CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, CHP Çocuk Hakları Çalıştayı`nda; “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı`nın açık ara en başarısız olduğu alan çocuklardır. Millî Eğitim Bakanlığı`nın da 20 yıldır süren, sistem oturtamama, ideolojik önyargılarla çocuklarımızı bir tür deney meselesine döndürme gibi nedenlerle ne Milli Eğitim Bakanlığı`nın ne Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı`nın çocuk odaklı politikaları istediğimiz şekilde, gürül gürül hayata geçiremediklerini görüyoruz” dedi. Taşkın, “Oranladığımızda, yedi buçuk milyon çocuk da bu yoksulluğun içinde. 22,7 milyon çocuğun yedi buçuk milyonu yoksul tanımlamasının içinde” bilgisini verdi.

CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı, bugün; 20 Kasım Çocuk Hakları Haftası dolayısıyla, Ankara`da; Çocuk Politikaları Çalıştayı düzenledi.

CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yüksel Taşkın, Çalıştay`ın açılış konuşmasında, şunları söyledi:

“TÜRKİYE`NİN YÜZDE 63`ÜNÜ BİZ YÖNETİYORUZ”

“Biz, aslında ‘biz yönetiriz` vurgusunu belediyelerle gösterdik. Türkiye`nin yüzde 63`ünü biz yönetiyoruz. İktidara da hazırlanıyoruz. İktidara geldiğinizde nasıl yöneteceğinizi şimdiden çalışmazsanız… Reformlar, iktidarın ilk bir yılında yapılır, genellikle. Hazırlıklı olmak için yapıyoruz. CHP; çocuk konusuna, etkin ve halk temelli bir sosyal devlet anlayışı ekseninde bakıyor. Biz; etkin, güçlü ve hak temelli bir sosyal devleti savunuyoruz.

“ÇOCUK SAYISI, 22 MİLYON 738 BİN”

TÜİK`e göre, 2021`de  0-17 yaş arasındaki çocuk sayısı, 22 milyon 738 bin kişi. Nüfusun yüzde 27`si bu. Ama 1970`de nüfusun yarısı çocukmuş. Bugün aşağı yukarı dörtte biri çocuk. Ama bu oranla bile AB ortalamasının çok çok üzerindeyiz. Çok sayıda Avrupa devletinden daha fazla çocuğumuz var. Çocuklara yönelik yapılacak her olumlu şey, geleceğimize dair son derece olumlu bir alan da açacaktır. En fazla üzerinde düşünmemiz gereken şey, çocuk odaklı politikalardır.

“ÖNCE GÜÇLENDİRİLECEK SONRA KENDİ KENDİNİ GÜÇLENDİRECEK”

Çocuğun, hayata etkin ve adil katılımı için güçlenmesi ve güçlendirilmesi… Önce güçlendirilecek sonra kendi kendini güçlendirecek. Çocuğu, muhtaç kategorisinde değil; özne olarak görüyoruz. Bu anlamda, mevcut popülist siyasetle çatışıyoruz. Popülist siyaset ve iktidardaki temsilcisi; insanları muhtaç olarak görmeyi, onlara yardım ederken hayırseverlik üzerinden bakmayı, çok seviyor. Biz ise böyle bakmıyoruz. İnsanların, hayata katılım haklarının önündeki engeller kaldırılacak ki eşit bireyler olarak hayata katılabilecekler.

Belirli bir çocuk gurubu ile ilgili değil, bütün çocuklara yönelik kapsamlı politikalar peşindeyiz. Son dönemde Türkiye`de yoksulluk konuşuluyor. Çok derin bir yoksulluk var. Tabii ki konuşulacak. Ama çocuk konusu, daha genel ve kapsamlı görülmesi gereken bir konudur. Bu çağda, sosyal devleti oturmuş olan ülkelerde ne konuşuluyor? Biz nelere yetişemiyoruz veya yetişmeliyiz? Avrupa Konseyi çevrelerinde en çok konuşulan şey, tabii ki sosyal hakların yanında; çocuk katılımı. Okul ve sınıfların nasıl tasarlanacağı konuşuluyor. Çocuk öyle bir yerde olmalı ki, müfredatı ile ilgili konuşabilmeli… Bizim bazı belediyelerin, katılımcı bütçe tarzı uygulamaları var. Şişli Belediyesi`nde örneğin, katılımcı bütçe mahalle komisyonlarına, çocuklar da seçilmiş. Çocuklar, yaşam alanlarına dair o kadar güzel önerilerde bulunuyorlar ki…

“ÖĞRENEN SİYASETE İNANIYORUZ”

