Merhaba ben Psikolojik Danışman Selin Kırmızı. Bugün toplumsal daha doğrusu küresel bir vahşet olan bir konuya değinmek istiyorum.
Çocuk istismarı...
Araştırma raporlarına göre 2020 yılının ilk 10 ayında istismara uğramış maalesef bilinen çocuk sayısı 226.
2019 yılında 18 yaş altında 440 bin çocuk doğum yaptı. Cinsel suçların yüzde 46’sı çocuklara karşı işlendi.
Bu durumda aileler olarak çocuklarımıza karşı nasıl bir tutum geliştirebiliriz...
Öncelikle çocuğun cinsel istismarı derken burada bir birleşme dışında çocuğun bedenine yönelik, haz almaya yönelik her türlü davranış ve sözden bahsetmek gerekir.
Çocuğun kendi bedeninin kendisine ait olduğunu, dokunulmaz olduğunu, ona ait olduğunu bilmesi gerekir. Bu da her konuda olduğu gibi ilk önce aile tarafından kazandırılır. Çocuğun izni olmadan sarılmak, öpmek bizim kültürümüzde çok yaygındır. Çocuğun bedeninin ona ait olduğunu yıkan tutumlardır. Bu nedenle “seni öpebilir miyim?” Ya da “bana sarılır mısın?” Gibi ifadelerle onun iznini alarak dokunmak çocuğa beden iradesinin kendisinde olduğu fikrini aşılar. Bunun dışında “beni öp sana şeker vereyim” , “kucağıma gelirsen seni parka götürürüm” gibi şartlı ifadelerle yaklaşmak yine çocuğun kendi bedeniyle ilgili algısını bozabilir. İstediğimi yaparsan seni ödüllendiririm gibi bir duruma dönüşür. Bu uygun değildir.
Çocuğa “hayır” demeyi öğretmek gerekir. Anne baba çocuğun “hayır” kararına saygı duymalıdır. Örneğin “ben doydum” diyen bir çocuğa “hayır doymadın tabağındakileri bitirmeden kalkma” bir anne aşkında çocuğun hayır deme hakkını elinden alır. Çocuğun hayatının diğer alanlarında da hayır deme becerisi kazanmasına engel olur. Çocuk her alanda hayır diyebilmeli ve aile çocuğa özerklik hakkı tanımalıdır.
Çocuğun anne-baba ve bakım veren kişiler dışında kimseyle tuvalete gönderilmemesi, tuvalet temizliğinin yaptırılmaması, banyosunun yaptırılmamasını öneriyoruz. Çünkü bunlar çocuğun bedeninin kendisine özel ve başkasının dokunamaz olduğu algısını zedeleyen tutumlardır.
Bunları çocuğa direk söylemektense “kimseye öptürme, gösterme” gibi söylemler yerine öperken izin alarak, tuvalet ve banyosunda yabancıların görmesine izin vermeyerek yani direk olmayan mesajlarla çocuğun bunu kavraması ve içselleştirmesini kolaylaştırabiliriz.
En önemlilerinden bir tanesi cinsellik bir tabu olmamalı. Çocuk evin içinde cinsellikle ilgili bir soru sorduğunda anne ve baba ona rahatlıkla cevap verebilmeli. “Ayıp, sus, konuşulmaz” tarzında yaklaşılmamalıdır. Ki çocuğun başına bir şey geldiğinde bunu anne-babasına rahatlıkla anlatabilsin...
Çocuğun başına her ne gelirse gelsin yanında bir anne-babasının veya güveneceği bir ebeveynin olduğunu bilmesi gerekir. “Saba güveniyorum, her ne olursa olsun ben yanındayım” mesajı çocuğun ruhsal gelişimi için çok değerlidir.
Çocuk istismarının bu denli arttığı bir dönemde aileler olarak çocuklarımıza biricik olduklarını, değerli olduklarını ve dokunulmaz olduklarını öğretmeliyiz.