SİZCE DE ÖYLE DEĞİL Mİ?
  Bir toplumun ilerleyebilmesi için köylülerinin bilinçli olması gerekir.
  Türkiye Cumhuriyetini kuranlar, bunu çok iyi bildiği için her köye okul açmak için ellerinden gelen her şeyi yaptığı halde günümüzde; her köye okul açmak bir yana, taşımalı sistem uygulanarak, öğrenci sayısı az olan okulların çoğu kapatılınca köylerde, köylülerin canlı aydınlatma aracı öğretmenler de yer alamaz oldu.
  Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletine gönülden bağlı olan öğretmenler köylerden çekilince; Türkiye Cumhuriyeti ile hesaplaşmak için fırsat kollayan dış güçlerin de desteğiyle tarikat ve benzeri cemaatler, köyden şehire doğru -hızlı bir şekilde- örgütlenmeye başladı.
  Tarikatlar ve cemaatler ile ilgili, ne tür olumsuzluklar yaşadığımızı unutmadık.
  FETÖ’nün darbe kalkışmasından sonra “Menzilcilerin, FETÖ’den boşalan alanlara yerleştirildiği” haberleri yetmiyormuş gibi; “Kız çocukları ile kabaklama, erkek çocuklarla badeleme yapmanın, dinde yeri var” gibi saçma sapan bir açıklama yapan Cübbeli Ahmet Hoca ile onu eleştirerek yeni bir tartışma ortamı yaratan Selefilerin atışmasının nerelere vardığını hepimiz biliyoruz.
  Tarikat yuvalarında, sık sık yaşanan; istismar, taciz ve tecavüzleri de unutmamak gerekiyor elbette.
  "Tarikat, Şeyh, Derviş, Mürit" gibi kavramların, din ile ilişkisi olsa bile Allah katında herhangi bir ayrıcalığı yoktur. Allah katında, ayrıcalığı olan insanlar, peygamberlerdir çünkü.
  Pandemi nedeniyle, köy okullarını açarak ve bunu halkımıza anlatarak aydınlanma sürecini yeniden başlatabiliriz.
  O nedenle ben -sınıf mevcutları düşük olacağı düşünülerek “Köy okullarının yeniden açılması” kararını destekliyorum ve Koronavirüs tehlikesi geçtikten sonra da açık kalmasını istiyorum.
  Ben -birçok insan gibi- okulların açılmasına; hem kırtasiyeciler ve okul giysisi satanların para kazanması düşünülerek karar verildiğine, hem de servisçiler ile kantinciler de düşünülerek -yavaş yavaş- yüz yüze eğitime geçildiğine inananlardanım.
  Milli Eğitim Bakanı veya eğitim konusunda söz hakkı olan biri olsaydım; okulları -öyle veya böyle- açmak yerine, bir yıl tatil ederdim ve her öğrencinin -bir yıl sonra- sınıf tekrarı yapmasına karar verirdim.
  Benim bu önerim; emeklilik yaşının bu kadar yüksek olduğu ve diplomalı işsiz sayımızın azımsanmayacak kadar çok olduğu düşünülünce, öğrencilerin -bir yıllık kaybı göze alınarak- onların sağlıklı olması tercih edilerek uygulanabilirdi.
  Benim -bu konuda- söz hakkım olmadığı için -şu anda- uygulanan ve uygulanacak eğitim için bazı önerilerde bulunmaktan başka yapabileceğim bir şey yok.
  İnternet üzerinden de, ders veriliyor ve işlem yapılması isteniyorsa; internet ücretleri düşürülmeli, bilgisayar ve cep telefonlarından alınan ÖTV sıfırlanmalıdır.
  Bu virüsten bir an önce kurtulup eğitim-öğretim başta olmak üzere, her alanda, bir an önce normal yaşama geçilmesi için aklıma gelen diğer önerileri de yazmak istiyorum. 
  Koronavirüs ile daha iyi savaşmak için -bir an önce- atama bekleyen sağlık personelinin tamamı, sözleşmeli veya mesai ücreti ödenerek görevlendirilmelidir
  Yüz yüze eğitime başlamadan önce; atama bekleyen öğretmenlerin tamamı, sözleşmeli veya ders ücreti karşılığı görevlendirilmeliydi.
  Fazla geç kalınmadan -tüm sınıflarda, yüz yüze eğitim başlamadan- bu yönde bir adım atılmalıdır.
  Ya işsizlik maaşı ödeme süresi uzatılmalı veya Emeklilikte Yaşa Takılanların ve emekliliği geldiği halde emekliye ayrılmayanların emekli olmaları sağlanarak, yerlerine işsiz vatandaşlarımızın, göreve  başlaması sağlanmalıdır.
  Koronavirüse yakalanıp iyi olan ünlülerin haber yapılmasına kısıtlama getirilmelidir. Onlar, ellerindeki olanaklar nedeniyle; daha iyi tedavi gördüğü için daha çabuk iyi oluyor ve bu durum, sıradan vatandaşların lakayt davranmasına neden oluyor çünkü.
  Sizce de öyle değil mi?
  Yazımı, Koronavirüsü bile dolandırıcılık yapmak için fırsata çevirmeye çalışan kenelerin yeni bir uygulamasını dile getirerek bitirmek istiyorum.
  Dolandırıcılar, kapısını çaldıkları vatandaşlarımıza "Cumhurbaşkanının emriyle size, maske ve kolonya getirdik. Şurayı imzalayın" diyerek borç senedi imzalatıyormuş.
  Lütfen dikkatli olun.