21 Aralık 2025 Pazar

17:10   MERSIN’DE KADıNLARıN HIKÂYELERI PERDEDE: 28. UÇAN SÜPÜRGE FESTIVALI BAŞLADı   15:58   “SILIVRI’DEN EDIRNE’YE: İMAMOĞLU’NUN MEKTUBU MILLET İRADESINI AYAĞA KALDıRDı”   15:45   CHP’DEN İSTANBUL ÇıKıŞı: “İMAMOĞLU’NA ENGEL, DEMOKRASIYE DARBE”   15:15   “39 BIN LIRANıN ALTı SEFALET: İŞÇISIZ MASA MEŞRU DEĞIL”   13:16   MERSIN BÜYÜKŞEHIR’DEN ÜNIVERSITELILERE GELECEK VIZYONU: ‘KAMPÜS MERSIN’ VE ‘GARAJ MERSIN’ TANıTıLDı   10:10   “İSTANBUL’UN SEÇILMIŞ LIDERI ÖZGÜR OLMALı”   22:55   “MERSIN’DE KARDEŞLIK DERSI: SEÇER’DEN BIRLIK VE BERABERLIK VURGUSU”   17:37   KKTC CUMHURBAŞKANı ERSIN TATAR’DAN TOROSLAR’A TARIHI ZIYARET: “KARDEŞLIK BAĞıMıZ SARSıLMAZ”   16:55   ALI BOZAN’DAN SERT ÇıKıŞ: “HASTA MAHPUSLARA ZULMÜ DURDURUN!”   16:38   “TAT GıDA’DAN GELECEĞE GÜÇLÜ VIZYON: VEYSEL MEMIŞ’TEN SÜRDÜRÜLEBILIRLIKTE LIDERLIK MESAJı”   14:35   “MERSIN’DE EMEKÇILERIN SıCAK DURAĞı: BÜYÜKŞEHIR’DEN GÜNE ÇORBAYLA BAŞLANGıÇ”   14:21   BIRLEŞIK KAMU-İŞ’E BAĞLı SENDIKALAR, BUGÜN IŞ BıRAKTı; MECLIS ÖNÜNDEKI AÇıKLAMAYA POLIS IZIN VERMEDI...    10:09   MERSIN’DE FASL-ı KONSER: TÜRK SANAT MÜZIĞI’NIN İHTIŞAMı BÜYÜKŞEHIR’DE YANKıLANDı   17:50   ÖZGÜR ÖZEL: “ERDOĞAN TÜRKIYE’YE 10 YıL KAYBETTIRMIŞTIR. HAVA SAVUNMASıNDA BÜYÜK BIR ZAFIYET YARATMıŞTıR”   15:44   RTÜK, “JASMINE” DIZISI NEDENIYLE HBO MAX’E EN ÜST SıNıRDAN PARA CEZASı VE KATALOGDAN ÇıKARMA YAPTıRıMı UYGULADı   14:40   ÖZGÜR ÖZEL BRÜKSEL’DE… “OTORITERLERI DESTEKLERSENIZ BIZIM GIBI BÜTÜN SOL IÇIN YENI BIR RÜZGÂR YARATACAK BIR PARTIYI BIR BAŞıNA BıRAKMıŞ OLURSUNUZ”   12:39   KATAR BAŞBAKANı AL SANI: İSRAIL’IN ATEŞKES IHLALLERI TÜM GAZZE SÜRECINI TEHLIKEYE ATıYOR   12:37   KARA HARP OKULU MEZUNIYETINDE KıLıÇLı YEMIN EDEN TEĞMENE “EMRE ITAATSIZLIK”TEN VERILEN DISIPLIN CEZASı HUKUKA UYGUN BULUNDU   12:35   İSRAIL BAŞBAKANı NETANYAHU, İSRAIL TARIHININ EN BÜYÜK DOĞAL GAZ ANLAŞMASıNı MıSıR ILE IMZALADı   09:20   “MERSIN BÜYÜKŞEHIR’DEN ÇIFTÇIYE CAN SUYU: ÖRTÜ ALTı ÜRETIME GÜÇLÜ DESTEK”  
 
