28 Haziran 2025 Cumartesi

21:16   VAHAP SEÇER, ‘MESİAD VE MEP 2. İSTIŞARE KURULU TOPLANTıSı’NA KATıLDı    21:12   TARSUS BELEDIYESI’NDEN ÜRETICIYE DESTEK: MEYVE VE SEBZE KURUTMA TESISIYLE KATMA DEĞERLI ÜRETIM   21:03   MERSIN BÜYÜKŞEHIR’IN MAKINE DESTEKLERI ILE ÜRETICI KAZANıYOR, KıRSAL KALKıNıYOR   20:50   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI’NIN YÜZME KURSLARı BAŞLADı   09:35   SEÇER: “MERSIN’DE 2020 YıLıNDAN BU YANA VAHŞI DEPOLAMA OLMADı”   08:30   TARSUS BELEDIYESI’NDEN HANE HANE HIZMET ATAĞı   20:02   MEZITLI’DE BAŞARıR VE TUNCER’DEN SAHA ÇıKARMASı   11:55   “ACIL SERVIS HAYAT KURTARMAK İÇINDIR.”   10:50   TOROSLAR’DA ASFALT BAKıM ÇALıŞMALARı ARALıKSıZ SÜRÜYOR   10:42   BÜYÜKŞEHIR, KENTIN ÇÖPÜNÜ EKONOMIK VE ÇEVRECI BIR ANLAYıŞLA TAŞıYOR   09:29   ÖZGÜR ÖZEL: "CHP’YI, KURULTAYDA SEÇILMEMIŞ KIMSE YÖNETEMEZ. AKP’NIN OYUNUNA GELMEMEK GEREKIR"   09:09   TBMM GENEL KURULUNDAKI YOKLAMADA “SAHTE OY” KRIZI   09:04   MERSIN’DE KONFORLU VE KESINTISIZ ULAŞıMıN ADRESI; BÜYÜKŞEHIR   16:49   TÜRKIYE IHRACATıNA DEMIR ÇELIK SEKTÖRÜNDEN ÖNEMLI KATKı    16:41   TARSUS BELEDIYESI’NDEN GELECEĞE GÜÇLÜ BIR KULAÇ   16:05   AKDENIZ’DE İBADETHANELERE KESINTISIZ TEMIZLIK HIZMETI   15:59   MILLETVEKILI BOZAN’DAN MERSIN’DEKI GENÇLER IÇIN KENT DINAMIKLERINE ÇAĞRı   15:55   MERSIN OSB’DEN MÜJDE ÜSTÜNE MÜJDE   14:08   YENIŞEHIR BELEDIYESI RUHSATSıZ GıDA TAKVIYESI ÜRETEN TESISI MÜHÜRLEDI    12:06   TARSUS DOĞA PARKı YENI ÜYELERINE ‘MERHABA’ DIYOR  
 
     
   

ORHAN TURAN: "BÜYÜMENİN NİMETLERİ BÜTÜN TOPLUMA YAYILMADIĞI SÜRECE YÜKSEK BÜYÜME HIZLARI BİZİ HAYALİMİZDEKİ TÜRKİYE`YE TAŞIMAYACAK"


Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, Ankara`da yapılan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısında; "Büyümenin nimetleri bütün topluma yayılmadığı sürece salt yüksek büyüme hızları bizi hayalimizdeki Türkiye`ye taşımayacaktır. Sorun sadece gelir, tüketim ve servet eşitsizliklerinin yüksek olması değil. Birçok eşitsizlik iç içe geçiyor. Hayalimizdeki Türkiye`ye ulaşmak için bütün eşitsizlikleri, yani, eğitim, toplumsal cinsiyet, dijital imkânlara erişim, özgürlüklerden faydalanma, ekolojik ve çevresel maliyetleri üstlenme, siyasi karar süreçlerine katılım, yargıda hak arama gibi çok çeşitli alanlardaki eşitsizliklerin hepsini çözmemiz gerekiyor" dedi. 

 

Tarih : 8 Aralık 2023 Cuma 12:07   Okunma : 514

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, Ankara`da yapılan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısında; "Büyümenin nimetleri bütün topluma yayılmadığı sürece salt yüksek büyüme hızları bizi hayalimizdeki Türkiye`ye taşımayacaktır. Sorun sadece gelir, tüketim ve servet eşitsizliklerinin yüksek olması değil. Birçok eşitsizlik iç içe geçiyor. Hayalimizdeki Türkiye`ye ulaşmak için bütün eşitsizlikleri, yani, eğitim, toplumsal cinsiyet, dijital imkânlara erişim, özgürlüklerden faydalanma, ekolojik ve çevresel maliyetleri üstlenme, siyasi karar süreçlerine katılım, yargıda hak arama gibi çok çeşitli alanlardaki eşitsizliklerin hepsini çözmemiz gerekiyor" dedi. 

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi, Ankara Sheraton Otel`de toplandı. TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, toplantının açılış konuşmalarını yaptı. Orhan konuşmasında şunları kaydetti:

"BİRÇOK EŞİTSİZLİK İÇ İÇE GEÇİYOR"

"Asıl amacı söyleşmek olan bu projede ülkemizin önündeki temel ikilemler, dört temel soru altında ele alındı: İkinci yüzyılımıza girerken Cumhuriyeti ve demokrasiyi nasıl güçlendireceğiz, küresel dönüşümlerde ulusal stratejimizi nasıl konumlandıracağız, refahı arttırırken adil dönüşümü nasıl yapacağız, kalkınmayı sağlarken çevreyi nasıl koruyacağız. Türkiye`nin yeni dönemde bu ikilemleri birbiriyle nasıl uyumlulaştıracağı üzerine farklı kesimlerin beraber düşünmesi için bir zemin oluşturduk. Farklı çalıştaylarda ele alsak da aslında konuların birbirinden çok da ayrılmadığını gördük. Ekolojik krizin demokrasi krizinden, ekonomik krizin toplumsal krizden bağımsız düşünülemeyeceği berrak şekilde ortaya çıktı. Sorunların çözümünün kural bazlı ve veriye dayalı yönetim sisteminden, katılımcılıktan, karar süreçlerine yerinde katılımın öneminden, kurumlar arasında iş birliği ve koordinasyonun güçlendirilmesinden geçtiğini gördük.

Refah ve bölüşüm başlığında büyüme hızı, büyüyen pastadan kimin ne kadar pay aldığı, yoksulluğun derinliği ve gelir dağılımının adaletsizliği enine boyuna tartışıldı. Bu tartışmalar kalkınma yaklaşımında yeni bir bakış açısına ihtiyacımız olduğunu güçlü şekilde gösterdi. Büyümenin nimetleri bütün topluma yayılmadığı sürece salt yüksek büyüme hızları bizi hayalimizdeki Türkiye`ye taşımayacaktır. Sorun sadece gelir, tüketim ve servet eşitsizliklerinin yüksek olması değil. Birçok eşitsizlik iç içe geçiyor. Hayalimizdeki Türkiye`ye ulaşmak için bütün eşitsizlikleri, yani, eğitim, toplumsal cinsiyet, dijital imkânlara erişim, özgürlüklerden faydalanma, ekolojik ve çevresel maliyetleri üstlenme, siyasi karar süreçlerine katılım, yargıda hak arama gibi çok çeşitli alanlardaki eşitsizliklerin hepsini çözmemiz gerekiyor.

"YÜKSEK ENERJİ VE KARBON YOĞUNLUKLU ÜRETİM YAPICI REKABET GÜCÜMÜZ AÇISINDAN SORUN YARATACAKTIR"

Bir diğer başlık çevre ve kalkınmaydı. Bu başlığın en önemli çıktısı, Türkiye`nin yaklaşımını değiştirmesi, iklim değişikliğiyle mücadele konusundaki gayretlerini arttırması gerektiği. Çevre hakkının insan hakları çerçevesinde ele alınması gerektiği de vurgulandı. Doğru çevre, iklim politikalarının geliştirilmesi ve uygulanması için insan haklarına saygılı bir kamu idaresi ve toplumsal yaşamın önemli olduğunu ayrıca yeşil dönüşüm konusunda iş dünyasına yönelik beklentileri duyduk. Türkiye`de iklim kriziyle mücadelenin gelir kaybına neden olacağı ve kalkınma hedefiyle çelişeceği kanısı yaygın. Oysa geleceğe baktığımızda, yüksek enerji ve karbon yoğunluklu üretim yapısı rekabet gücümüz açısından sorun yaratacaktır.

21`nci yüzyıla yeşil dönüşüm damga vuracak. Bu yüzden iklim değişikliğiyle mücadele yeni bir kalkınma modeli için olduğu kadar, Türkiye`nin dış politikadaki konumunun güçlenmesi açısından da önemli.

"CUMHURİYET VE DEMOKRASİYİ DAHA GÜÇLÜ BÜTÜNLEŞTİRMEYE İHTİYACIMIZ OLDUĞUNU ANLADIK"

Cumhuriyetimizin; egemenliğin ulusa devri, eşit vatandaşlık, eğitim ve fırsat eşitliği, kurumsallaşma, laiklik, kadın hakları gibi çok önemli kazanımları var. Cumhuriyet`in en önemli kazanımlarından laiklik konusunda geniş bir sahiplenme olduğunu da gördük. Çalıştaylarımızda farklı görüşlerden katılımcıların laikliği; cinsiyet eşitliği, eğitim, demokrasi ve eşit vatandaşlık ile ilişkilendirmesi dikkatimizi çekti. Öte yandan, Cumhuriyet`in tüm siyasal, ekonomik ve kurumsal gelişmelere rağmen,  istikrarlı bir demokrasi niteliği kazanamaması sorgulandı. Siyasal hayata katılım kanallarının açıklığı, haklar ve özgürlükler, hukukun üstünlüğü, denge ve denetleme mekanizmaları gibi başlıklardaki kazanımların kısıtlılığı konusunda çalıştaylarda genel bir kanı olduğunu gördük. Dil, din, ırk, etnik köken, cinsiyet ayrımı olmadan, her yurttaşın eşitliği konusunda yol almamız gerektiğini duyduk. Birey-devlet, toplum-devlet ilişkileri üzerine yeniden düşünmek gerekiyor. Farklılıklarla bir arada yaşama farkındalığı, yani farklı kimlik ve fikir gruplarının varlığı ile ilgili farkındalığın, geçmişe göre, daha iyi düzeyde olduğunu gözlemledik.

Ortak geleceğimiz için cumhuriyet ve demokrasiyi daha güçlü şekilde bütünleştirmeye ihtiyacımız olduğunu anladık.

Dünyadaki güçler dengesi değişimini, Batı`nın değişen gücünü,  ABD-Çin rekabetini, yeni küresel aktörlerin yükselişini, artan bölgeselleşme eğilimini ve kural bazlı uluslararası sistemin yeniden şekillenmesini dikkatle takip etmeliyiz. Bu süreçler, Türkiye için hem fırsatlar, hem de riskler barındırıyor. Çalıştaylarda Türkiye`nin iç bölünmelerinin  dış politikasına  yansıdığı ve kimlik temelli değerlendirmelerin dış politikayı etkilediği tartışıldı. Dış politikada Türkiye`nin ekonomik refahını artırma hedefinin gözetilmesi konusunda bir uzlaşı olduğunu gördük. İklim, enerji, teknoloji ve göç önemli küresel gündemler olarak tartışıldı. Tartışılan konulardan birisi, Türkiye`nin içinde yer aldığı ittifak sistemiydi. Türkiye`nin ittifaklara dahil olma biçimleri ve stratejik özerkliği ile ilgili katılımcıların görüşleri farklılaşsa da temel uzlaşı Türkiye`nin mevcut ittifaklarından vazgeçmemesi noktasındaydı.

