Çanakkale`nin Bayramiç ilçesinde Cengiz Holding`in Devlet Su işleri (DSİ) izni ile çevre göletlerden su almak istemesine vatandaşlar tepki gösterdi. Basın açıklaması yapan çevreciler, "Kurumunuzun yöre halkının su ihtiyacını gözetmesini, Hacıbekirler 1 ve Hacıbekirler 2 göletleri ile ilgili protokolü iptal etmesini, hukuki süreç sonuçlanmadan hiçbir işlem yapmamasını talep ediyoruz" dedi.
Çanakkale`nin Bayramiç ilçesinde Cengiz Holding`in DSİ izni ile çevre göletlerden su almak istemesine birçok Sivil Toplum Örgütü ve vatandaşlar tepki gösterdi. Çanakkale DSİ Şube Müdürlüğü önünde bugün yapılan açıklamaya İDA Dayanışma Derneği, Kazdağları Ekoloji Platformu, STK`lar ve vatandaşlar katıldı.
"KAZDAĞI`NIN YÜZDE 79`U MADEN RUHSATLI"
Basın açıklamasını Kazdağları Ekoloji Platformu adına Neval Yaman ve Ferzan Aktaş okudu. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Dünya üzerinde biyolojik çeşitliliği ile sayılı ekosistemlerden biri olan Kazdağları`nın ne yazık ki yüzde 79`u madenlere ruhsatlandırılmış durumda. Yörede yaşayan bizler bereketli yaşam alanlarımızı, her türlü meyve ve sebzenin yetiştiği tarım topraklarımızı, kurdu kuşu sincabıyla Kazdağları`nda yaşayan canlıların yaşam hakkını korumak için enerji ve maden şirketlerine karşı mücadele veriyoruz. Bu şirketlerden biri olan Cengiz Holding, Kazdağları ekosistemi içinde devasa bir alanda yıkıma sebep olacak, 200 metre derinliğinde ölüm çukurları açacak, 3 köyü haritadan silecek ve kimyasal zehirlerle yakınındaki diğer köyleri de yaşanmaz hale getirecek su kaynaklarımıza el koyacak Halilağa Bakır Madeni projesindeki ısrarına devam ediyor. Halkın tüm itirazlarına ve projenin iptali için geçtiğimiz yıl açtığımız davayı kazanmamıza rağmen Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2009/7 sayılı genelge doğrultusunda, yeniden ÇED süreci başlatan şirkete ikinci kez ÇED OLUMLU kararı verdi. Sivil toplum örgütleri ve yöre halkı olarak 95 davacı ile bizler de topraklarımızı suyumuzu ormanlarımızı korumak için 2. kez dava açtık.
"PROTOKOLÜN İPTALİNİ İSTEDİK ANCAK DSİ YANIT VERMEDİ"
Şirket, DSİ ile imzaladığı protokol kapsamında maden için gereken suyu temin etmek amacı ile Hacıbekirler Göleti 1 ve Hacıbekirler Göleti 2 adlı iki gölet inşaa etmek istemektedir. Bu projeler için ÇED kapsam dışı kararı alınarak süreç halkın dikkatinden kaçırılmıştır. Bölgedeki su kaynaklarının yeterli olmaması nedeniyle, Çan`ın Kocabaş Çayı`ndan derivasyon kanalı ile de göletlere su temini hedeflemektedir. Halihazırda Odaş Çan 2 Termik Santrali de Kocabaş Çayı`ndan suyu çekmektedir. Tüm bu göletler ve maden tesisleri entegre bir projedir ve ÇED sürecinin birlikte yürütülmesi gerekirdi. ÇED Yönetmeliği`nin `entegre projeler` başlıklı 25. maddesi; `bu yönetmeliğe tabi birden fazla projeyi kapsayan entegre bir projenin planlanması halinde, Bakanlıkça entegre proje için tek bir ÇED başvuru dosyası/proje tanıtım dosyası hazırlanması istenir` denilmektedir. Maden projesinin bir parçası olduğu tartışmasız olan gölet projelerinin DSİ tarafından ayrı projelermiş gibi değerlendirilmesi kanuna aykırıdır. İlk davayı kazandığımızda DSİ`ye birkaç kez başvurarak, protokolün iptal edilmesini istedik ancak DSİ`den yanıt alamadık. DSİ süreci devam ettirmektedir.
"ASIL KAMU YARARI TARIMI YAŞATMAKTIR"
Şirket hala dava süreci devam ederken köylünün meralarına ve tarlalarına göz dikmiştir. Gölet ve maden alanı içerisinde yer alan tarım alanlarını satın almak için noter aracılığı ile tarla sahiplerini pazarlığa çağırmıştır. Yapılan tebligatta, köylülerin satışa razı olmamaları halinde kamulaştırmaya gidileceği belirtilerek köylüler tehdit edilmektedir. Yani köylülerin tarlaları gasp edilme tehlikesi altındadır. Şirket bir yandan da satın aldığı bazı tarlalarda yol açmaya ve ormanları katletmeye başlamıştır. İklim krizinin etkilerini gördüğümüz, kuraklık çekmeye başladığımız ve gıda güvenliğimizin tehlikeye girdiği bu dönemde sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı, bir şirketin kazancı için feda edilemez. Kazdağları`nın korunması, gelecek kuşaklara, çocuklarımıza ve bu topraklarda yaşam hakkı olan tüm canlılara borcumuzdur. Asıl kamu yararı toprakları zehirleyecek maden projeleri değil, tarımı yaşatmaktır.
"HİÇBİR KURUMUN HALKINA KÖTÜLÜK YAPMAYA HAKKI YOKTUR"
İklim krizi bu tür madencilik projeleri ile giderek daha da artacaktır. Böyle bir durumda tarım ve hayvancılıkla geçinen yöre halkı olarak suyumuzun maden şirketlerine verilmesini istemiyoruz. Kocabaş Çayı nesli tehlike altındaki su samurlarının yaşam alanı ve 55 köyün de su kaynağıdır. Bizler yani Bayramiç ve Çan ilçeleri köylerinde yaşayan vatandaşlar ve sivil toplum örgütleri olarak Cengiz Holding`in kârı uğruna yok etmeye çalıştığı köylerimizden, suyumuzdan, topraklarımızdan vazgeçmiyoruz. Devlet Su İşleri`ni Cengiz Holding`in çıkarlarını değil, yöre halkının su ihtiyacını gözetmeye ve Hacıbekirler 1 ve Hacıbekirler 2 göletleri ile ilgili protokolü iptal etmeye, hukuki süreç sonuçlanmadan hiçbir işlem yapmamaya çağırıyoruz. Aksi takdirde geri dönülmez zararlar verilecek, köylüler tarım alanlarından ve su kaynaklarından mahrum kalacaktır. Hiçbir kurumun halkına böyle bir kötülük yapmaya hakkı yoktur. Kazdağları evimizdir, maden projeleriyle delik deşik edilerek yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Sonuna kadar direneceğiz."
Açıklama sonrası köylerde yaşayan vatandaşlar da kısa konuşmalar yaparak Cengiz Holding`in madenine karşı olduklarını söylediler. Vatandaşlar daha sonra itiraz dilekçelerini DSİ`ye verdiler.