     
   

BURSA TABİP ODASI BAŞKANI KUMAŞ: KUDUZ VE DİĞER AŞILARA ERİŞEBİLMEK İÇİN KENDİ AŞIMIZI KENDİMİZ ÜRETMELİYİZ


Tek Sağlık Platformu (TSP), Bursa`da bir veteriner hekimin kuduz aşısına ulaşamamasına tepki gösterdi. TSP adına açıklama yapan Bursa Tabip Odası Başkanı Levent Kumaş, “Bu acı tablonun sebeplerinden en önemlisi, gelir getirici işlemleri ve kârı toplum sağlığının önünde tutan sağlık politikalarıdır. Kuduz ve diğer aşıların erişimine ilişkin yaşadığımız bu zorlukları bir daha yaşamamak için, yabancı sermayeye bağımlı olmadan kendi aşımızı kendimiz üretebilmeliyiz” dedi.

 

Tarih : 3 Ocak 2023 Salı 19:08   Okunma : 483

ZEHRA DEĞİRMENCİ / SİBEL KAHRAMAN

Tek Sağlık Platformu (TSP), Bursa`da bir veteriner hekimin kuduz aşısına ulaşamamasına tepki gösterdi. TSP adına açıklama yapan Bursa Tabip Odası Başkanı Levent Kumaş, “Bu acı tablonun sebeplerinden en önemlisi, gelir getirici işlemleri ve kârı toplum sağlığının önünde tutan sağlık politikalarıdır. Kuduz ve diğer aşıların erişimine ilişkin yaşadığımız bu zorlukları bir daha yaşamamak için, yabancı sermayeye bağımlı olmadan kendi aşımızı kendimiz üretebilmeliyiz” dedi.

Bursa`da bir veteriner hekim, kedi ısırması nedeniyle kuduz aşısı yaptırmak istemiş, ancak Bursa`daki hastanelerde kuduz aşısı bulamamıştı. Balıkesir`deki hastanelere başvuran hekime oradan da olumsuz yanıt verilmişti.

TSP, bugün düzenlediği basın açıklamasında, kuduz gibi ölümcül bir hastalığın aşısının hastanelerde bulunmamasına tepki gösterdi. Bursa Akademik Odalar Birliği Türkan Saylan Salonu`ndaki toplantıya, Bursa Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Melike Baysal, Bursa Eczacı Odası Başkanı Okan Şahin ve Bursa Tabip Odası Başkanı Levent Kumaş katıldı. TSP adına basın açıklamasını okuyan Kumaş, kuduz hastalığının çok eski çağlardan beri var olduğunu ve ölümcül sonuçlar barındırdığını söyledi.

Kuduz gibi hayvandan insana geçen zoonotik hastalıkların pek çoğundan aşı ile korunmanın mümkün olduğunu ifade eden Kumaş, hayvanlarda bu hastalıkların önlenmesi ve tedavisinin de bir koruma yöntemi olduğunu dile getirdi.

TSP`nin amacının sağlıklı hayvan, sağlıklı çevre ve dolayısıyla da sağlıklı insan için farkındalık yaratmak, çalışmalar yapmak, yöneticileri doğru bilgilerle yönlendirmek olduğunu açıklayan Kumaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“KUDUZ AŞISI HEM HAYVANLAR HEM İNSANLAR İÇİN ULAŞILABİLİR OLMALIDIR”

“Kuduz, dünyada her yıl yaklaşık 59 bin kişinin ölümüne neden olan ölümcül bir enfeksiyon hastalığıdır. Ancak, etkili bir aşısı mevcut olan kuduz hastalığını korunma ve bütüncül sağlık yaklaşımı ile elimine etmiş ülkeler mevcuttur. Ülkemizde ise her yıl 1 ile 4 arasında kuduz olgusu bildirilmekte ve yılda 200 bin-250 bin arasında kuduz aşısı uygulanmasına karşın kuduz, halen ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak karşımızda durmaktadır. Veteriner hekimler tarafından hayvanlarda, hekimler tarafından da riskli temas sonrası insanlarda aşılama yoluyla kuduz hastalığı önlenebilmektedir. Ancak aşılanmamış hayvan ve insanlarda hastalığın tedavisi yoktur. Bu nedenle hem hayvanlar için hem insanlar için kuduz aşısı mutlaka ulaşılabilir olmalıdır.

"TÜRKİYE AŞIDA DIŞA BAĞIMLI HALE GELDİ"

Kuduz aşısı dünyada ilk kez 1885 yılında bulundu. 1887 Ocak ayında ise Osmanlı`ya getirilmiş ve Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şahane`de ilk kuduz aşısı üretilmiştir. 27 Mayıs 1928 tarihinde, savaştan yeni çıkan Türkiye Cumhuriyeti`nde halk sağlığının korunması amacıyla temel laboratuvar hizmetlerini yürütmek için Refik Saydam Hıfzıssıhha Müessesesi kurulmuştur. 1930`lu yıllardan itibaren aşı üretme konusunda çok başarılı çalışmalar yapmış ve yıllarca ülkemizin aşı ihtiyacını dış sermayeye bağlı kalmadan sağlamıştır. Kuruluşundan itibaren toplumu kıran bulaşıcı hastalıklarla çok başarılı bir mücadele yürütmüş; BCG, kuduz başta olmak üzere pek çok aşı ve anti-serum üretmiştir. Ancak iktidarın 2002 yılından itibaren uyguladığı `Sağlıkta Dönüşüm Projesi`nin sağlıkta yıkıcı etkisinin bir sonucu da âtıl hale getirilen Hıfzıssıhha Enstitüsü`nün 2011 yılında tümüyle ortadan kaldırılmasıdır. Bunun sonucu olarak toplumsal aşı politikamız ve aşı üretimimiz büyük ölçüde ortadan kalkmış, tamamen dışa bağımlı bir duruma dönüşmüştür.

Şu anda içinde bulunduğumuz durum ise endişe vericidir. Hemen her gün, kuduz riskli temas sonrası başvurdukları sağlık kurumlarında aşıya ulaşamayan, hastane hastane dolaşarak aşı arayan hasta ve hasta yakınlarının bildirimleriyle karşı karşıyayız. Sağlık otoritesi tarafından kriz yönetilememiş, gerekli durumlarda kısıtlı sayıdaki aşı stoğuna ulaşım organizasyonu yapılamamış ve daha da önemlisi kamuoyu yeterince bilgilendirilmemiştir. Bu durum da doğal olarak korku ve güvensizliğe yol açmıştır.

“REFİK SAYDAM HIFZISSIHHA ENSTİTÜSÜ GİBİ BİR KURUMA İHTİYACIMIZ VAR”

Bu acı tablonun sebeplerinden en önemlisi, gelir getirici işlemleri ve kârı toplum sağlığının önünde tutan sağlık politikalarıdır. Kuduz ve diğer aşıların erişimine ilişkin yaşadığımız bu zorlukları bir daha yaşamamak için, yabancı sermayeye bağımlı olmadan kendi aşımızı kendimiz üretebilmeliyiz. Yaşadığımız bu kriz bize, ülkemizin yıllarca aşı ihtiyacını karşılamış olan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü gibi bir kuruma ihtiyacımız olduğunu göstermektedir.

Sermayeyi önceleyen ve topluma yönelik bir şey içermeyen sağlık politikalarının bedeli topluma ödetilmemelidir. Bakanlığın en acil sorumluluğu, her bir insanın sağlık hakkına yönelik ciddi tedbirleri derhal almak ve sağlık sisteminin temelini krizlere cevap verebilecek şekilde yeniden düzenlemektir.”

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


 
  FLAŞ HABER
   
 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinerji.com © Copyright 2017-2025 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA