Haber: Beril KALELİ/Kamera: Onur DURSUN
(İSTANBUL) İstanbul Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi öğrencileri, çocukların evlenebileceği yönünde söylemlerde bulunan ilahiyatçı Nureddin Yıldız`a karşı gerçekleştirdikleri protestoda gözaltına alınan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri için destek eylemi gerçekleştirdi. Beyazıt`ta eylem yapan İstanbul Üniversitesi öğrencileri, “Bir kez daha gördük ki bu düzende çocuk istismarcıları korunuyor, bilim üreten üniversitelere sokuluyor; onlara karşı çıkan öğrenciler ise gözaltına alınıyor” açıklamasında bulundu. Öğrenciler, "6 yaşında bir çocuğun evlendirilmesini savunmak mı ifade özgürlüğü, yoksa buna karşı çıkmak mı suç?" diye sordu.
İstanbul Üniversitesi öğrencileri, çocukların evlenebileceği yönünde söylemlerde bulunan ilahiyatçı Nureddin Yıldız`ın dün Boğaziçi Üniversitesi`nde gerçekleştirilen bir etkinliğe konuşmacı olarak katılmasına karşı gerçekleştirilen eylemde çok sayıda öğrencinin gözaltına alınmasını protesto etti. İstanbul Üniversitesi`nin Beyazıt yerleşkesi ana kapısı önünde toplanan öğrenciler “Fetvalar sizin, kampüsler bizimdir, “Şeriata, faşizme, karanlığa geçit yok”, YÖK, polis, medya, bu abluka dağıtılacak” ve “Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek” şeklinde sloganlar attı.
Öğrenciler, “Üniversitede memlekette çocuk istismarcılarına karşı ayaktayız” yazılı pankart önünde açıklamalarda bulundu. Açıklamalarda, “Dün yaşanan olayın ardından Boğaziçi Üniversitesi`nin yalnız olmadığını göstermek ve çocuk istismarcılarına ile onları üniversitelere sokanlara karşı `Üniversiteler bizimdir` demek için bugün öfkemizle bir araya geldik. Üniversitelerin şeriatçılara değil, öğrencilere ve bilime açıldığı bir Türkiye istiyoruz. Üniversitelerin şeriatçılara değil, öğrencilere ve bilime açıldığı bir Türkiye istiyoruz. Kampüslerimizde sivil polisleri, çevik kuvvetleri değil şu an tutuklu bulunan sıra arkadaşlarımızı görmek istiyoruz. Hepsinden öte, bizden geleceğimizi çalan hayallerimizi çalan Recep Tayyip Erdoğan istifa etsin istiyoruz” denildi.
Öğrencilerin açıklamaları şu şekilde:
“Memlekette Saray`ın sivil darbesine, kampüslerimizde şeriata geçit vermeyeceğiz”
"Üniversitelerin şeriatçılara değil, öğrencilere ve bilime açıldığı bir Türkiye istiyoruz. Üniversitelerin şeriatçılara değil, öğrencilere ve bilime açıldığı bir Türkiye istiyoruz. Kampüslerimizde sivil polisleri, çevik kuvvetleri değil şu an tutuklu bulunan sıra arkadaşlarımızı görmek istiyoruz. Üniversitelerimizin yönetimleri, rektörleri sarayın uşağı değil, öğrencilerin ve akademisyenlerin yoldaşı olsun istiyoruz. Hepsinden öte, bizden geleceğimizi çalan hayallerimizi çalan Recep Tayyip Erdoğan istifa etsin istiyoruz. Bizler geleceğimiz için mücadele ediyoruz, geleceğimizi geri alana kadar da durmayacağız. Üniversitelerimizin Beştepe`den atanan kayyum rektörlerce yönetilen değil, öğrenciler, akademisyenler ve işçilerce seçilen rektörlerle ve söz yetki ve karar hakkına dahil olduğumuz kurumlar olmasını istiyoruz. Üniversitelerde kendi baskı düzenini kuran tek adam rejimine karşı mücadelelerimizi birleştirelim. Memlekette Saray`ın sivil darbesine, kampüslerimizde şeriata, karanlığa, faşizme geçit vermeyeceğiz.
“Soruyoruz; 6 yaşında bir çocuğun evlendirilmesini savunmak mı ifade özgürlüğü, yoksa buna karşı çıkmak mı suç?”
Üniversitesi İslam Araştırmaları Kulübü, 6 yaşındaki bir çocuğun evlendirilmesini savunan Nureddin Yıldız`ı konferans vermek üzere dün üniversiteye davet etmiştir. Bu davete tepki gösteren Boğaziçili öğrenciler, çocuk istismarının asla meşrulaştırılamayacağını vurgulayarak `Kampüsümüzde istismarcı istemiyoruz` diyerek seslerini yükseltmişlerdir. Ancak atanmış rektör Naci İnci ve üniversite yönetimi, öğrencilerin değil istismarcıların yanında yer alarak etkinliği `ifade özgürlüğü` kisvesi altında savunmuş, öğrenciler hakkında soruşturma başlatacağını ve suç duyurusunda bulunacağını söyleyerek onları tehdit etmiştir. Boğaziçi Üniversitesi`ne çevik kuvvet polisleri sokulmuş, üniversitenin özerkliği bir kez daha ihlal edilmiştir. Bu olay, iktidarın üniversiteler üzerindeki tahakkümünün ve müdahaleye ne kadar açık hale getirildiğinin çarpıcı bir göstergesi olarak da karşımıza çıkmıştır. Üniversitenin kapıları kilitlenmiş, arkadaşlarımız ablukaya alınarak işkenceyle gözaltına alınmıştır. Polis şiddeti sonucu birçok arkadaşımız yaralanmış, kanlar içinde kalmalarına rağmen biber gazı ve fiziksel işkence sürdürülmüştür. Ters kelepçeyle 97 üniversiteli gözaltına alınmıştır. Olayı görüntülemek isteyen gazeteci Can Öztürk`ün ise basın kartı yırtılmış, kendisi darp edilerek gözaltına alınmış ve basın özgürlüğüne de açıkça saldırılmıştır. Biz de İstanbul Üniversitesi öğrencileri olarak soruyoruz. 6 yaşında bir çocuğun evlendirilmesini savunmak mı ifade özgürlüğü, yoksa buna karşı çıkmak mı suç?
"Gençlik, yıllar önce olduğu gibi bugün de ayakta"
Bir kez daha gördük ki bu düzende çocuk istismarcıları korunuyor, bilim üreten üniversitelere sokuluyor; onlara karşı çıkan öğrenciler ise gözaltına alınıyor. Biz bu hukuksuzluğu kabul etmiyoruz. İstanbul Üniversitesi öğrencileri olarak, Boğaziçi`nde direnen 97 arkadaşımızın yanındayız. Yanındayız çünkü onlar, çocukların istismar edilmesine karşı çıktıkları için oradaydılar. Kampüslerinde cihatçı çetelere ve faşistlere karşı direndikleri için. 6 yaşında bir çocuğun evlendirilmesini `normal` sayan bir zihniyete üniversitelerde yer olmadığını haykırdıkları için. İktidarın ve bütün politikalarının üniversitelerdeki uygulayıcıları kayyum rektörlerin üniversitelerin yapısını nasıl değiştirmeye çalıştıklarını ve kirli siyasetlerini kampüslerimize nasıl empoze etmeye çalıştıklarını çok iyi biliyoruz. Ama onlar da şunu çok iyi bilsinler, gençlik, yıllar önce olduğu gibi bugün de ayakta. Ve yeniden güçlü bir sesle haykırıyor. Ne Beyazıt`ta, ne Boğaziçi`nde, ne de Hacettepe`de... Kampüslerimizde yandaşları, sermaye temsilcilerini, cihatçı çeteleri ve faşistleri barındırmayacağız. Ve teşhirlerini her zamankinden daha güçlü yapacağız.
"O ilk barikatı kol kola aşanlar bugün de burada"
5 gün sonra, iktidarın barikatlarını yıkışımızın 2`nci ayı olacak. O ilk barikatı kol kola aşanlar bugün de burada. Gençlik yine burada. Polis şiddetine maruz kalan, tutuklanıp sonra özgürlüğüne kavuşanlar yine burada. Çünkü gençlik, kendi gücünün farkında; yürüttüğü meşru ve kitlesel mücadelenin bilincinde. Çocukları koruyan da, işçiyle dayanışan da, ömürüye uğrayan her kesimin yanında duran da yine gençlik. Ne sokaktan bir adım geri duruyor, ne de bilim ürettiği üniversitelerden her sokağı, her amfiyi birer direniş alanına çeviriyor. 19 Mart`tan bu yana hâlâ tutuklu olan arkadaşlarını da unutmuyor. Kronik kalp ve böbrek hastası Esila`yı; küçük şehirlerde büyük mücadeleler veren Trakya Üniversitesi`nden Azra, Zeynep ve Özgür`ün sesini Beyazıt`a taşıyor. Konya`da 1 Mayıs öncesinde tutuklanan 3 arkadaşımızın adalet arayışı da da burada yankılanıyor. Bu hukuksuzluk duvarlarını hep birlikte yıkacağız."
Marmara Üniversitesi öğrencileri de “Faşizme karşı omuz omuza” dedi
Marmara Üniversitesi öğrencileri de gözaltına alınan öğrenciler için destek eylemi gerçekleştirdi. Üniversitenin Göztepe kampüsü gerçekleştirilen eylemde öğrenciler, "Şeriata, faşizme, AKP`ye geçit yok” yazılı pankart açarak, “Faşizme karşı omuz omuza” şeklinde slogan attı.