10 Temmuz 2025 Perşembe

15:52   CHP GRUP BAŞKANVEKILI GÜNAYDıN: "İKLIM KANUNU’NU, 10. YARGı PAKETI’NIN ANAYASA’YA AYKıRı HÜKÜMLERINI ANAYASA MAHKEMESINE TAŞıYACAĞıZ"   15:50   ÇYDD’DEN LISE EĞITIM SÜRESININ 2 YıLA INDIRILMESI ÖNERISINE TEPKI   14:45   CHP’LI BELEDIYE BAŞKANLARı PARTI GENEL MERKEZINDE BIR ARAYA GELDI... "BIRLIK VE BERABERLIK IÇINDE MÜCADELEYI KARARLıLıKLA SÜRDÜRECEĞIZ"   14:38   YENILENEN ALTYAPıSıYLA MEZITLI ÇÖZÜM MERKEZI VATANDAŞLARıN HIZMETINDE!   14:37   CHP MERSIN MILLETVEKILI TALAT DINÇER: “EMEKLIYI İNŞAATLARDA BEKÇI YAPTıNıZ, VICDANıNıZ RAHAT Mı?”   14:34   TARSUS BELEDIYESI’NDEN HAL YOLU VE ANA CADDELERDE TITIZ TEMIZLIK   14:31   “BIR TAŞıYANıM OLSA” DIYEN ÖĞRENCILERIN EV TAŞıMASı MERSIN BÜYÜKŞEHIR’DEN   14:30   MERSIN BÜYÜKŞEHIR’DEN TOPLU TAŞıMA ARAÇLARıNA KLIMA DENETIMI   09:02   BÜYÜKŞEHIR EKIPLERI TRAFIK GÜVENLIĞI İÇIN SAHADAYDı   21:33   TOROSLAR’DA SıFıR ATıK SEFERBERLIĞI: MOBIL ATıK GETIRME MERKEZI MAHALLELERDE   16:50   MURAT ÇALıK TEKRAR HASTANEYE KALDıRıLDı... ÇALıK’ıN EŞI ZEHRA ÇALıK: "DAHA NEYI BEKLIYORUZ? SAVCıLıKTAN TAHLIYE KARARıNı ACILEN BEKLIYORUZ"   16:48   BAŞARıR: "İKTIDAR, DÜNYANıN HER YERINDE VAR AMA DEMOKRASI OLABILMESI IÇIN MUHALEFET OLMASı LAZıM"   16:35   TBMM GENEL KURULU’NDA CHP’LILERDEN TUTUKLAMALARA PROTESTO   03:15   TERÖR ÖRGÜTÜ PKK LIDERI ABDULLAH ÖCALAN’ıN VIDEO MESAJı BEKLENIYOR   01:29   CHP İSTANBUL İL BAŞKANı ÖZGÜR ÇELIK IFADE VERDI: ’İFTIRA AT, KURTUL’ DÜZENI KURULMUŞ DURUMDA   01:27   SÖZCÜ TV KARARTıLDı   22:52   ZEYDAN KARALAR TUTUKLANDı... TÜLAY HATIMOĞULLARı: ADANA’DA BELEDIYE BAŞKANıNı TUTSAK EDERSENIZ, DEMOKRATIK TÜRKIYE UMUDUNA GÖLGE DÜŞER   21:15   ZEYDAN KARALAR TUTUKLANDı   20:15   ADANALıLAR’DAN ZEYDAN KARALAR’A DESTEK IÇIN OTURMA EYLEMI   17:29   AİHM’DEN SELAHATTIN DEMIRTAŞ LEHINE HAK IHLALI KARARı... DEMIRTAŞ’ıN AVUKATLARı: "KARARıN EN ÖNEMLI TARAFı KOBANI DAVASıNDA VERILEN MAHKUMIYET KARARıNıN DAYANDıĞı DELILLERI BOŞA ÇıKARMASıDıR"  
 
     
   

ÇYDD’den lise eğitim süresinin 2 yıla indirilmesi önerisine tepki


Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden (ÇYDD), lise eğitim süresinin 4 yıldan 2 yıla indirilmesi önerine ilişkin olarak yapılan açıklamada, "Söz konusu önerinin temelinde, gençleri daha erken yaşta iş gücü piyasasına yönlendirme arayışı yatmaktadır. Bu bakış açısı, eğitimin asli işlevini istihdam yaratma aracına indirgerken, toplumsal eşitsizlikleri de derinleştirme riski taşımaktadır. Türkiye’de hâlihazırda 17-29 yaş arası gençlerin üçte biri ne eğitimde ne de istihdamdadır. Gençler sistemin kıyısında beklerken, onların önündeki tek engelin eğitim süresi olduğunu varsaymak, sorunun kökenine değil, yalnızca yüzeyine odaklanmaktır" denildi.

 

Tarih : 10 Temmuz 2025 Perşembe 15:50   Okunma : 423

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nden lise eğitim süresinin 4 yıldan 2 yıla indirilmesi önerisine ilişkin yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Eğitim, bir toplumun kendine verdiği en samimi yanıttır. Gençlerine nasıl bir hayat düşlediğini, onları nasıl bir dünyaya hazırlamak istediğini en çıplak haliyle ortaya koyar. Son dönemde kamuoyuna sunulan 'liselerin iki yıla indirilmesi' önerisi ise, bu yanıtın giderek daha endişe verici bir hâl aldığını göstermektedir. Bu öneri ilk bakışta yalnızca teknik bir düzenleme gibi sunulsa da, ardında çok daha derin ve çok katmanlı bir paradigma değişikliği yatmaktadır. Lise eğitiminin süresinin yarıya indirilmesi, yalnızca pedagojik bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal eşitlik, gençlik politikaları ve kamusal sorumluluk açısından ciddi soru işaretleri barındırmaktadır.

