Mehmet Ali Erbil, geçirdiği zor günlerin ardından Günaydın'dan Tuba Kalçık'a konuştu. Banyoda düştükten sonra hastaneye kaldırılan ve dört ay uyutularak hayatta tutulan şovmen, yaşadıklarını büyük bir samimiyetle anlattı.
Çok zor bir dönem geçirdiniz.Neler hissediyorsunuz?
Dört ay kendimde değildim, uyuttular beni. Ne acıdan, ne de komplikasyonlardan haberim yoktu. Dört ayın sonunda uyandığımda kendimi Türk filminin içinde gibi hissettim. Hiçbir yerimi oynatamıyordum. Ne elimi, ne ayağımı, ne ağzımı... Bir tek dilimi hareket ettirebiliyordum. Konuşamıyordum. Alfabeyle konuşmaya çalışıyordum. Bir kelimeyi 15 dakikada söylüyordum.
İBRAHİM TATLISES'E ÜZÜLÜRDÜM, SESİYLE PARA KAZANIYORDU, ŞİMDİ ŞARKI SÖYLEYEMİYOR DİYE. AYNI ŞEYİ BEN DE YAŞADIM, KADER BİRLİĞİ YAPTIK
Yıllarca konuşarak para kazanan biri için çok zor bir durum olsa gerek...
İbrahim Tatlıses'e üzülürdüm, 'Sesiyle para kazanıyordu, şimdi şarkı söyleyemiyor' diye. Aynı şeyi ben de yaşadım. Kader birliği yaptık İbrahim'le. O zor günlerde hep sabır gösterdim. Oynamıyordu hiçbir yerim ama yine de tevekkül ettim. Şimdi Allah'a şükürler olsun ayağa kalkmaya başladım. Dualarla bugünlere geldiğime inanıyorum. Allah'tan sinir hastalığı değildi benimki. Uzun süre yatmaktan dolayı kıpırdatamıyordum hiçbir yerimi. Uyandığımda dilim dışında hiçbir yerimi kıpırdatamıyordum. O günlerde Allah'a dedim ki, 'Bir tek bana sol elimi bahşet, hiç olmazsa hayatım biraz kolaylaşsın.' Gerçekten de bir süre sonra sol elimi oynatmaya başladım. Bana doktorlar 'Düzeleceksin' diyorlardı ama hiç inanmıyordum ayağa kalkabileceğime. Gerçekten duanın gücüne çok inanıyorum. Beni ayağa kaldıran edilen dualardır. Damadım da çok inançlı biri. Beş vakit namaz kılar. O benim başımda hep dua etti. Ailem, sevenlerim beni hiç yalnız bırakmadı. Kız kardeşim doktor. O da hep yanımdaydı bu süreçte.
'MEHMET ALİ BEY' SESİYLE UYANDIM
Nasıl üstesinden geldiniz bu sürecin?
Tutunarak. Hayata, aileme ve sevdiklerime tutunarak. Uyutulduğum dönemde acılarımı hissetmiyordum ama ailem hissetti. Başımda beklediler hep, hiç yalnız bırakmadılar. Karanlığa doğru gidiyordum ben. Hayattan kopuyordum. Bana hep izleyicilerim 'Mehmet Ali Bey' diye bağırıyordu ya programlarımda; o ses kurtardı biliyor musunuz hayatımı. Doktor da başımda 'Mehmet Ali Bey, Mehmet Ali Bey sakın ha kapatma gözlerini' diye bağırıyordu. 'Mehmet Ali Bey' diye bağıran o ses beni hayata döndürdü.
Yaşadıklarınızı anlatan bir kitap yazmayı düşünür müsünüz?
Bilmiyorum. Ancak bir editör eşliğinde yazılabilir. Yakınlarımla da konuşulması gerekir, onlar daha iyi biliyor bu dönemi. Çünkü ben dört ayı uyutularak geçirdim. Çoğu şeyi hatırlamıyorum bile. Düştükten sonra ambülansla hastaneye gidişimi bile hatırlamıyorum. Acilde çok ağrım olduğunu hatırlıyorum sadece. Sonrasını ise hiç hatırlamıyorum.
Doktor olan kız kardeşiniz Yeşim Erbil, sağlık durumunuzla ilgili kamuoyuna sık sık bilgi de veriyordu...
Evet, ilk günden beri her şeyi yakından takip etti. 'Hep böyle mi kalacağım?' diye düşündüğüm dönemde kız kardeşime 'Eğer böyle yaşayacaksam benim fişimi çek' dedim.
Yani böyle yaşamaktansa ölmek mi istediniz?
Evet. Hiç kıpırdamadan yaşayacağıma ölmek istedim. İyi ki kazandığım paraları yememişim
Sekiz aydır özel bir hastanede tedavi oluyorsunuz. Peki sağlık harcamalarınızı sigorta mı karşıladı?
Yok sigortam. Tüm masraflarımı kendim karşılıyorum. İyi ki kazandığım paraları yememişim, birikim yapmışım. Zaten ailem "Biz her şeyle ilgileniyoruz, sen hiç bunları düşünme" dediler. Sigorta olarak emekli sandığım var ama o da ayda bir 'kaçış sendromu' hastalığım için aldığım ilacı karşılıyor. Allah razı olsun.
Hastaneden çıkınca ne yapmak istiyorsunuz?
Evime gitmek istiyorum. Hatta "Zaten evdeyken de yatıyorum, burada da yatıyorum" diye kendimi motive ediyorum hastane odamda.
En çok ne yapmayı özlediniz?
Doğduğum yere, Yeniköy'e gidip sahilde oturmayı özledim. Bir de yüzmeyi çok özledim. Ama denize girersem bir daha çıkamam diye korkuyorum. Ancak iki kişi destek olursa girebilirim.
Bu dönemde sizi en çok ne ayakta tuttu peki?
Kesinlikle çocuklarım ve ailem. 24 saat boyunca bütün eski eşlerim yanımdaydı. Normalde eski eş dersin, bir-iki defa gelirsin ziyarete ama onlar hep geldiler. Çok dost biriktirmişim, onu anladım.
Kızlarınız Sezin ve Yasmin de hep yanınızdaydı. Sosyal medyada da paylaşım yapıyorlardı...
Evet, kızlarım başımdan hiç ayrılmadılar. Hemşireler anlatıyor, Yasmin geceleri başımda ağlıyormuş. Sezin de bütün aileyi çekip çevirdi bu dönemde.
Siyasetçilerden arayanlar oldu mu?
Turizm ve Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin aradı sağ olsunlar.