Dünyadaki çoklu kriz ortamında Avrupa ile ilişkilerin daha da önem kazandığı çalıştaylarımızda değinilen bir diğer konuydu. Nitekim, biz de geçtiğimiz haftalarda Yönetim Kurulu olarak Brüksel ve Berlin`de bir dizi üst düzey temas gerçekleştirdik. Başta Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu ve Almanya`daki muadil örgütümüz olmak üzere, yaptığımız tüm temaslarda AB-Türkiye Gümrük Birliği`nin güncellenmesini vurguladık. Türkiye`nin AB entegrasyon sürecinin korunması gereğinin altını çizdik.

"RAPORLA BİRLİKTE AB-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİN GÜVEN VE UZLAŞI TEMELİNDE GELİŞMESİNİ BEKLİYORUZ"

Geçen hafta açıklanan `AB-Türkiye Siyasi, Ekonomik, Ticari İlişkilerin Durumu` raporu, uzun bir aradan sonra  AB`nin yaklaşım değiştirme kararının önemli bir yansıması oldu. Belli ki giderek karmaşıklaşan, zorlaşan jeopolitik ortam, AB`nin güvenliğini güçlendirme arayışları çerçevesinde, Türkiye-AB ilişkilerinde olumlu bir etki yaratmış durumda. Küresel gelişmeler Türkiye ve AB`yi, birbirine doğru itiyor. İki taraf için de diğerinin vazgeçilmezliği daha iyi ortaya çıkıyor. Bu raporla birlikte AB-Türkiye ilişkilerinin tüm alanlarda güven ve uzlaşı temelinde gelişmesini bekliyoruz. Umuyorum ki, açılan fırsat penceresini, karşılıklı olarak iyi değerlendirebiliriz.

İsrail`in Gazze`de sürdürdüğü saldırıların karşısında duyduğumuz derin üzüntüyü tekrar ifade etmek isterim. Sivil kayıpları önlemek için başlatılan girişimlerin bir an önce sonuçlanarak, kalıcı ateşkese ulaşılmasını temenni ediyoruz.

"İKİNCİ YÜZYILIMIZDA İHTİYAÇ DUYDUĞUMUZ SIÇRAMA İÇİN DEMOKRATİK TARTIŞMA VE TOPLUMSAL DİYALOG KAPILARINI AÇALIM"

Konuşmak gereken çok fazla konu, her konunun çok fazla ayrıntısı, her ayrıntının çok fazla tarafı var. Üstelik hepsi birbirini ilgilendiriyor. Yani işimiz çok zor ve çetrefilli. Bakış açımızda radikal değişim şart. Bakış açışımızı değiştirdiğimizde göreceğiz ki,  zor sorunlar kolaylaşacak. Çünkü birinin çözümü,  diğerlerini de çözüme yaklaştıracak. Biz biliyoruz ki sorunları çözmek için ihtiyaç duyduğumuz akla, bilgiye ve tecrübeye sahibiz. Tecrübeliyiz. Yüzyılın birikimine dayanıyoruz. Bilgeyiz. Kimlik farklılıkları bizi ayrıştırmaz. Farklılıklarımız ortak gelecek hayalimizi zenginleştirir. Ferasetimiz var. Kazanımlarımızı olduğu kadar eksikliklerimizi de biliriz. Coğrafyamız bir ateş çemberine dönmüşken, dünyada çok çeşitli savrulmalar yaşanıyorken, bir 100 yıl önce yazmıştık, yine destan yazabiliriz. Biz ülkemizin potansiyelinin, çok yüksek olduğuna inanıyoruz. Bu potansiyeli harekete geçirmek için azimliyiz, kararlıyız. Bu noktada iktidarıyla, muhalefetiyle, tüm siyasi aktörlere bir çağrı yapmak istiyorum: Bütün kazanımlarımızı üst üste koyalım, kilitleri açalım, çözüm için yeni yollar bulalım. Bunun için gerekli tartışma ve uzlaşma zeminini sağlama sorumluluğu siyaset kurumuna düşüyor. Gelin, ikinci yüzyılımızda ihtiyaç duyduğumuz sıçrama için, demokratik tartışma ve toplumsal diyalog kapılarını açalım."

 

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


 
  FLAŞ HABER
   
 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinerji.com © Copyright 2017-2025 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA