Ankara Barosu, İsmailağa Cemaati`ne bağlı Hiranur Vakfı`nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel`in kızını 6 yaşındayken ‘imam nikahıyla evlendirmesi` nedeniyle vakfın yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, “Tüm Barolar ve Adalet Bakanlığı`na da çağrıda bulunarak hukukçuların, haksızlığa uğrayan çocukların sesi olarak yetişmesine katkıda bulunmaya ve somut bir adım atmaya davet ediyoruz” dedi.

Mustafa Köroğlu, bugün yaptığı açıklamada, İsmailağa Cemaati`ne bağlı Hiranur Vakfı`nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel`in kızını 6 yaşındayken ‘imam nikahıyla evlendirmesi` nedeniyle Hiranur Vakfı yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını duyurdu. Köroğlu, şunları söyledi:

“6 yaşında bir çocuk, okula gönderilmiyor; toplumdan, sosyal hayattan koparılıyor ve çok acı bir şekilde düşünürken, konuşurken anlatmakta zorlandığımız cinsel istismara yıllarca maruz kalıyor. Ne yazık ki karşılaştığımız bu olay ne ilk ne de son. Biliyoruz ki tarikatlar, Türkiye`de, din adı altında ve dini duyguları sömürerek çocukları büyük bir karanlığa sürüklüyor. Çocuklar, aile ve sosyal hayatlarından koparılıyor, eğitim hakları ellerinden alınıyor, türlü biçimde istismara maruz bırakılıyorlar. Üstelik laik bir hukuk devleti olan ülkemizde, geleceğimiz olan çocukların korunması mümkün. Hepimizin hem bireysel hem toplumsal çabalar ile haksızlığa ‘dur` diyebilme gücümüz var.

“HUKUKİ PROSEDÜRÜN İVEDİLİKLE BAŞLATILMASINI TALEP EDİYORUZ”

Bugün Ankara Barosu olarak, yıllar süren istismara ‘dur` demeyen, göz yuman ve anlaşılıyor ki kendi içinde normalleştiren Hiranur Vakfı yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunduğumuzu ve bu suçun Hiranur Vakfı yöneticilerinin bilgisi dahilinde işlenmiş olması, devamına göz yumulması nedeni ile yöneticilerin görevlerine son verilmesi için Vakıflar Genel Müdürlüğüne başvurumuzu yaptığımızı bildiririz. Hukuki prosedürün ivedilikle başlatılmasını talep ediyoruz.

“ÜSTÜNE BASA BASA BELİRTMEK GEREKİR Kİ 18 YAŞINDAN ÖNCE HERKES ÇOCUKTUR”

Maalesef hukuk sistemimiz, bu olayda, çocuğun korunmasında başarısız olmuştur. İddia olunana göre, mağdur henüz 14 yaşındayken hukuk sistemine girmiş, ancak dosyanın üstünün örtülmesi sağlanmış, çocuk daha fazla mağduriyete uğramaktan kurtarılabilecekken istismar dolu bir hayata geri dönmeye mahkum edilmiştir. Bu durum, hukuk mücadelemizin önemini gözler önüne sermektedir. Çocukların ihmal ve istismarı bazen kapalı kapılar ardında, bazen hepimizin bildiği, ancak içi boşaltılmış ahlaki değer yargıları altında gizlenerek gerçekleşmektedir. Üstüne basa basa belirtmek gerekir ki 18 yaşından önce herkes çocuktur ve çocuklar hiçbir şart ve koşulda evlilik birliğinin tarafı olamazlar.

“NE YAZIK Kİ HÂLÂ HUKUK SİSTEMİMİZDE ÇOCUKLARA, 16 YAŞINDA MAHKEME KARARI İLE EVLENME İZNİ VERİLEBİLMEKTEDİR”

Ne yazık ki hâlâ hukuk sistemimizde çocuklara, 16 yaşında mahkeme kararı ile evlenme izni verilebilmektedir. Oysaki hiçbir durum, bir çocuğun evlendirilmesine gerekçe olarak gösterilemez. Hepimiz, bireysel ve toplumsal olarak, her alanda çocuk ihmal ve istismarına ‘dur` demekle yükümlüyüz. Çocuğun korunmasına yönelik en büyük mücadelenin hukuk alanında verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle Ankara Barosu olarak, çocuk istismarının her türlüsüne karşı seferberlik başlatıyoruz. Bize 444 43 06 numaralı ihbar hattı üzerinden ihbarda bulunabilirsiniz.

“TÜM BAROLAR VE ADALET BAKANLIĞI`NA DA ÇAĞRIDA BULUNARAK HUKUKÇULARIN, HAKSIZLIĞA UĞRAYAN ÇOCUKLARIN SESİ OLARAK YETİŞMESİNE KATKIDA BULUNMAYA VE SOMUT BİR ADIM ATMAYA DAVET EDİYORUZ”

Meslektaşlarımızın çocuk hukuku ve çocuk adalet sistemi üzerine eğitim almasının oldukça önemli olduğunu düşünüyor ve bunun çocuklar adına hukuk sistemini iyileştirmekteki etkisinin büyük olacağına inanıyoruz. Bu sebeple bu dönem itibariyle baromuz bünyesinde staj eğitimi alan her meslektaşımızın çocuk hukuku bağlamında daha da donanımlı birer hukukçu olmasını sağlamak için staj eğitimimizde çocuk hukuku eğitimi verilmesi kararı aldığımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz. Bu açıklama ile aynı zamanda tüm barolar ve Adalet Bakanlığı`na da çağrıda bulunarak hukukçuların, haksızlığa uğrayan çocukların sesi olarak yetişmesine katkıda bulunmaya ve somut bir adım atmaya davet ediyoruz. Çocukların aile sevgisi ile büyüdükleri, sağlıklı beslenebildikleri, güven içinde parklarda oynayabildikleri, para kazanmak zorunda olmadıkları, okullarına huzurla gidebildikleri, akşamları hayaller kurarak uyudukları güne dek; kısacası her bir çocuk çocukluğunu yaşayana dek vazgeçmeyeceğimizi kamuoyuna duyururuz.”