Bazı çocuklar uzaktan eğitime çok uzak kaldılar, Eğitim Bilişim Ağı’ndan bihaberler. 7. sınıfa gidecek olan Şevval: EBA’yı bir kere arkadaşımda görmüştüm. 3. sınıfa gidecek Hazal: EBA kim ki ben bilmiyorum, okulda yazı yazdığımız tahta mı?
Şevval, bu dönem okula başlasaydı 7. sınıfa; Hazal, 3. sınıfa; Enes lise birinci sınıfa gidecekti. Ancak bu çocuklar koronavirüs nedeniyle mart ayında ara verilen eğitime hiç başlayamadı. Şehirde ya da internet ve bilgisayar erişimi olanlar bir nebze de olsa eğitimlerini sürdürürken Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesindeki Yalak köyünde cep telefonları ve internet çekmediği için çocuklar Eğitim Bilişim Ağı’ndan (EBA) bile bihaber yaşıyorlar.
Köyde ilköğretim çağında 6 çocuk var. İnternet erişimi ve cep telefonlarının çekmesi için defalarca başvurmalarına rağmen ilgili kurumlardan net bir geri dönüş alamamışlar. Önce köyü gören bir noktaya en geç ekim ayında baz istasyonu kurulacağı söylenmiş, ancak bugünlerde kurulumun yılbaşını da bulacağı söylentileri var. Tabii hiç kurulmayacağı inancı daha ağır basıyor. Evlere sabit telefonlardan internet bağlanmak istenmiş, orada da altyapının yetersiz olduğu söylenmiş.
GÖÇEBE AİLELER
Ali, Hasan ve Abdullah bu yıl birinci sınıfa başlamışlar. Onlar ablaları ve abilerinden bir nebze daha şanslılar, en azından haftada bir gün bir iki saat okula gidiyorlar. Taşımalı eğitimle 4 kilometre mesafedeki başka bir köye giden Ali, Hasan ve Abdullah’ın şimdiden omuzlarındaki yük ise çok fazla. Aileleri göçebe, hayvancılıkla uğraşıyor, yazın Nurhak Dağı eteklerindeki yaylalarda koyun kuzu peşindeler. Kış için döndükleri Yalak köyünde ise yine aynı iş devam ediyor.
ÖDEVLER, ÇEKMEYEN TELEFONA MESAJLA GELİYOR
Bedenleri küçük ama yaptıkları iş çok büyük. Çocuklar ve gün boyunca ayçiçeği tarlalarında biçerdöverlerin döktüğü ayçiçeklerini toplama peşinde yada kuzuları otlatmaya götürme derdinde. Kendilerinden küçük kardeşlerine bakmak ve pınardan su taşımak da cabası.
Birinci sınıfa gidenlerin hangi gün okula gideceğini, ödevlerinin ne olduğunu da öğrenmek yine büyük eziyet. Öğretmenler genellikle cep telefonundan velilere mesaj atıyor. Ali ve Hasan’ın babası Mikail, her gün cep telefonunun çektiği en yüksek noktaya gidip öğretmenlerden bir mesaj gelmiş mi diye bakıyor. Mikail, “Köyü gören bir noktaya önce ekim ayında baz istasyonu kurulacağını söylediler. Ama herhangi bir ilerleme yok. Şimdi kasım ayı ya da yılbaşına kalacağını söyleyenler var. Zaten ocak ayına kalırsa kar yağar ve baz istasyonunun kurulması hayal olur” diyor.
Şevval, mart ayından bu yana eğitimle ilgili tek bir şey görmediklerini vurguluyor. Peki, EBA’dan eğitim almadınız mı diye sorduğumda, aslında EBA’dan bir haber olduğunu anlıyorum. “Bir kere arkadaşımda görmüştüm” diyor. Peki, nasıl nerede gördün? Gördüm işte diyor. 3. sınıfa başlayacak kardeşi Hazal da aynı durumda.
KEŞKE OKUL AÇILSA
Hazal, “EBA kim ki ben bilmiyorum. Okuldaki tahtaya benzeyen bir şey mi” diye bana soruyor. Aynı evde 4 öğrenci var. Enes, bu yıl lise birinci sınıfa başlayacak, ama okullar tam olarak açılmadığı için o şimdiden çobanlık mesleğini seçmişe benziyor. Tek göz odada 7 nüfus var. Hazal’a bilgisayar var mı evinizde diyorum, yok diyor, benim de yok, Enes’in de Şevval’in de Abdullah’ın da yok diyor. Her öğrenciye bir tablet projesi de buradaki çocukları pas geçmiş.
Şevval’in en büyük hayali ise okulların bir an önce açılması. Ancak bu vesile ile koyun, keçi sağımından ve işlerden kurtulacağını düşünüyor. Çocukların çoğu bilgisayar, tablet ve akıllı telefon yüzü görmemiş. Bu yıl birinci sınıfa başlayan Ali, Hasan ve Abdullah, bilgisayarın televizyona benzeyip bezemediğini soruyor. İletişim ve teknoloji çağında çocukların hâlâ eğitime ulaşamaması ve devam edememesi büyük bir utanç.
Şehriban Kıraç /Cumhuriyet.