TBB Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer, Döşemealtı L Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'i ziyaret etti.
Ziyaretin ardından açıklama yapan Seçer, şunları söyledi:
"Kendisi çok deneyimli bir belediye başkanımızdı. 26 yıl kesintisiz görev yapmış. Mesleğini görevini gayet iyi bilen ve icra eden bir belediye başkanıydı. Kendisi moral olarak iyi ancak evvel eski yaşadığı kronik sağlık sorunları var. Herkesin bildiği gibi Covid döneminde 108 gün yoğun bakımda kaldı. Doğal olarak ciddi bir tahribat yaşadı. Şu anda da hem şeker, hem kalp, hem bazı değerlerinde sapmalar oldu. Özellikle ceza sürecinden sonra ve bunun sağlına çok olumsuz tesir yaptığını bana anlattı.
"Kesin bir hükme varılmamışsa tutuklama çok ağır bir karar"
Murat Çalık arkadaşımız da aynı durumda. Zaten bizim hep söylediğimiz şu. Hiçbir belediye başkanı kaldı ki hiçbir yurttaş hepimiz yasalar karşısında, anayasa karşısında eşitiz. Hiçbirimizin suç işleme özgürlüğü yok. Ancak burada karşı durduğumuz konu belediye başkanlarımızın eğer bir suç isnat ediliyorsa ve hala suçu sabit olmamışsa, kesin bir hükme varılmamışsa, kaçma şüphesi yoksa, delil karartma şüphesi yoksa, tanıkları etkileme imkanı yoksa tutuklamanın çok ağır bir karar olduğu. Oysa ki hukukta tutuklamanın istisnai olduğu temel prensibi ilkesi vardır. Tutuksuz yargılanabilir.
"Kendisinin ilgisinin olmadığı bazı suçlarla bugün cezaevinde tutuluyor"
Bu insanların sağlık sorunları vardır. Belediye başkanları belli yaşa gelmiştir. Bir işkenceye dönüşüyor. Bu bir eziyete dönüşüyor. Bir an önce bu yanlıştan dönülmesi lazım. Elbette soruşturmalar zaten yapılmıştır. Şimdi devam ediyordur. Tutukluluk hali kaldırılsın. Millet iradesinin tecelli olduğu seçimlerde çıkan başkan görevlilerin başına dönsün ve görevini yapsın. Belediye başkanlığını yapsın. Biz bunu istiyoruz. Bunu arzu ediyoruz. Zaten kendisine isnat edilen suçlara baktığınızda kendisinin ilgisinin olmadığı bazı suçlarla bugün cezaevinde tutuluyor.
“Hukuk dışı yollarla cezaevinde tutuluyorlar”
Hukukta temel bir prensip vardır. Suçun şahsiliği ilkesi vardır. Bir başkasının yaptığı suç ya da bir başkasına isnat edilen suç yüzünden bir insan tutuklanamaz, cezalandırılamaz. Doğal olarak bu çelişkiyi de ortadan Kaldırmak ve başkanımızın tutukluluk halini ortadan kaldırmak lazım. Tabii ki soruşturma devam edebilir. Bunda bir beis yok. Tüm başkanlarımız için böyle ancak hepimiz biliyoruz sadece Muhittin başkanımız değil en son operasyonda Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeydan Karalar, yine Adıyaman Belediye Başkanımız Abdürrahman Tuttere ve Muhittin Başkan cezaevinde şu anda Abdurrahman Başkan ev hapsinde ama daha önce tutuklanan çok sayıda belediye başkanımız, belediye bürokratımız, CHP'li siyasetçiler bunlar aslında birbirine benzeşir bazı gerekçelerle hukuk dışı yollarla cezaevinde tutuluyorlar.
"Umut ediyorum bu süreci başlatanlar, Türkiye'ye ne kadar zarar verdiklerinin farkında olurlar"
Bu bir hukuki süreç değil. Bunu hepimiz biliyoruz. Bu bir siyasi süreç. Umut ediyorum kısa süre içerisinde bu emri verenler bu süreci başlatanlar, bu süreci yönetenler Türkiye'ye ne kadar zarar verdiklerinin farkında olurlar. Türkiye'nin demokrasisine, Türkiye'nin hukuk devleti anlayışına, Türkiye'nin barışına, birliğine, beraberliğine ne kadar zarar verdiklerini fark ederler. Aslında kendilerine de zarar verdiklerini fark ederler. Bu süreç sona erer. Türkiye hukuk açısından da normalleşir. Artık herkes işine gücüne bakar. Türkiye'nin çok çalışmaya ihtiyacı var. Türkiye'de ekonomik sorun var. Türkiye'de sosyal sorunlar var. İşte şu anda kucağımızda Türkiye'nin barış sürecini konuşuyoruz. Bütün bu çalışmalara enerjimizi harcarız diyoruz. İnşallah gelecek günler bu günlerden çok daha güzel olacak."