Okunma : 247
Tarih : 19.11.2025
E-Mail : mehmed.ok33@gmail.com
Mehmet OK
Aydınlığa Giden Yolda Yürümek…
Aydınlığa Giden Yolun Unutturulmasına….
İzin Vermeyeceğiz!
Bu ülkenin en temel gerçeği şudur: Demokratikleşme olmadan hiçbir alanın düzelmesi mümkün değildir. Ekonomide de, sağlıkta da, eğitimde de, toplumsal barışta da ilerleme sağlanamıyorsa bunun nedeni, demokratik mekanizmaların işlemez hâle getirilmesidir.
Sistem nefes almazken toplumdan koşmasını beklemek akıl dışıdır.
Bugün yaşadığımız yoksulluk, yolsuzluk ve hukuksuzluk tesadüf değildir; bunlar, demokrasi eksikliğinin doğal sonuçlarıdır. Bir ülkede hesap verilebilirlik yoksa, şeffaflık yoksa, liyakat yoksa; orada adaletsizlik de büyür, kutuplaşma da, umutsuzluk da… Ve elbette barış, özgürlük ve adalet yalnızca sloganlara sıkışır.
Oysa biz biliyoruz ki bu topraklar, karanlığın kader olmadığını çoktan kanıtlamıştır. Cumhuriyet’in ilk yılları bunun en somut örneğidir. Atatürk’ün devrimleri, yalnızca tarihi birer hatıra değil, ülkenin nasıl ayağa kalkabileceğinin bilimsel ve toplumsal reçetesidir.
Eğitimde fırsat eşitliği, aklın ve bilimin rehberliği, hukukun üstünlüğü, yurttaşlık bilinci… Bunlar sadece bir dönemin idealleri değil; bugün hâlâ ihtiyaç duyduğumuz köklü bir yön pusulasıdır.
Ne var ki yıllardır bu pusula ısrarla görmezden gelinmeye çalışılıyor. Halkın yoksulluğa alıştırılması, toplumsal hafızanın silinmesi, kurumların işlevsizleştirilmesi tesadüf değil; bilinçli bir dönüşümün parçaları.
Fakat tarih bize şunu defalarca gösterdi: Gerçeğin karşısında hiçbir yapay karanlık uzun süre dayanamaz.
İşte bu yüzden, bugün yapılması gereken bellidir:
Atatürk’ün devrimlerinden güç alarak, demokrasi talebimizi daha yüksek sesle dile getirmek.
Yoksulluğu, hukuksuzluğu ve adaletsizliği bir “kader” gibi sunan anlayışa karşı toplumsal bilinci diri tutmak.
Ve ne olursa olsun susmamak.
Çünkü susan toplum değişmez.
Değişmeyen toplum da karanlıktan çıkamaz.
Bu ülkenin kaderi, bir avuç basiretsiz yöneticinin basiretsizliğine terk edilemeyecek kadar değerlidir. Mesele artık bir tercih değil; ülkenin geleceği, çocuklarımızın yarınları, toplumun onurudur.
Karanlık büyüyor gibi görünebilir.
Ama bir gerçek değişmez: Işık her zaman uyananlardan yanadır.