CEYLAN SAĞLAM
Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, “Deprem bölgesine İstanbul`dan, 22 bin lira artı KDV`ye giden bir tır, depremin sıcak günlerinde 45 bin liraya kadar çıkmış. Yani iki katından fazla. Bunlar yaşanmış şeyler, bu insafsızlık, vicdansızlık. Burada bir denetim de söz konusu değil” dedi.
Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin ardından depremzedeler başka kentlere göç etmek zorunda kaldı. Taşıma firmalarının fiyat artırmaları, yurttaşları zora sokuyor.
İstanbul`da faaliyet gösteren ve Hatay ile Kahramanmaraş`tan İstanbul`a taşımacılık yapan firmaların 2 artı 1 ev için 30 bin ile 45 bin lira arasında değişiyor. Ankara`daki nakliyat firmalarında ise bu fiyat 38 bin lira ile 40 bin lira arasında değişiyor.
Şişli`de çalışan bir nakliyat firması çalışanı, "İstanbul`daki birçok asansörlü nakliyatçılar bölgede. Dün de yaşadım aynı sorunu. Yakınımızı getirmeye çalıştık, ben gidemedim. Fahiş fiyatlar var. Buradan oraya 15 bine gittiklerini ben biliyorum. Hatay ya da Kahramanmaraş`tan İstanbul`a 45 bin lira fiyat çekiyorlar. Fırsatçılık var" dedi.
Konuyu, ANKA Haber Ajansı`na değerlendiren Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu; şunları söyledi;:
“BU DÜZENİN DENETİMSİZLİĞİNDEN, HERKESİ KENDİ HALİNDE BIRAKMASINDAN FAYDALANANLAR VAR”
“Büyük bir felaket ile karşı karşıya kaldık. Bu sürecin sorgulanması gerekir, yeni depremlerin yeni faciaların ortaya çıkacağı söz ediliyor. Özellikle bunun sorumluları ile ilgili olarak sorgulanması eleştirilmesi, buna karşı örgütlü bir tepkinin ortaya konması bekleniyor. Bunun bir kader planı çerçevesinde oluyor gibi bir algı yaratmaya karşı da mücadele edilmesi gerekiyor. Bu kadar insanın sorumluluğunu alanlar ortada. Biz Hatay`da da Samandağ`da da gördük, oradaki insanların anlattıkları da ortada. Birkaç gün devlet ortada yok. Facianın sonuçlarının bu kadar fazla olmasının nedeni de bu. Bu düzen, para babalarının düzeni. Daha fazla kar için rant sağlanmış. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi ortaya çıkan sonuçlarda fırsatçılık yapanlar var. İnsanın vicdanının alacağı şeyler değil.
Örneğin biz Samandağ`daki deprem sonrasında Hatay`da kalanların yer değiştirmek zorunda kaldı. İnsanlar çaresizlik içerisinde bir an önce o alanı terk etmek ihtiyacı duydular. Bu durumda evini taşımak zorunda kalanlar oldu. Deprem bölgesine İstanbul`dan giden 22 bin lira artı KDV`ye giden bir tır, depremin sıcak günlerinde 45 bin liraya kadar çıkmış. Yani iki katından fazla. Bunlar yaşanmış şeyler, bu insafsızlık, vicdansızlık. Burada bir denetim de söz konusu değil. Bir taraftan işte enkazda halen daha çıkarılmayan ölüler var. Bir depremzede anlatıyor, bir kadın evladını kaybetmiş. Evladının mezarının olmasına teselli olanlar var, insanlar buna şükreder duruma geldi. Cesetlere ulaşamayan binlerce aileler var. Tüm bunlar ortadayken bu hafriyatı hangi şirket kaldıracak, kim ne ihale edecek bunlar hesaplanıyor. O bölgede 13 buçuk milyon olduğu söyleniyor, önemli bir kısmı zaten göç etti. Göçün başlamasıyla kira fiyatları ikiye katlandı. Birileri oradan ayrılmak zorunda kalanlar üzerinden, taşınmaları yüzde yüzün üzerinde artıranlar var. Bu düzenin denetimsizliğinden, herkesi kendi halinde bırakmasından faydalananlar var.
Biz işçi sendikası olduğumuz için direkt olarak nakliyat firması çalışanlarından almış olduğumuz bilgiler var. İşverenlerin istismar etmesiyle ilgili bilgilerimiz var. Deprem bölgesinde de bu durumu istismar edenler ile de karşılaştık.”