Mersin Barosu tarafından Sağlık Hukuku kapsamında Tazminat, Aydınlatma, Onam ve Yargı Kararları konulu seminer düzenlendi. Açılış konuşmasını yapan Mersin Barosu Başkanı Av. Bilgin Yeşilboğaz, sağlık sorununun, hukuksal sorunu beraberinde getirdiğini söyledi. Seminerde sunum yapan Av. Bülent Maraklı, hekimlerim yasal olarak küresel tıp kurallarına uygun müdahale yapmak zorunda olduğunu vurgulayarak, Türkiye’de yılda ortalama 50 bin kişinin tıbbi işlemden dolayı ya sakat kaldığını, ya da öldüğünü söyledi. Prof. Dr. İbrahim Üzün ise, Adli Tıp Kurumu'nda 2017 yılında tıbbi uygulama hatası iddiası bulunan rapor sayısının 6000 civarında olduğunun bilgisini verdi. Prf. Dr. Hakan Hakeri, hasta aydınlatma formunun hukuka uygun olması gerektiğini belirtirken, Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen ise, “Türkiye’de uygulanan sisteme göre, hekimin hastaya ayırabildiği muayene süresi en fazla 3 dakikadır. Hata yapıldığında bundan sistem mi? hekim mi sorumlu olur?” dedi.
YEŞİLBOĞAZ: “SAĞLIK SORUNU, HUKUKSAL SORUNU BERABERİNDE GETİRİYOR”
Mersin Barosu Konferans Salonu’nda düzenlenen seminere, Mersin Barosu Başkanı Av. Bilgin Yeşilboğaz, yönetim kurulu, Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, avukatlar ve doktorlar katıldı. Seminerde, Adli Tıp 1.İhdisas Kurulu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Üzün; kusur, komplikasyon bilirkişi; İstanbul Medeniyet Üniversitesi'nden Prf. Dr. Hakan Hakeri; hekim sorumluluğu ve tıp hukuku; Adana Barosu'ndan Av. Bülent Maraklı ise, tazminat ve yargı kararları konularında sunum yaptı.
Seminerin açılış konuşmasını yapan Mersin Barosu Başkanı Av. Bilgin Yeşilboğaz, günümüzde ciddi bir sorun teşkil eden sağlık sorununun, aynı zamanda hukuksal birçok sorunu beraberinde getirdiğini söyleyerek; avukatları ve sağlık çalışanlarını sağlık alanında yaşanan sorunlar hakkında bilgilendirmek, onlara ufuk açmak ve bilgilerini pekiştirmek amacıyla bu semineri düzenlediklerini kaydetti.
HAKERİ: “AYDINLATMA FORMU HUKUKA UYGUN OLMALI”
Daha sonra sunum yapan İstanbul Medeniyet Üniversitesi'nden Prf. Dr. Hakan Hakeri, tıbbi müdahalenin hukuka uygunluğu hakkında bilgiler vererek; yüksek mahkemelerin, sağlık çalışanlarının hekim olma, hastayı aydınlatma ve endikasyon şartını değerlendirdiğini belirtti. AİHM’nin, tıbbi müdahaleyi yapan kişiye hastayı aydınlatma eksikliğinden mahkûmiyet kararı verdiğini belirten Prf. Dr. Hakan Hakeri, “Aydınlatma formu hukuka uygun olmalı ve hasta ameliyattan 24 saat önce aydınlatılmak zorundadır. Aydınlatma yükümlüsü ise, tıbbi müdahaleyi yapan kişidir. Rıza şartı kapsamında ise, tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz” diye konuştu.
MARAKLI: “HEKİM KÜRESEL TIP KURALLARINA UYGUN MÜDAHALE YAPMAK ZORUNDADIR”
Adana Barosu'ndan Av. Bülent Maraklı ise, Yargıtay ve Danıştay kararlarından örnekler vererek, “Tahminlere göre Türkiye’de yılda ortalama elli bin kişi tıbbi işlem nedeni ile ya sakat kalmakta ya da ölmektedir. Gerek Sağlık ve Adalet Bakanlığı’nın, gerekse Türk Tabipler Birliği’nin elinde tıbbi hata veri kayıt sistemi yok. Hekimlerin bir sorumluluğu var ve bu sorumluluğun da bir standardı var. Hekimler küresel tıp kurallarına uygun müdahale yapmak zorundadır. Örneğin, Mersin’in Mut ilçesindeki hekim ile Cerrah Paşa Üniversitesi’ndeki hekimin müdahale standardı aynı olmak zorunda. Yasalar, sözleşmeler, içtihatlar bu hükmü hekimlere yüklemiştir. Her türlü tıbbi müdahalenin, mesleki yükümlülüklere ve standartlara uygun olması benimsenmiştir. Aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmemiş oluşu, yapılan müdahaleyi hukuka aykırı hale getirdiğinden, davalıların manevi tazminat dışında maddi tazminattan da sorumlu olduklarının kabulü gerekir. Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi (AİHM), kişilerin fiziksel ve ruhsal bütünlüklerinin korunması, kendilerine uygulanan tedaviye dahil olmaları, bu hususta rıza göstermeleri ve maruz kaldıkları sağlık risklerini değerlendirmelerine yardımcı olan bilgilere erişimlerinin, Sözleşme'nin 8. maddesi kapsamı içerisinde yer aldığını kabul etmektedir” ifadesini kullandı.
Prof. Dr. İbrahim Üzün ise, Adli Tıp Kurumu'nda 1990-2000 yılları arasında, tıbbi uygulama hatası iddiası bulunan rapor sayısının 635, Adli Tıp Kurumu'nda 2017 yılında tıbbi uygulama hatası iddiası bulunan rapor sayısının 6000 civarında olduğunun bilgisini verdi.
ANTMEN: “SİSTEM Mİ? HEKİM Mİ SORUMLUDUR?
Daha sonra konuşan Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen ise, Dünya Sağlık Örgütü bir hekimin bir hastaya ayırması gereken süreyi 20 dakika olarak belirlemiştir. Türkiye’de uygulanan sisteme göre, hekimin hastaya ayırabildiği muayene süresi en fazla 3 dakikadır. Çünkü Türkiye’de performans sistemi vardır. Hekimler günde yeterli hastaya bakmazsa, yeterli maaş alamaz. Hekim ne kadar performas yaparsa, o kadar emekliliğine yansımayacak şekilde maaş alır. Böyle bir sistemde hataların ne kadar yapılabileceği tartışılmalı ve hatalar yapıldığında da bundan sistem mi? hekim mi sorumlu olur?” dedi.
Seminerin sonunda Baro Başkanı Av. Bilgin Yeşilkboğaz, panelistlere teşekkür ederek yönetim kurulumuzla birlikte plaket takdim etti.