Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Aşhane’de çalışan personel sayesinde 78 yaşındaki Mustafa Sarıtaş’ın hayatı kurtuldu. Her gün getirdikleri yemeği Mustafa Dede’nin mutfak penceresinde hiç dokunulmamış şekilde gören personeller, “Bu işte bir terslik var” diyerek, komşuda bulunan yedek anahtar ile Mustafa Dede’nin evine girdi. Mustafa Sarıtaş’ı yatak odasında yerde düşmüş bir vaziyette gören personeller, hemen 112’yi aradı ve Aşhane çalışanları sayesinde Mustafa Dede hayata tutundu. Hayatını kurtaranlara teşekkür eden Mustafa Dede, yaşadıklarını anlatırken, gözyaşlarına hâkim olamadı.

Mersin Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’na bağlı Aşhane’de görev yapan ve her gün evlere yemek dağıtan personellerin dikkati sayesinde 78 yaşındaki Mustafa Dede’nin hayatı kurtuldu.

2012 yılında eşini kaybeden ve yaklaşık bir yıldır da yürüme zorluğu çeken Mustafa Sarıtaş, Yenişehir İlçesi, Afetevler Mahallesi’ndeki evinde tek başına yaşıyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin Aşhane hizmetlerinden 4 yıldır faydalanan Mustafa Dede’nin her gün evine Aşhane’de pişen sıcacık ev yemeklerinden götürülüyor. Aşhane personellerden Fevzi Hançer ile Cüneyt Öz, Mustafa Sarıtaş’ı artık ailelerinden biri gibi görüyor. Aralarında baba-oğul ilişkisi kurulan ve sadece yemek getirip götürmekten ziyade, ara sıra oturup kendisiyle sohbet eden, halini hatırını soran personeller ile Mustafa Dede birbirlerini çok seviyor.

Dikkatleri hayat kurtardı

Mustafa Dede, geçtiğimiz günlerde talihsiz bir olay yaşadı. Aşhane personelleri, Mustafa Sarıtaş’ın evine yemeğini getirip, salon penceresinden televizyonu açık gördükleri için kendisini lavaboda zannedip yemeği mutfak penceresinin önüne bıraktılar. O gün yemeğini alıp yiyen Mustafa Dede, sonrasında tökezleyip evinin yatak odasında düştü. 4 gün boyunca da yattığı yerden kalkamadı. Bıraktıkları yemeğin kapıdan Mustafa Dede tarafından alınmadığını gören Aşhane personelleri, bir terslik olduğunun farkında vardı.

Sarıtaş’ın komşusu Hatice Dinar’dan yedek anahtarı alan personeller, Mustafa Dede’yi yatak odasında yarı baygın bir vaziyette buldu. Susuz ve bitkin kalan Mustafa Sarıtaş, su içtikten sonra ambulans ile Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne götürüldü. Tedavi altına alınan ve taburcu olan Mustafa Dede şu an evinde sağlığı iyi bir şekilde her gün gelen yemeğin ve personellerin yolunu gözlüyor.

Anılarının olduğu evi bırakmak istemiyor

Gençliğinin geçtiği, çocuklarının büyüdüğü ve eşi ile binlerce anısının olduğu evi bırakıp gitmek istemeyen Mustafa Dede’yi evlatları yanlarında kalmaya ikna edemiyor. Mustafa Sarıtaş da kendi evinde daha mutlu ve huzurlu olduğunu söylüyor. Bu yüzden de farklı bir şehre gitmek istemeyen Mustafa Dede evinde yalnız yaşıyor. 2 oğlu ve 1 kızı bulunan Mustafa Sarıtaş’ın bir oğlu Almanya’da, bir diğeri Malatya’da ve kızı ise Ankara’da ikamet ediyor.

Yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı

Yaşadığı talihsiz olayı anlatırken gözyaşlarına hâkim olmayan Mustafa Dede, “Arkadaşlar yemeğimi getirirler. Pencereye gelir seslenirler, ‘Amca yemeğini getirdim’ diye. Bazen kapıya asarlar, bazen içeriye getirirler. İşleri, güçleri rast gelsin. Cuma günü ben çamaşır yıkamaya kalktım. Çamaşırı yıkadım, makinayı kapatayım derken ayağım dolaştı oraya düştüm. Telefon falan elimden uzağa gitti. 4 gün orada bağırdım durdum. Sağ olsun yemeği yine Cüneyt getirdiğinde, komşumu aramış. Hatice Hanım demiş ki ben de anahtar var. Bunlar anahtarı vermişler ve Cüneytler de kapıyı açıp girmişler. Bu arada ben içeride daha yatıyorum. Tutunacak dal arayıp bulamıyorum. Kalkayım dedim kalkamadım. Dedim artık benden gitti” dedi.

“Çalışanlar ile benim aram turp gibi”

Hastanede doktorların susuz kaldığını söylediğini ve 3-4 gün boyunca orada bol su içip, tedavi gördüğünü anlatan Sarıtaş, Aşhane hizmetlerinden çok memnun olduğunu vurgulayarak, “Getirilen yemekleri arkadaşlarımla, kedilerimle beraber yiyoruz. Çalışanlar ile benim aram turp gibi. Allah razı olsun. Gelirler banyo yaptırırlar, evimi temizlerler, halimi hatırımı sorarlar. Bir evlattan gönüllüler. Allah belediyeden razı olsun. Şöyle elimi tutan olsa. Hiç oturamıyorum. Kayıp düşüyorum. Ellerim nasıl soğuksa ayaklarım da öyle. İyice uyuştu. Fazla kaldıramıyorum, tökezleyip düşüyorum. Cümlenizden Allah razı olsun” diye konuştu.

Kızı Yasemin: “Büyükşehir Belediyesi’nden Allah razı olsun”

Mustafa Sarıtaş’ın kızı Yasemin Yılmaz, yaşanan olayı anlatıp, apar topar Ankara’dan Mersin’e geldiğini söyledi. Babasına sarılıp öpen Yılmaz, “Ben Ankara’da oturuyorum. Bu olaylar keşke babamın başına gelmeseydi. Ama Allah Büyükşehir Belediyesi’nden, yemek getirip götüren herkesten razı olsun. Binlerce kez teşekkür ediyorum. Biz babamızı istemiyoruz, bakmıyoruz diye yalnız evde kalan bir insan değil benim babam. Ama biz babamızı yalnız bırakmış insanlar değiliz. Başına böyle şeyler gelmese iyiydi ama geldi, düşmüş. Yaşlılık işte bular” dedi.

Aşhane çalışanları Mustafa Dede’yi babaları gibi görüyor

Aşhane personellerinden Fevzi Hançer, sadece yemek getirip bırakıp gitmekten ziyade Mustafa Dede ile oturup sohbet ettiklerini, halini hatırını sorduklarını dile getirerek, “Biz buraya geliriz bazen. Koltuğunda oturur, sohbet deriz. Dışarıdan biz canımız çektiğinde meyve alırız, Mustafa Amca’ya da getiririz. Aramızda amca-yeğen muhabbeti var. Sohbeti çok tatlı bir insan. Mersin Büyükşehir Belediyesi bunun için var. İnsanlara hizmet için buradayız. Mersinliler’in hizmetkarı olacağız. Bu maneviyatı yüksek görevi bizlere veren Belediye Başkanımız Sayın Vahap Seçer’e çok teşekkür ediyoruz” dedi.

Cüneyt Öz ise yaşanan tatsız olaydan dolayı üzgün olduklarını fakat Mustafa Dede’nin hayatını kurtardıkları için mutluluk duyduklarını sözlerine ekleyerek, “İhtiyaç sahibi bütün hastalarımızla bir bir görüşüyoruz. Kendileri ile ihtiyaçlarını ve istediklerini her şekilde bilgi alıyoruz. Bire bir sohbet edip bir ihtiyaçları olursa yardımcı olmaya çalışıyoruz. Mustafa amca ile aramız çok iyi” diye konuştu.

Mustafa Dede’nin yaşadıklarına üzülen komşuları Ayşe Doğan ve Hatice Dinar da Büyükşehir Belediyesi ekiplerine teşekkür ederek, bundan sonraki süreçte de Mustafa Dede’ye göz kulak olacaklarını söylediler.