AÇILIM VE KOMİSYON
  Arkadaş ve dost çevrem "Yeni süreç ile ilgili neden bir şeyler yazmıyorsun?" diye sormaya başladığı için birkaç neden yazma gereği duydum.
  1-Süreci başlatan baş aktörlerden biri olan ve yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi eski başkanı Ahmet Türk görevine iade edilmeden,
  2-PKK ve DEM Parti sözcüleri 'Hiçbir koşul öne sürmeden silah bırakma" çağrısına "Kürtler'e soykırım uygulandı. Lozan'da, Kürtler yok sayıldı. Abdullah Öcalan özgür olmalı. Ana dilde eğitime geçilmeli" ve benzeri şeyler söylerken,
  3-Muhalefeti "DEM Parti ve Abdullah Öcalan ile görüşecek" diye suçlayarak oy isteyip parlamento çoğunluğunu ele geçiren Cumhur İttifakı bileşenleri, DEM Parti ile görüşürken,
  4-Mevcut Anayasal hakları kullanarak; milletvekili, bakan, başbakan ve cumhurbaşkanı seçilenler, Anayasa'dan şikayet ederken, 
 5-Ekonomi, Eğitim, Komşu ülkeler ve Dış Politika ile ilgili birçok sorun varken ve Anayasamıza göre herkes eşit olduğu halde "Eşit yurttaşlıktan" söz edilirken,
  6-"Atatürk'ün partisini yönetiyoruz" diyenler "Atatürk sağ olsaydı; Lozan, Soykırım, Eşit Yurttaşlık, Ana Dilde Eğitim ve benzeri şeyleri söyleyemezdiniz. O nedenle; biz, söylediğiniz buna benzer sözleri kabul etmeyiz" diyemezken ne yazabilirim ki?(Yukarıdaki metni, 27 Mayıs 2025'te yazmıştım)
  İlk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve son cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın kullandığı ortak bir cümle, aynen şöyle: "Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedidir"
  Bir yandan “Kurtuluş Savaşı’nı, Türkler ve Kürtler, omuz umuza savaşarak kazandı” diğer yandan, o savaşın kazanıldığının tapu senedi olan “Lozan tartışmaya açılmalıdır” demek ne anlama gelir?
  KCK Yürütme Konseyi -sözde- Eş Başkanı Cemil Bayık "Silah bırakmanın, kendileri için bir anlam ifade etmediğini" açıkladı ve "Eğer Kürtlerle anlaşmazlarsa kendileri için büyük tehlike olacak. Bizim izlediğimiz tarz, Türkiye'ye adım attırma tarzıdır. Ya adım atacaklar, ya da başka türlü bitecek. Başka yolu yok" dedi (28 Temmuz 2025 Tarihli Sözcü Gazetesi, sayfa:5)
  Yukarıdaki haber gerçek ise Cumhurbaşkanımız tarafından -en erken zamanda- bir açıklama yapılması, yalan ise Sözcü Gazetesi hakkında suç duyurusunda bulunulmasına gerekir.
  O süreç, Devlet Bahçeli'nin "PKK, kayıtsız şartsız silah bıraksın" diye özetleyebileceğim bir konuşması ve Abdullah Öcalan'ın "PKK, silah bırakacak" sözüyle başladı ve Türkiye Cumhuriyeti ile bir pazarlık içermiyordu çünkü.
  Cumhurbaşkanımız "CHP için geçmiş günahlarına, kefaret olabilecek, bulunmaz bir fırsat" demiş.
  Bu söz, ne anlama gelir?
  Ben anlayamadım ve Milli Eğitim Bakanının, geri zekalıya anlatır gibi anlatmasını beklemeye başladım.
  Kişisel görüşüm; CHP, Lozan Antlaşması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısı ile değiştirilmesi teklif bile edilemeyen anayasa maddelerinin tartışılacağı bir komisyonda olmamalı.
  Sayın Özgür Özel'e; Şükrü Elekdağ, Sadettin Tantan, Hüsamettin Cindoruk, Hikmet Çetin başta olmak üzere kendi alanlarında deneyimli olan 10 kadar insanla bir araya gelip durum değerlendirmesi yapmasını ve o görüşleri parti meclisinde tartıştıktan sonra bir yol haritası çizmesini öneriyorum.
  "İhtiyar Heyeti" önerime, ne demek istediğimi anlamadan karşı çıkanlar olacağını bilsem de öneriyorum.
  CHP yöneticileri "Ya erken genel seçim yapılsın veya bu süreci yürütmek için 100 temsilci seçilecek bir seçim yapılsın ve her parti aldığı oy yüzdesi kadar temsil edilsin" gibi bir öneride bulunmalıdır.
  Yoksa komisyonda yer almamalıdır.
  Şu andaki cumhurbaşkanı ve parlamento, ülkeyi yönetmekle yetkilidir ve meşrudur ama 2023 seçimlerinden önceki söylemlere bakıldığında, bu süreç ile ilgili söylemlere göre şekillenmiş bir parlamento veya komisyona ihtiyaç vardır çünkü.
  "Osmanlı İmparatorluğu'nun, 1876 Anayasasına göre; Osmanlı Devleti vatandaşlığında bulunan efradın cümlesi, hangi din ve mezhepten olur ise olsun 'Osmanlı' tabir olunur. Bu madde ile Osmanlı Devleti uyruğu olan herkese ırk, din ve mezhep farkı gözetilmeksizin 'Osmanlı' ismi veriliyordu. Yani, 'Osmanlı' Osmanlı Devleti'nin milletine verilen isimdir"(26. Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ)
 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda da "Türkiye Cumhuriyeti'ne, vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkese 'Türk' denir" yazıyor.
  Türkiye Cumhuriyeti, laik ve üniter bir ulus, devlettir. 
  Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına 'Türk Milleti' denir.
  Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür ve Türkiye Cumhuriyeti laiklik ilkesini benimsemiş üniter bir devlettir.
  Türk, Kürt, Arap Açılımı gündeme gelince aklıma, Yörükler geldi.
  Ülkemizin, yaklaşık olarak ℅80'i, Yörük kökenli.
  Türk, Kürt, Arap ve Alevi olan milyonlarca Yörük asıllı yurttaşımız var çünkü.
  O zaman, bir Yörük Açılımı yaparak sorunu, kökten çözelim.