CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, Erzincan İliç`te Anagold Madencilik Şirketi`ne ait sahada boru hattının patlaması sonucu yaşanan kimyasal sızıntıyla ilgili Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum`a “Söz konusu firma hakkında faaliyetten men cezası uygulamayı düşünüyor musunuz? Siyanür ve diğer kimyasal sızıntılarıyla ilgili inceleme ve analizlerin sonuçlarını da kamuoyu ile paylaşacak mısınız?” diye sordu.
CHP Doğa Hakları ve Çevreden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, İliç`teki Anagold Madencilik firmasına ait sahada yaşanan kimyasal sızıntıyı TBMM gündemine taşıdı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum`un yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı`na soru önergesi veren Öztunç, şu ifadeleri kullandı:
“Erzincan`ın İliç ilçesinde faaliyet yürüten Anagold Madencilik San. ve Tic. A.Ş.`ye ait maden işletmesinin yığın liç sahasına ait boru hattının patlaması sonrasında kimyasallarla yüklü atıklar çevreye yayılmışlardır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı`ndan yapılan açıklamada ‘Çevre kirliliğine neden olan altın madenine en üst sınır olan 16 milyon 441 bin TL idari para cezası uygulanmış, ayrıca 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında gerekli adli soruşturmanın yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığı`na suç duyurusunda bulunulduğu` bilgisi verilmiştir.
“PROJE, KARASU VE FIRAT HAVZASINDA TARIM VE GIDA GÜVENLİĞİ YÖNÜNDEN RİSKLER BARINDIRMAKTA”
2018`de sülfürik asit tankeri İliç ilçe merkezinden geçerken devrilmiştir. 2019`da da yine bir sülfürik asit tankeri devrilmiştir. Söz konusu proje, Karasu ve Fırat havzasında tarım ve gıda güvenliği yönünden riskler barındırmakta, bölgedeki aktif fay hattını harekete geçirme olasılığı bulunmaktadır.”
Öztunç, Bakan Kurum`a şu soruları yöneltti:
-Söz konusu firma hakkında faaliyetten men cezası uygulamayı düşünüyor musunuz?
-Siyanür ve diğer kimyasal sızıntılarıyla ilgili inceleme ve analizlerin sonuçlarını da kamuoyu ile paylaşacak mısınız?
-Söz konusu tesisin, son denetimi hangi tarihte gerçekleştirilmiş, denetim raporlarındaki atık maden barajına yönelik tespit ve değerlendirmeler nelerdir?
-Söz konusu kaza sonrasında analiz için ne tür örnekler alınmıştır? Kaç noktadan numuneler alınmış ve kirlilik maden alanından itibaren ne kadar bir alanda analizlerle takip edilmiştir?
“KAZANIN YERALTI SULARINA ETKİLERİNE İLİŞKİN BİR TAKİP YAPILDI MI?”
-Söz konusu kazanın yeraltı sularına etkilerine ilişkin bir takip yapılmış mıdır?
-Oluşan zararın kamuya maliyeti ne kadardır? Bu konuda bir hesaplama yaptınız mı? Yaptığınız maliyet hesaplamasında hangi parametreleri kullandınız?
-Kaza sonrasında toplanan atıklar nerede depolandı?
-Atıklara insan ve hayvan teması var mıdır? İnsanlar ve hayvanlar üzerinde sağlık taramasından geçirilmesi için Sağlık Bakanlığı nezdinde girişiminiz olacak mı?
-Şirketin ÇED Olumlu kararlarını iptal etme yönünde işlem tesis edecek misiniz?
-İlgili projeye ilişkin ÇED raporunu hazırlayan firmanın yeterlik belgesini iptal edecek misiniz?
-Söz konusu kaza nedeniyle tehdit altında olan Karasu ve Fırat havzasında tarım ve gıda güvenliği yönünden riskler barındırması, bölgedeki aktif fay hattını harekete geçirme olasılığı bulunması nedeniyle bu havzadaki su, toprak, hava değerlerindeki etkiler incelenmekte midir?
“BÖLGEDEKİ KÖY VE MAHALLELERİN İÇME VE KULLANMA SULARINDA OLUŞAN KİRLİLİĞİ TESPİTE YÖNELİK NUMUNE ALINDI MI?”
-Söz konusu kazanın etki sahasında olan bölgelerdeki köy ve mahallelerin içme ve kullanma sularında facia nedeniyle oluşan kirliliği tespite yönelik numuneler alınmış mıdır? Analizler yapılmış mıdır? Bu ilçelerimizdeki kazadan etkilenmeye yönelik hangi tedbirler alınmıştır?
-Söz konusu kaza sonrasında Sağlık Bakanlığı`nın, projenin etki alanındaki köy ve mahallelerde sağlık önlemleri almasına ilişkin tedbirleriniz olmuş mudur?
ÖZTUNÇ, 10 HAZİRAN`DA DENETİMLERİN ARTIRILMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEMİŞTİ
10 Haziran`da İliç`e giderek projeyle ilgili incelemelerde bulunan Öztunç, maden sahasından yaptığı açıklamada, yığın liç alanının risklerini anlatarak denetimlerin en hızlı şekilde artırılması gerektiğini belirterek şunları söylemişti:
“Burada maalesef bu siyanür havuzlarıyla, kimyasal atık havuzlarıyla bölgeye çok büyük zarar veriliyor. Buradan Tunceli`ye, Ovacık`a kadar, batı bölgesinden Erzincan`a kadar; Kemaliye`ye, Divriği`ye kadar bu alan tehlike altındadır. Allah korusun, bu siyanür havuzlarında herhangi bir şey olması durumunda -ki burası deprem bölgesi, bir şey olması durumunda- burada yer altı sularına karışacak olan kimyasal atıklar Fırat`ı, Keban Barajı`nı, Munzur`u kirletir. Ne börtü bırakır ne böcek; taş üstünde taş bırakmaz. Buraları gerçekten sıkıntılı bir hale sokar. Bu yüzden buraya devletin daha fazla eğilmesi gerektiğini düşünüyoruz, denetimlerin daha fazla yapılması gerektiğini düşünüyoruz.”