Ramazan KARA
İki Adım İleri, Bir Adım Geri
Okunma : 231
Tarih : 15.03.2022
E-Mail : fatihberkil@hotmail.com
İKİ ADIM İLERİ, BİR ADIM GERİ
İktidarda olanlar veya kayıtsız koşulsuz iktidar destekçisi olanların sık sık dile getirdikleri bir takım sözler vardır.
Bunlardan en ünlüsü "Dünya'nın -veya Avrupa'nın- en ucuz bilmem neyini tüketen ülkesinde yaşıyoruz" kalıp cümlesidir. Bilmem ne yerine, değişik zamanlarda "ekmek" "akaryakıt" gibi farklı sözcükler getirilir.
Bu tür söylemleri dinledikçe önce -tüm iyi niyetimle- "Avrupa ülkelerine göre tüketim ürünlerimiz daha ucuz -hatta, kimilerine göre en ucuz- ise bize verilen ücretlerin de o ülkelere göre düşük olması doğaldır" diye düşünürüm.
Sonra -sanırım, kötü niyetlilerin etkisinde kalarak- "Keşke, o tür söylemlerin önünü kesmek için herhangi bir Avrupa ülkesi seçilerek; asgari ücretliden en yüksek ücreti alanlara kadar tüm ücretlilerin maaşı ve tüketim ürünleri, o ülkedekilerle eşit düzeye getirilse" diye düşünürüm.
Daha sonra, ülkemizin parasının üstündeki Atatürk resimleri ve Atatürk aklıma gelir ve "Keşke paramız, kurucu liderimiz gibi Dünya'nın en değerlisi olsa" diyerek iç çekerim.
Beş gün önce "Birkaç gün içerisinde, akaryakıt ürünlerinde, 2 adım ileri, 1 adım geri taktiği uygulanarak ücret indirimi yapılabilir." diye yazmıştım.
Okul arkadaşlarımdan biri, paylaşımım görünce "Zamlar, toplumsal tepkinin dozuna göre yapılmaktadır." demişti.
İkimiz de haklı çıktık.
Bu gece, saat: 00.00'dan sonra geçerli olmak üzere; motorinde %10, benzinde %6 civarında indirim yapılacak çünkü.
Gıda ürünlerindeki KDV oranı %8'den %1'e düşürülünce ücretlere gerektiği yansıtılmış görünse de -birçok market tarafından- yapılan zamlarla bir kısmı geri alınmıştı.
Akaryakıtta yapılan indirim, yeni zamlarla geri alınmaz inşallah.
Söz, akaryakıta yapılan zamlara gelince; birinin çıkıp akaryakıt zamlarının, neye göre yapıldığını açıklamasını bekliyorum.
Bir Matematik öğretmeni olarak ben, hesabın içinden çıkamıyorum da...
Boş baklavanın bile 19 lira 90 kuruştan satıldığını görünce, kendi kendime "3-5 kuruşluk beyninden başka bir şeyi olmayan boş kafamın ne kadar ettiğini düşünürken aklıma, dar gelirlinin yüzünü güldürecek birkaç fikir gelince sizinle de paylaşacağım.
Memur ve memur emeklisine geç ödenecek olan maaş farkı, gecikme faizi ile birlikte ödensin. Biz vergileri ve faturaları öyle ödüyoruz çünkü.
"Sayaç Okuma Bedeli" alan şirketler, düzenli ödeme yapan abonelere -en az sayaç okuma bedeli kadar- "Faturayı Düzenli Ödeme Bedeli" versin.
Öyle haklar vardır ki; helal de edemezsin, haram da... Faturalarımızı geç ödersek geciken her gün için faiz alan şirketler -hatta, devlet kurumları- erken ödediğimiz fatura, vergi ve harçlar için indirim yapmadığı için ben, hakkım olduğuna inandığım o -yapılmayan- indirimi, ne helal edebiliyorum, ne haram.
O ruhsal durumum karşısında ne yapacağımı şaşırıyorum.
BakıYORUM, görüYORUM, yazıYORUM, okuYORUM, YORUM da yazıYORUM ama YORUM, yap(a)mıYORUM.
Yorum yapamadığım konuları -kendinize güveniyorsanız- buyurun, siz yorumlayın.
İktidarda olanlar çok başarılı ise yapılan anketlerde oyları, neden düşüyor? Aynı soruyu, muhalefet için sormak gerekirse; iktidarda olanlar, başarısız ise muhalefet ittifakının oy toplamı, iktidar ittifakının oy oranını -açık farkla- neden geçemiyor?
Köylülerimiz ekonomik sıkıntılar çekerken, onlarca çeşit besinle yapılan kahvaltılara, neden "Köy Kahvaltısı" diyoruz?
Bir sürücü, 1 günde en fazla 9 saat araç kullanabilir. Bu süre, haftada 2 kez 10 saate çıkarılabiliyor. Ancak bir sürücü, 1 haftada 56 saatten fazla araç kullanamaz.
Buna karşın bir doktor neden, -aralıksız- 24 saat nöbetçi olarak görevlendiriliyor? 36 saat nöbet tutan doktorlar da oluyormuş.
Birden fazla ülkenin vatandaşı olan sporcular, hangi ülke adına görev almak istediğini seçmek zorunda bırakılıyor.
Aynı durum, yurt dışında yaşayanların oy kullanması için neden, uygulanmaz?
Yani; Seçim Yasasını değiştirmek amacıyla yola çıkılmışken; yabancı ülkelerde yaşayan yurttaşlarımızın, hem o ülkede hem de ülkemizde yapılan seçimlerde için oy kullanmasının önünü kesmek neden -iktidar veya muhalefet tarafından- gündeme getirilmez?
Kafanız -benim gibi- allak bullak oldu değil mi?
En iyisi ben -sizi, daha fazla yormadan- kriz ortamında, kendimi keriz gibi hissettiğim bir anda yazmış olduğum bir şiiri paylaşarak yazımı bitireyim;
"Bir yanım kriz/Bir yanım keriz/Kriz ve keriz ile beraberiz/Ne bulursak onu yeriz/Geçinir gideriz..."