Sağlık emekçileri, Anayasa Mahkemesi`nin reddettiği İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesi`nin Anayasa`nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle sağlıkta şiddet cezalarını artıran yasa maddelerinin iptal başvurusuna tepki gösterdi. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Hüsnü Yıldırım, “Bir insanın canına kastedilmiştir. Neye dayanarak ifade edildiğini ve neye göre değerlendirildiğini sormak gerekiyor” dedi. SESAnkara Şube Eş Genel Başkanı Kubilay Yalçınkaya da “Kamusal hizmetlerde yapılmış olan şiddetin kat ve kat fazlası sağlık hizmetlerinde yaşanıyor” diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi, İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesi`nin Anayasa`nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle sağlık çalışanlarına yönelik şiddet suçlarında cezaların yarı oranında artırılmasına ilişkin yasa maddelerinin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu reddetti. Kararda, söz konusu maddelerin anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olmadığı belirtilerek, “Kanun koyucu sağlık çalışanlarına karşı işlenen suçlarda son yıllarda artış olduğunu değerlendirerek, itiraz konusu nitelikteki suçların işlenmesini önlemek amacıyla düzenlendiği açık olup, bu amaçla öngörülen farklı muamelenin makul ve nesnel bir temele dayanmadığı söylenemez” dendi.
“ANAYASA MAHKEMESİ`NİN KARARI OLUMLU”
İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesi`nin başvurusu, sağlık çalışanlarının tepkisini çekti. Anayasa Mahkemesi`nin kararını değerlendiren SES Eş Genel Başkanı Hüsnü Yıldırım, “Anayasa Mahkemesi`nin vermiş olduğu kararın sağlık ve sosyal hizmet emekçileri açısından olumlu bir karar olduğunu düşünüyoruz. Biz zaten bu yasa tasarısını sağlık ve emek meslek örgütleri olarak yeterli bulmadığımızı ifade etmiştik. Bununla ilgili yeni yasa tasarısı önerimizi de Meclis`te gurubu bulunan bütün siyasi partilere iletmiştik” dedi.
“NEYE GÖRE DEĞERLENDİRİLDİĞİNİ SORMAK GEREKİYOR”
Yıldırım, yerel mahkemenin “eşitlik ilkesine” aykırılık iddiasıyla yaptığı başvuruya ilişkin de şöyle konuştu:
“Neye dayanarak ifade edildiğini ve neye göre değerlendirdiğini sormak gerekiyor. Bir insanın canına kastedilmiştir. Toplumun sağlığı için her türlü özveri ile bu hizmeti sunmaya çalışırken uğradığı şiddete ve ölümlere varan bu şiddete karşı sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak hükümetin caydırıcı yasa çıkarmasını hep söyledik. Bunun karşısında bir de şunu ifade ettik, bugün bu noktaya gelinen nedenlerin de değerlendirilmesi ve ortaya konulması gerekiyor.
“SAĞLIK EMEKÇİLERİ HİSSİZLEŞTİRİLEN VE TOPLUMUN GÖZÜNDE DEĞERSİZLEŞTİRİLEN KONUMA GETİRİLMİŞTİR”
Bu noktaya gelmenin nedenleri sağlıkta dönüşüm politikaları ile sağlık hizmetlerinin ulaşılamaz olduğu bir noktada olması. Sağlık hizmetinin kışkırtılmış sağlık hizmetine dönüşmesi, her an herkesin her şekilde sağlık emekçilerine tepki gösterebileceği ve bu tepkisinin karşısında da sağlık hizmetinden yararlanacağı duygusu yaratmıştır. Sağlık emekçileri hissizleştirilen ve toplumun gözünde değersizleştirilen konuma getirilmiştir” diye konuştu.
“DAHA FAZLA ŞİDDETE NEDEN OLACAK”
SES Ankara Şube Eş Başkanı Kubilay Yalçınkaya ise 17 Nisan 2012`de öldürülen Ersin Arslan`ı anımsatarak, yerel mahkemenin Anayasa Mahkemesi`ne yaptığı başvuruya ilişkin şunları söyledi:
“Kamuoyunu sağlıkta şiddete ilişkin bilgilendirmek açısından eksikliğimiz olduğunu ortaya koyuyor. Sağlık Bakanlığı`nın kendi iletişim merkezine 2021 yılında 27 binden fazla sağlık emekçisine ilişkin tehdit ve hakaret içeren başvuru yapılmış durumda. Kamusal hizmetlerde yapılmış olan şiddetin kat ve kat fazlası sağlık hizmetlerinde yaşanıyor. Bunun nedeni sağlık emekçileri değil aksayan sağlık hizmetleri. Kamusal sağlık hizmetlerinden kaynaklı sağlık emekçilerinin şiddete maruz kalması ve hukuksal anlamda da korunmasız bırakılması açıkçası sağlık emekçilerinin daha fazla şiddete maruz kalmasına neden olacak.
“SAĞLIK EMEÇİLERİYLE DAYANIŞMA İÇİNDE OLUN”
Fahrettin Koca 2018 yılında daha göreve yeni başladığı dönemde, sağlıkta şiddete ilişkin yapmış olduğu açıklamada günlük 10-11 civarında fiziksel şiddet ve bunun üç katı kadar da sözel şiddet gerçekleştiğini ifade etmişti. Bugün itibariyle günlük sağlıkta şiddet vaka sayısı o sayıların iki katına varmış durumda. Her geçen yıl sağlıkta şiddet katlanarak devam ediyor. Tüm bu gerçeklik ortadayken sağlıkta şiddet olayına ilişkin mücadele tek başına sağlık emekçilerine bırakılmayacak bir mücadele. O yüzden sağlık emekçileri olarak toplumun tüm kesimine bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Sağlıktaki şiddetle mücadele kapsamında sağlık emekçileriyle dayanışma içinde olmaları gerektiğini vurguluyoruz.”