Her şeyden önce, lise dönemi genç bireylerin yalnızca akademik bilgi kazandığı değil, düşünsel derinlik, kimlik gelişimi ve sosyal farkındalık edindiği bir evredir. Bu dönemin yapay bir biçimde daraltılması, gençleri düşünmeden hızla bir rotaya sokmak, adeta şekillenmeden kalıba dökmeye çalışmaktır. Oysa eğitim, bir yarış değil, zamanla gelişen bir oluş sürecidir.

Türkiye'de ortalama eğitim süresi yalnızca 9 yıldır

Zorunlu eğitim süresi hâlâ 12 yıl olarak tanımlansa da, Türkiye'de ortalama eğitim süresi yalnızca 9 yıldır. Bu da zaten mevcut sistemin, özellikle dezavantajlı gruplar için yeterince erişilebilir ve sürdürülebilir olmadığını göstermektedir. Mevcut dört yıllık lise sisteminde dahi öğrenciler, müfredatın yoğunluğu ve sınav baskısı nedeniyle ciddi bir stres altındadır. Bu süre iki yıla indirildiğinde, halihazırda ağır olan müfredatın daha da sıkışması, öğrencilerin öğrenmeden çok ezbere yönelmesine, yüzeysel bilgiyle yetinmesine ve eğitimden soğumasına yol açabilir. Bu durum, eğitim kalitesini artırmak bir yana, genç bireyleri daha da hazırlıksız hale getirebilir.

Söz konusu önerinin temelinde, gençleri daha erken yaşta iş gücü piyasasına yönlendirme arayışı yatmaktadır. Bu bakış açısı, eğitimin asli işlevini istihdam yaratma aracına indirgerken, toplumsal eşitsizlikleri de derinleştirme riski taşımaktadır. Türkiye'de hâlihazırda 17-29 yaş arası gençlerin üçte biri ne eğitimde ne de istihdamdadır. Gençler sistemin kıyısında beklerken, onların önündeki tek engelin eğitim süresi olduğunu varsaymak, sorunun kökenine değil, yalnızca yüzeyine odaklanmaktır.

Yalnızca ayrıcalıklı kesimler için sürdürülebilir bir imtiyaza dönüşür

Üstelik bu tür yapısal değişikliklerin alelacele ve yeterli pilot uygulamalar yapılmadan gündeme getirilmesi, eğitimi bir laboratuvar deneyi gibi görme eğiliminin tehlikeli bir tezahürüdür. Eğitim politikaları, günübirlik çözümlerle değil; uzun vadeli, çok boyutlu ve toplumsal etkileri hesaplanmış stratejilerle şekillenmelidir. Daha da önemlisi, bu tür düzenlemeler özellikle sosyoekonomik olarak dezavantajlı kesimlerden gelen öğrencilerin eğitimden erken kopmasına yol açacaktır. Bu durum, eğitimde fırsat eşitliği ilkesini zedeleyerek, çocukları nitelikli eğitimden çok erken yaşta uzaklaştırıp, kayıt dışı emek piyasalarına yönlendirme riskini taşımaktadır. Böylece eğitim, bazıları için bir gelecek anahtarı olmaktan çıkar, yalnızca ayrıcalıklı kesimler için sürdürülebilir bir imtiyaza dönüşür.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin daha da derinleşmesine yol açabilir

Eğitim, yalnızca iş gücü piyasasının ihtiyaçlarına cevap veren bir üretim hattı değildir. Genç bireyleri yalnızca 'ara eleman' olarak konumlandırmak, onları birer potansiyel yurttaş olarak değil, birer kaynak olarak görmek anlamına gelir. Bu yaklaşım, eğitimi dar bir ekonomik rasyonaliteye hapsetmekte; insanın çok yönlü gelişim hakkını görmezden gelmektedir. Üstelik bu değişim yalnızca ekonomik değil, sosyokültürel sonuçlar da doğuracaktır. Eğitim süresinin kısalması, özellikle kız çocuklarının eğitimden erken yaşta kopmasına, çocuk yaşta evliliklerin artmasına ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin daha da derinleşmesine yol açabilir. Oysa eğitimin toplumsal işlevi, bu eşitsizlikleri azaltmak, bireylerin yaşam olanaklarını genişletmektir.

Eşitsizlik üretim mekanizmasına dönüşebilir

Sonuç olarak, liselerin iki yıla indirilmesi yönündeki öneri, yalnızca sürenin kısaltılması değil, eğitimin ruhunun ve toplumsal işlevinin yeniden tanımlanması anlamına gelmektedir. Bu tür kararlar, toplumu yalnızca bugünden değil, on yıllar sonrasından da etkileyecek bir kırılma yaratır. Ve unutulmamalıdır ki, eğitim sisteminde yapılacak her değişiklik, yalnızca sınıflarda değil, toplumun tüm dokusunda hissedilir. Eğitim politikaları, bilimsel veriye, pedagojik ilkelere ve toplumsal sorumluluk bilincine dayanmalıdır. Gençlerin geleceğini biçimlendirecek her karar, kapsayıcı bir toplumsal uzlaşıyla, özenli ve şeffaf süreçlerle alınmalıdır. Aksi halde eğitim, bir aydınlanma aracı olmaktan çıkıp, bir eşitsizlik üretim mekanizmasına dönüşebilir."

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

  GÜNCEL HABERLER

 
  FLAŞ HABER
   
 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinerji.com © Copyright 2017-2025 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA