ileri aşama, en demokratik protestodur. Barışçıdır, demokratiktir, toplumcudur. Bu davalarla, ona başka bir veche verebilirlerse, barışı da protestoyu da toplantıyı da gösteriyi de ifade özgürlüğünü de rehin vereceğimizi sanıyorlar.
Bu dava gözdağıdır kısacası, mesajdır, demokratik haklarımızı gasp etmeye yönelen. Bu dava ile yargı eliyle hukuksuzluk meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Biz bu ülkenin avukatları olarak, korku iklimini değiştireceğiz bu davayla. Verilmeye çalışılan mesajı almayacağız. Yurttaşlarımızın da almasını engelleyip, suskun bir toplum yaratılmasına yönelik çabaları engelleyeceğiz. Korku iklimine yenilmeyeceğiz, onu yeneceğiz. Yargının siyasal stratejilerin taktik alanı olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz. Yargıyı siyaset uğruna ekip bükmeyeceğiz, araçsallaştırılmasına izin vermeyeceğiz.”