Biz kesinlikle, öğrenen siyasete inanıyoruz. Ama bunun muhatapları var. Sivil toplum var, akademisyenler var, aktivistler var... Onlar varken bize düşen şudur: Öğrenmek ve politikaya dönüştürmek. Türkiye çok ilginç bir ülke… Bu ülkenin doğal gazı, petrolü yok ama beşerî sermayesi var. Türkiye`nin kadim meselesi; güç, yetki ve sorumluluğu paylaşmaktır. Bir merkezde toplamak değil. Toplayınca problem oluyor.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı`nın açık ara en başarısız olduğu alan çocuklardır. Millî Eğitim Bakanlığı`nın da 20 yıldır süren, sistem oturtamama, ideolojik önyargılarla çocuklarımızı bir tür deney meselesine döndürme gibi nedenlerle ne Millî Eğitim Bakanlığı`nın ne Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı`nın çocuk odaklı politikaları istediğimiz şekilde, gürül gürül hayata geçiremediklerini görüyoruz. İki şey engelleyici oluyor: İdeolojik önyargılar, beşerî sermayeden tarafgirlikleri nedeniyle faydalanmamak. Konunun uzmanı kimse biz onunla görüşürüz. Biz konuşan Türkiye`ye inanıyoruz.

14 yaşında bir kız çocuğunu babası evlendiriyor. Niye evlendirdin diye sorduğumuzda, yanıt şu: ‘Bir boğaz eksilmiş oldu` diyor. Biz o çocuğu okulda tutabilseydik; kahvaltı ve öğle yemeği hizmeti verseydik, yüzde 99`u okulda kalacaktı. O çocuk, iyi bir eğitim alacaktı. Kamusal eğitim, yoksulluktan çıkışın en önemli aracıdır. O çocuk, aktif bir özne olarak bulunacakken, evli belki iki üç tane çocuğu olan bir insan oldu.  

“7 BUÇUK MİLYON ÇOCUK DA BU YOKSULLUĞUN İÇİNDE”

23 milyona yakın çocuk var. 2021`de yardım alan hane sayısı altı milyon olduğuna göre, 24 milyon ediyor. 6 milyon hane, 24 milyon insan üretimden kopuk, yardımlarla yaşıyor. Oranladığımızda, yedi buçuk milyon çocuk da bu yoksulluğun içinde. 22,7 milyon çocuğun yedi buçuk milyonu yoksul tanımlamasının içinde.

“AKUT BESLENME YETERSİZLİĞİ YAŞAYAN ÜÇ MİLYONA YAKIN ÇOCUK”

Aile Destekleri Sigortası… 2011 yılından beri savunduğumuz bu türü, pandemi zamanında güncelledik. Zamanın ruhu; kamuculuktan, kamucu politikalardan akıyor. Biz; belli bir sınırın altındaki ailelere destek vereceğiz. Aile destekleri diyoruz. Çok sayıda sosyal odaklı destek de olacak. Biz sosyal hizmetleri güçlendireceğiz. Kırılgan her gruba, her yurttaşa dokunabilen bir sosyal hizmetler. Kreş hizmeti, evrensel bir haktır. Çocukların bütün eğitim masrafları devlet tarafından karşılanacak. Bunun içine materyaller, burs dahil, internet de dahil… Su neyse, internet de o.

Akut beslenme yetersizliği yaşayan üç milyona yakın çocuktan bahsediliyor. İlk ve ortaöğrenimde çocuklara kahvaltı ve öğle yemeği desteği vereceğiz. Özellikle sosyo-ekonomik bakımdan geri olan ilçelerde bütün okullarda her çocuğa… Bu vaadi en önce biz verdik. Bu popülerleşti. Biz muhalefet olarak bir şeyi gündeme getirince, seçim ve sandık korkusu ile iktidar da o topa girmeye başlıyor. Sandıktan ve seçimden korkmak güzeldir.”

AKILLI: “TÜRKİYE`NİN YARINLARINI YENİDEN İNŞA EDECEĞİMİZ POLİTİKALARI BURADA HEP BİRLİKTE OLUŞTURACAĞIZ”

CHP Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı ise şu değerlendirmeleri yaptı:

“13 bin çocuk evliliği gerçekleşmiş geçen yıl. Bugün yaklaşık 720 bin çocuk işçimiz var, beş ile 17 yaş arasında. Çocuklar, toplumun geleceği. Canlarını bile koruyamadığımız çocuklar arasında, kim bilir ne bilim adamlarını, kim bilir sporcuları, ne büyük sanatçıları yitiriyoruz. Bunun farkında bile değiliz. Millet iktidarının çözmek için uğraşacağı en önemli konulardan bir tanesi çocuklarımızın, toplumun geleceğini korumak ve buna uygun politikaları üretmek olacaktır. CHP bir süredir, çeşitli sorun alanlarında çalıştaylar düzenliyor. CHP`nin bunu yapıyor olmasının temel sebebi, meseleyi; sorunun tarafları müzakere edip, onlarla birlikte çözüm politikaları oluşturmak, iktidara geldiğinde de o çözümleri yine birlikte uygulamak. Bunun için bunları yapıyoruz. Umuyorum ki Türkiye`nin yarınlarını yeniden inşa edeceğimiz politikaları burada hep birlikte oluşturacağız. Millet iktidarı o politikaları uygulamak için elinden gelen her şeyi yapacaktır.”