4 Haziran 2024 Salı

09:53   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI, HAŞERE ILE MÜCADELEDE TıBBI VE AROMATIK BITKILERI DE KULLANıYOR   09:35   GEZI`DE GÖZÜNÜ KAYBEDEN SARıKAYA`Yı VURAN POLIS HALA BULUNAMADı   09:30   BAKAN YERLIKAYA: "GÖÇMEN KAÇAKÇıLıĞı OPERASYONLARıNDA 63 ORGANIZATÖR YAKALANDı, 38`I TUTUKLANDı"   07:33   CHP GENEL BAŞKAN YARDıMCıSı ZEYBEK, TBB SEÇIMLERI ÖNCESI PARTILERLE GÖRÜŞTÜ   22:34   VAN`DAKI KAYYUM PROTESTOSUNA POLIS MÜDAHALESI: 5 GÖZALTı   22:05   28 BARODAN ORTAK AÇıKLAMA: "KAYYUM UYGULANMASıNA SON VERILMELI"   21:26   DOĞU VE GÜNEYDOĞU`NUN BIRÇOK KENTINDE EYLEM VE ETKINLIKLER YASAKLANDı   20:43   ŞIŞHANE`DE KAYYUM PROTESTOSU: "AKP IKTIDARı BIR KEZ DAHA DARBE GERÇEKLEŞTIRDI"   20:35   DAVUTOĞLU`NDAN AKP`YE KAYYUM TEPKISI: "HAKKARI`DE SEÇIMLERIN HEMEN SONRASıNDA BIR KAYYUM ATANMASı SON DERECE YANLıŞ"   19:40   İZMIR`DE ‘HAKKARI` PROTESTOSU: GEÇMIŞ DÖNEMDEKI YOLSUZLUKLAR Mı KAPATıLMAK ISTENIYOR?   17:27   EKREM İMAMOĞLU: ‘KAYYUM DENEN GARABETE BAŞıNDAN BERI KARŞı OLAN BIRISIYIM. KAYYUM, INSANLARıN DEMOKRASIYE INANCıNı KıRıYOR”   16:31   CHP`LI TANRıKULU`NDAN HAKKARI BELEDIYESI`NE KAYYUM ATANMASıNA TEPKI: “HALKıN IRADESINE KARŞı BIR DARBE GIRIŞIMIDIR”   16:29   MEZITLI BELEDIYESI, YOL ÇALıŞMALARıNı SÜRDÜRÜYOR   16:24   MEZITLI BELEDIYESI YOL BAKıM ÇALıŞMALARıNDA HıZıNı KESMIYOR!   15:15   TÜLAY HATIMOĞULLARı`NDAN “KAYYUM” TEPKISI: “KÜRT HALKı EŞIT YURTTAŞTıR VE KENDI KENDINI YÖNETEBILIR”   14:37   HAKKARI BELEDIYESI’NE KAYYıM ATANMASıNA BIR TEPKI DE ÖZGÜR ÖZEL’DEN GELDI   14:24   CHP GENEL BAŞKAN YARDıMCıSı ADEM: “MARKET RAFLARıNDA YAŞANAN ENFLASYONLA TÜİK`IN ENFLASYON RAKAMLARı BIRBIRINI TUTMUYOR”   14:13   TARSUS’DA KÖY HALKıNıN YOL ÇILESI SONA ERIYOR   14:07   AKDENIZ BELEDIYESI EŞ BAŞKANLARDAN “KAYYıM UYGULAMASıNA” TEPKI   13:24   BIRLEŞMIŞ MILLETLER`DEN `SUDAN` ÇAĞRıSı  
 
     
   

Nafaka Hakkına Müdahale Ayrımcıdır, Cedaw Ve İstanbul Sözleşmesi’ne Aykırıdır


Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) tarafından 13 Temmuz 2019 tarihinde Ankara’da düzenlenen ve Mersin Barosu’nun da katıldığı Nafaka Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi açıklandı.

 

Tarih : 4 Ağustos 2019 Pazar 16:26   Okunma : 1087

Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) tarafından 13 Temmuz 2019 tarihinde Ankara'da düzenlenen ve Mersin Barosu’nun da katıldığı Nafaka Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi açıklandı. Mersin Barosu’nun ve diğer katılımcı baroların görüşlerinin yer aldığı Nafaka Çalıştayı’nın sonuç bildirgesinde, “Nafaka hakkına müdahale, orantısız biçimde kadınlar aleyhine sonuçlar doğuracağı için ayrımcıdır, Türkiye şartlarında CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi’ne aykırıdır. Kadının nafaka hakkına dokunmayın” ifadesi yer aldı.

