(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, “Büyükşehir belediyelerimizin yıllardır başarıyla yürüttüğü hal denetimi yetkisi, yeni bir düzenlemeyle Ticaret Bakanlığı`na devredilmek isteniyor. Bu bir yetki devri değil; doğrudan bir gasp, açık bir demokrasi ve ekonomi darbesidir. Büyükşehir belediyelerimizin yıllardır şeffaf, hesap verebilir ve kamucu bir anlayışla yönettiği hal denetimini merkezi hükümete devretmek sadece bir düzenleme değil, bir perdeleme operasyonudur” dedi.
CHP Tarım ve Orman Bakanlığı`ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, büyükşehir belediyelerinin hal denetimi yetkisinin Ticaret Bakanlığı`na devredilmesine yönelik hazırlanan düzenlemeye tepki gösterdi. Adem, şunları kaydetti:
“Halk pazar tezgâhında bir adet domatesin fiyatına bakarken durup düşünüyor; ‘Bu ülkede ne oldu da tarım ülkesi olan Türkiye`de bir kilo sebze, et, süt, yumurta artık temel gıda değil, lüks oldu?` Sorunun yanıtı çok net: Tarımda çöküş, denetimde zafiyet, üreticide umutsuzluk ve tüketicide çaresizlik. İktidar bu çöküşün sorumlusu olarak aynaya bakmak yerine, her fırsatta hedef şaşırtıyor. Son hamleleri de bunun yeni bir örneğidir. Büyükşehir belediyelerimizin yıllardır başarıyla yürüttüğü hal denetimi yetkisi, yeni bir düzenlemeyle Ticaret Bakanlığı`na devredilmek isteniyor. Bu bir yetki devri değil; doğrudan bir gasp, açık bir demokrasi ve ekonomi darbesidir. Büyükşehir belediyelerimizin yıllardır şeffaf, hesap verebilir ve kamucu bir anlayışla yönettiği hal denetimini merkezi hükümete devretmek sadece bir düzenleme değil, bir perdeleme operasyonudur.
"Tek amaç var: Algıyı yönetmek”
CHP`li büyükşehir belediyeleri, gıda fiyatlarındaki artışı kontrol altına almak, fırsatçılığı önlemek, kayıt dışı ticareti azaltmak ve hem üreticiyi hem tüketiciyi korumak amacıyla hal ve pazar sistemlerinde önemli düzenlemeler yapmış, denetim sistemini şeffaf ve işler hale getirmiştir. Şimdi bu işlevsiz yapı, yerel yönetimlerin dinamik ve halktan yana sisteminin yerine konmak isteniyor. Tek amaç var: Denetimi değil, algıyı yönetmek. Halde yapılan denetimler, ürünün nereden geldiğini, hangi fiyata satıldığını, kaç el değiştirdiğini kayıt altına alır. Belediyelerin elinden bu denetimi almak, hem fiyat şeffaflığını hem gıda güvenliğini ortadan kaldırır. Bu düzenlemeyle iktidar yalnızca yetki gasp etmiyor, aynı zamanda halkın pazar torbasına el uzatıyor. Üstelik iktidar sadece denetim yetkisini gasp etmekle kalmıyor, tarımdaki krizi de derinleştiriyor.
"İktidar halktan korkuyor, denetimden korkuyor, şeffaflıktan korkuyor”
Nisan ayında yaşanan don felaketinin üzerinden bir ayı aşkın süre geçmesine rağmen Meclis`te kurulan komisyon henüz çalışmalarına bile başlamadı. Çiftçinin borç yükü her geçen gün artarken Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçların faizsiz ertelenmesi, yeniden yapılandırılması gibi acil önlemler alınmıyor. Üretici tarlasını, bağını, bahçesini değil; icra kâğıtlarını izliyor. İktidarın derdi ise bu sorunları çözmek değil; işini, gücünü bırakmış, ‘CHP`li belediyelerin işlevselliğini nasıl ortadan kaldırırım` telaşıyla hareket etmek. Ayıptır, günahtır. Siz işinizi yapın sayın bakanlar, bırakın belediyeler de halkın kendisine verdiği görevi yerine getirsin. Ama ne yaparsanız yapın, belediyelerimizin alnının akıyla yürüttüğü her çalışmayı halk görüyor. Bu halk kimin mutfağını düşündüğünü, kimin kendi çıkarını koruduğunu çok iyi biliyor. Çünkü bu iktidar halktan korkuyor, denetimden korkuyor, şeffaflıktan korkuyor. Ve korktukça daha çok yetkiyi merkezde toplamaya, kendi iş bilmezliğini halkın iradesini bastırarak örtmeye çalışıyor.”