Gürbüz,” Türkiye’de tarımın korunması lazım!”
Mersin Ziraat Mühendisleri Oda Başkanı Deniz Gürbüz, Mersin’de tarımın sorunları ile ilgili mersinerji gazetesine özel bir röportaj verdi.
Türkiye’de tarımın sorunlarının çok olduğunu belirten Ziraat Mühendisleri Oda Başkanı Deniz Gürbüz,” Sanki tarım kesimi değil de başka bir ülkeymiş gibi meslek dalıyla daha çok uğraşıyormuş gibi herkes buna yöneliyor ama Türkiye’nin gerçek kazançlarına baktığımızda her şey tarım. Türkiye’de tarım bir meslek dalı olarak branşlaştırılamadı. Çiftçilik diye bir meslek grubumuz yok. Ziraat odaları var çiftçi birliği diye geçiliyor, ama bunlar bir meslek haline getirilemedi. İlk başta Türkiye’de tarımı kim yapıyor. En büyük sorunlardan bir tanesi, tarımı herkes yapıyor ve bilinçsiz bir şekilde yapıyor. Tarımı yapacak kişileri eğitmek gerekiyor ve bu anlamda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Türkiye’de tarım ürünleri para etmiyor neden? Örnek veriyorum bu sene para eden bir ürün yapıldığında, gelecek yıl da herkes o ürüne yöneliyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de üretim planlaması yok!
Gürbüz,” Üretim planlaması yapılması lazım. Üretim planlaması nasıl yapılacak? Sonuçta bakanlığın elinde olan bir şey. Tarım bakanlığının eksikliklerinden bir tanesi Türkiye’de üretim planlamasının yapılamaması. Türkiye’de üretim planlamasına herkes kendi kafasına göre oturtmuş o şekilde yapıyor. Şu an mersine baktığımda mersinde üretim planlamasına baktığımızda bölgesel olarak kendince oturmuş, ama bu kendi içinde karmaşık. Örneğin erdemlide limon yetişiyor, domates yetişiyor, Silifke’de çilek yetişiyor, limon, domates yetişiyor, Anamur’da muz yetişiyor, çilek yetişiyor. Baktığımızda kendince oturmuş bir üretim planlaması var ama bu üretim planlaması içerisinde de farklı bir sürü şeyler yetişiyor. Ne oluyor Türkiye’de ne kadar ve ne ürün yetiştiğini biz rakamsal olarak bilemiyoruz ve ne kadarını nasıl değerlendireceğimizi bilemiyoruz. Şimdi ihracata bakıyoruz bazı yıllarda para kazanmıyor, bazı yıllarda da kazanılamıyor. Sonuçta dış ülkenin politikalarıyla kendi gönderdiğimiz ürünlerde kalıntı çıkabiliyor, zararlı yollardan dolayı geri dönebiliyor, bunların her biri başlı basına bir sorun. Bunlarla ilgili tek çözüm üretim planlamasının yapılmasıdır” sözlerini kullandı.
Türkiye’de kooperatifler kurulmalı!
Gürbüz,” İthalatın önünü açmak için Pazarlama sağlayacak tüketim ve üretim kooperatifleri kurulmalı. Ve o kooperatiflerle üreticiye ve tüketiciye destek verilmeli. Çiftçinin yönlendirilmesi lazım. Bu tarım bakanlığına bağlı taşralarda çalışan insanların çiftçiye yönelik ciddi anlamda üretim planlaması ile ilgili, kooperatifleşme ile ilgili, çiftçiye yön verecek sistemler yapılmalı. Bizim gibi meslek odaları, ziraat odaları, ziraat mühendisleri odası, ya da mühendisler odası olarak bunun mücadelesini veriyoruz. Ama ziraat odaları bu konuda yetersiz kalıyor. Aslında Tüm kurumlarının bir araya gelip tarım bakanlığının, ziraat odalarının, tarımla alakalı kim varsa birşey yapılacaksa bölgesel olarak, el birliği ile yapılması lazım” ifadelerini kullandı.
Yetkilerimizin çoğunluğu bakanlık tarafından kaldırıldı
Gürbüz,” Gübre satan bayilere bakıyoruz, ziraat mühendisi değil ama zirai gübre satıyor. Gübrenin fazla kullanımı bitkilere zarar verebiliyor, içme sularımıza karışabiliyor, balıkların bünyesinde çıkabiliyor, yanlış kullanım yapılıyor. İçme sularımız içerisinde biliyorsunuz gübre kalıntıları, fosfor, başka bir kimyasal gübre çıkabiliyor. Gübrenin satışını ziraat mühendisi olmayan bir insan bile yapabiliyor. İşte bunlar Türkiye’nin ciddi ve kanayan tarım sorunları. Çiftçinin, çiftçilik yapabilmesi için yanında bir ziraat danışması olması lazım. Parası olmayan çiftçi grubuna devletin el atması lazım” dedi.
Türkiye’de tarımın korunması lazım!
Gürbüz,” Türkiye’de üretim planlaması ile ilgili yeni bir piramit yapmışlar, piramidin en altına çiftçiyi koymuşlar onun yanına da tarım krediyi koymuşlar o tarım kredisinin içine de bakanlığın taşralarını birleştirmişler %30’luk bir pay vermişler. Piramit’in hemen üstüne de devletin A.Ş. şirketleri koymuşlar ve %15’lik kısmına da onu koymuşlar. Piramit’in diğer %51’lik kısmına da semerat holding diye bir kısım koymuşlar. Semerat holdingin içinde kim var? Türkiye’de hani o market zincirleri dediğimiz o kişiler var ya onlar var, kapitalist şirketler var. Bizim tüm pazarlamayı bunlara teslim edecekler ve diyor ki bu piramitte, bu semerat holdingin içerisinde, Ülker’di, Migros’tu, pınardı, bakıyorsun bunlar yarın bir kartel oluştursa istediklerini yapabilir mi? Yapar. Veya şirket birleşimi yapıp, tehlikeli bir duruma geçebilirler. İşte bunlar tek bir fiyat belirleyip çiftçiye para kazandıramazsa çiftçi ne yapacak? İşin kötü yanı üretimin girdilerini de bunlar sağlayacak. Semerat holding sisteminde büyük tehlike var. Tarım stratejik bir politikadır. Biz en önemli tarım politikamızı kapitalist firmalara kendimizi vermememiz lazım. Bu yüzden de Türkiye’de tarımın korunması lazım” dedi.