“ŞİDDETLE MÜCADELEDEKİ POZİTİF YÜKÜMLÜLÜKLER İHLAL EDİLİR”

Mersin Barosu Başkan Yardımcısı Fatma Demircioğlu ve Kadın Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Av. Tuba Akkoç’un katıldığı çalıştayın sonuç bildirgesinde, “Nafaka yükümlülüğü sosyal devlet ilkesine değil yalnızca önceki evlilik birliği sebebiyle var olan dayanışma yükümlülüğüne dayanır. Bu nedenle fonlar kurulması veya sosyal yardımlar yapılması nafakanın alternatifi değildir. Ayrımcı toplumsal roller, ücretli işe alımda görünen ve görünmeyen engeller sebebiyle kadınlar aleyhine iş yaşamında cinsiyet ayrımcılığının hüküm sürdüğü bilinen bir gerçektir. Kadınlar aleyhine cinsiyet ayrımcılığı sebebiyle yoksulluk nafakasından en çok kadınların yararlanması ve daha doğrusu yararlanmak zorunda kalması nedeniyle nafaka hakkına yapılacak müdahaleler, ağırlıklı biçimde kadınları olumsuz etkileyeceği için kadınlar aleyhine dolaylı ayrımcılık oluşturur ve CEDAW hükümlerine aykırı düşer. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ev içi şiddetin orantısız biçimde kadınları etkilemesi sebebiyle ev içi şiddetle mücadelede genel pasifliğin ayrımcı nitelik taşıdığını belirtmiştir. Nafaka konusunda da cinsiyet açısından nötr görünen bir düzenleme değişikliği, orantısız biçimde kadınlar aleyhine sonuçlar doğuracağı için ayrımcıdır.

Şiddet döngüsünden kurtulamayan kadınlar üzerinde yoksulluk nafakası üzerinden mali anlamda baskı ve tehdit yaratmak, şiddetle mücadeleyi etkisiz hale getirmek, dahası şiddetle mücadeledeki pozitif yükümlülükleri ihlal etmek anlamına gelir ve bu nedenle taraf olduğumuz İstanbul Sözleşmesine aykırı düşer. Zira şiddetle mücadelede taraf devletlere sözleşmeyle yüklenen dört temel yükümlülük vardır: önleme, koruma, kovuşturma ve bütüncül politikalar. Önleme yükümlülüğü kapsamında taraf devletlerin fiili eşitliği hayata geçirmesi, eşitsiz konumdaki bireyleri güçlendirecek politikalar izlemesi, haklarını kullanmasının önündeki görünen ve görünmeyen engelleri kaldırması zorunludur” denildi.

“KADININ NAFAKA HAKKINA DOKUNMAYIN”

Yoksulluğa rağmen, nafakaya hükmedilip hükmedilmeyeceği ve yoksulluğun bitip bitmeyeceği bilinmeden, önceden nafakanın süresinin belirlenmesi konusunda takdir yetkisi tanımanın, kadınlar aleyhine dolaylı ayrımcı bir tutum olduğu belirtilen sonuç bildirgesinde, “Görünmez ve ücretlendirilmemiş emeğin yol açtığı yoksullaşmanın ve işgücü kaybının görmezden gelinmesi anlamına gelir. Yoksulluk bir insan hakları sorunudur ve medeni hukuk içindeki kazanımlardan yararlanıp yararlanamayacağı konusunda takdir yetkisini gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

Tüm tespitlerimize göre; yoksulluk nafakası düzenlemesinde cinsiyet ayırımı yapılmamıştır. Kadın veya erkek eş boşanmakla yoksulluğa düşecekse ve kusuru diğer taraftan daha fazla olmamak şartıyla diğer eşten yoksulluk nafakası isteyebilir. Yoksulluk nafakasının daha çok kadınlara veriliyor olmasının nedeni kadınların ekonomik olarak güçsüz bırakılmaları, bağımlı kılınmaları ve boşanmakla yoksulluğa düşecek olmalarıdır. Yoksulluk nafakası ömür boyu değildir. Türk Medeni Kanunu’nda yoksulluk nafakasının sona ermesi, kaldırılması ve indirilmesi şartları belirlenmiştir. Anayasa Mahkemesi kararları ve Yargıtay içtihatlarıyla yoksulluk nafakasının ölüm veya evlilik ile kendiliğinden sona erinceye ya da mahkeme kararıyla kaldırılıncaya kadar süresiz olması gerektiği karara bağlanmıştır. Türkiye taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde kadını güçlendirmeyi, korumayı, şiddeti önlemeyi ve her türlü ayrımcılığa son vermeyi taahhüt etmiştir. Anayasanın 90. maddesi uyarınca bu sözleşmeler kanun hükmündedir. Nafakanın süreli hale getirilmesi kadının mağduriyetini artıracak ve onu şiddet gördüğü ve mutsuz olduğu bir evliliğe katlanmak zorunda bırakacaktır. Yoksulluk nafakası konusunda yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç yoktur, kadının nafaka hakkına dokunmayın” ifadesi yer aldı.

Paylaş :
Etiketler :  TÜBAKKOM, CEDAW, İSANBUL SÖZLEŞMESİ, NAFAKA ÇALIŞTAYI

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


 
  FLAŞ HABER
   
 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinerji.com © Copyright 2017-2024 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA