Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin Ehlibeyt Kültür ve Dayanışma Derneği (MEKDAD) tarafından bu yıl 6.’sı gerçekleştirilen Kerbela Şehitlerini Anma Programı’na katıldı. Başkan Seçer, toplumdaki birlikteliği ve beraberliği pekiştirmenin önemine vurgu yaparak, “İnsanları ayırmamak, insanları hor görmemek, makam hırsı ile mevki hırsı ile para hırsı ile yandaşlarımızı doyurma hırsıyla, mazlumun ahını almamak. İşte asıl bunları gerçekleştirebiliyorsak Kerbela’yı anlamış oluyoruz” dedi.
Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi Barış Salonu’nda gerçekleştirilen anma programına, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in yanı sıra AK Parti Mersin Milletvekili Hacı Özkan, Mersin İl Müftüsü Dr. Şaban Kondi, Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Muhammet Gültak, Toroslar Belediye Başkanı Atsız Afşin Yılmaz, Mersin Ehlibeyt Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Salim Derkuş, Alevi Kültür Dernekleri Mersin Şube Başkanı Hasan Kılavuz, Ehlibeyt Kültür ve Dayanışma Vakfı Genel Başkanı Ali Yeral, Mersin Balyanlılar Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Şeyho Bozan, Mersin Hataylılar Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Tahir Çetin, Mersin Arapları Yardımlaşma ve Eğitim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Deniz, meclis üyeleri, çok sayıda sivil toplum kuruluşu ve dernek temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. Saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program, protokol konuşmaları ile devam etti.
“ZALİM İLE MAZLUMUN MÜCADELESİ OLARAK DEĞERLENDİRDİĞİMİZ BİR GÜN”
Başkan Seçer, Kerbala’yı zalim ile mazlumun mücadelesi olarak değerlendirdiklerini dile getirerek, “Bugün İslam Dünyası’nda çok derin iz bırakan, hatta ayrışmalara sebebiyet veren, üzerinden 13 asırdan fazla bir süre geçmesine rağmen andığımız ve katliam olarak değerlendirdiğimiz, zalim ile mazlumun mücadelesi olarak değerlendirdiğimiz bir günün anma etkinliklerinde beraberiz. Bu kadar uzun süre geçmesine rağmen, bu hassasiyetle bir araya gelebiliyorsak, o günün anısına, şehit olan Hazreti Peygamberimizin en sevdiği torunu Hz. Hüseyin’i ve beraber şehit edilenleri anıyor isek, sadece orada kalmıyoruz, o günün anlamını, değerini ve felsefi boyutunu da tartışıyoruz. Zalim ile mazlumun mücadelesi diyoruz. Gözünü ihtiras, iktidar, ganimet, makam hırsı bürümüş ve mazlumun sadece Allah’a itikadını, ibadetini, insanları sevmeyi, insanları saymayı, fakire fukaraya sahiplenmeyi şiar edinmiş iki ayrı figür üzerinde değerlendirmeler yapıyoruz” dedi.
“ÖNEMLİ OLAN BU DEĞERLERİ HAYATIMIZIN HER ALANINDA VAR ETMEK”
Bugünleri sadece anma programlarında bir ritüel halinde bırakmadan hayatın her alanında var etmenin önemine dikkat çeken Seçer, “O günden bugüne insanlık tarihinde aslında çok bir şey değişmedi. Bugün de yaşıyoruz, dün de yaşadık, belki yarınlarda da yaşayacağız. Ama arzumuz bunları en aza indirgemek. Bunları konuşmak, bunları tartışmak, sadece bir ritüel olarak bırakmak değil, bugünlerde bir araya gelip, burada bazı değerlendirmeler yapıp, kapıdan çıktıktan sonra bunları unutmak değil. Bu değerleri hayatımızın her alanında var etmek önemli olan” diye konuştu.
“İÇİNDE ALLAH SEVGİSİ OLAN HİÇBİR KUL KERBELA’YI ONAMAZ, LANETLER”
Başkan Seçer, Ortadoğu coğrafyasında hâkim olan İslam anlayışı ile bu topraklarda hâkim olan İslam anlayışının son derece farklı olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
“İçinde Allah korkusu olan, içinde Allah sevgisi olan hiçbir kul Kerbela’yı onamaz, lanetler. Ben eminim ki bugün bu kadim topraklarda yaşayan çok farklı inanç grubundan, Alevi’si, Sünni’si, Şii’si, çok farklı Semai dinlere mensup insanlar dahi o günlerde var olsalardı, bu kültürle, bu anlayışla, herhalde Hz. Hüseyin’in yanında olurlardı. Bizim şansımız bu kadim topraklarda, aslında Ortadoğu coğrafyasında hâkim olan İslam anlayışı ile bu topraklarda hâkim olan İslam anlayışının son derece farklı olması. Bunu Pir Sultan’da görüyoruz, bunu Hacı Bektaş’ta görüyoruz, bunu Yunus Emre’de görüyoruz, bunu Mevlana’da görüyoruz, İşte onların değer yargıları, onların söylemleri, onların ilkeleri, prensipleri bugün bu farklılıkları bir arada tutan çimento görevi görüyor. Ben inanıyorum bundan sonra bu birlikteliği, beraberliği hep beraber pekiştireceğiz.”
“TOPLUMU ÇÜRÜTMEK DE BİR KERBELA’DIR”
Kentin belediye başkanı olarak anlattığı temel görüşler çerçevesinde en büyük görevin kendisine düştüğünden söz eden Seçer, şöyle devam etti:
“Ben kentin belediye başkanıyım. Bu anlattığım temel görüşler çerçevesinde en büyük görev bana düşüyor. İnsanları ayırmamak, insanları hor görmemek, makam hırsı ile mevki hırsı ile para hırsı ile yandaşlarımızı doyurma hırsıyla, mazlumun ahını almamak. İşte asıl bunları gerçekleştirebiliyorsak Kerbela’yı anlamış oluyoruz. Kerbela sadece silahla, günümüzde tüfekle, tankla bir coğrafyayı yok etmek, insanları yok etmek, bir medeniyeti, bir toplumu, bir kültürü yok etmek değil. İşte siyasilerin ya da yöneticilerin yönetim anlayışı ile o toplumu zehirleme, o zehir vasıtasıyla o toplumu çürütmek de bir Kerbela’dır. Bizim bundan sakınmamız lazım. O günlerden günümüze çok dersler aktarmamız lazım. Deneyim önemlidir, maziyi anmak önemlidir. Ama bundan ders çıkarmak, geleceğimize el feneri görevi yapması çok daha önemlidir. Umut ediyorum bundan sonra tarihi süreçte yaşadığımız Kerbela ve Kerbelalar gibi insanlık tarihine not düşmüş, bize ders verecek nitelikteki birçok olaydan, bizler feyz alalım ve geleceğimizi ona göre şekillendirelim.”
“GELECEK GÜNLER ÇOK DAHA GÜZEL OLACAK”
Başkan Seçer, konuşmasını Mersin’in Türkiye’nin izdüşümü bir kent olduğunu ifade ederek sürdürdü ve “Mersin küçük Türkiye. Mersin Türkiye’nin bir izdüşümü. Mersin’de yaşayacağımız sosyal bir sorun, Mersin’de vatandaşlarımızın sosyal barış anlamında yaşayacağı en küçük bir rahatsızlık Türkiye’de çok büyük hastalıklara dönüşür. Eğer Mersin sosyal barış ve huzur konusunda öksürürse, Türkiye yatağa düşer. Mersin’i önemsemeliyiz. Sadece ben değil, diğer bütün ilçe belediye başkanları, değerli milletvekilleri, değerli inanç grubu temsilcileri, hepimiz bu ortak düşünce ile Mersin’de birliğin, beraberliğin temelini atmak zorundayız. Gelecek günler çok daha güzel olacak. Bu vesile ile bir arada olduk. Sizlerin abisi, sizlerin kardeşi, sizlerin büyüğü ya da küçüğü olarak, kentin Belediye Başkanı olarak, sayın başkanıma çok teşekkür ediyorum bu davetinden dolayı. Muharrem Orucunuz kabul olsun. Muharrem Ayı’mız inşallah sadece ülkemizin değil, tüm dünyanın barışına vesile olsun” dedi.