Mülkiyeliler Birliği ve Eğitim Sen, Ankara Üniversiteler Şubesi, mahkemelerin göreve iade kararı verdiği barış akademisyenleriyle ilgili “Haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilen tüm hocalarımız görevlerine iade edilmeleridir. OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu`nun ret kararlarını yargıya taşıyarak iptal ettiren hocalarımız, Ankara Üniversitesi yönetimi tarafından hızla görevlerine başlatılmalıdır” açıklamasını yaptı. Ankara Üniversitesi`nde görevine başlayan akademisyen Dinçer Demirkent, "Tam 6 yıl oldu. Bu 6 yılın nasıl geçtiği bizler açısından unutulmayacak. Bize ahlaksız teklifler sunan, imzanızı çekin diyebilen akademisyenler unutulmayacak. Barış imzacılarını üniversitelerden atmak için toplu liste veren hukuk müşavirleri, rektörler, bunlara ortak olan dekanlar unutulmayacak" dedi. 

Mülkiyeliler Birliği ve Eğitim Sen Ankara Üniversiteler Şubesi, Barış İçin Akademisyenler (BAK) bildirisine imza attığı gerekçesiyle ihraç edilen ve mahkemelerin göreve iade kararı verdiği akademisyenlerle ilgili ortak açıklama yaptı. Mülkiyeliler Birliği`nde düzenlenen basın toplantısına Ankara Üniversitesi`nden ihraç edilen ve göreve dönme hakkı kazanan akademisyenler de katıldı.

Basın açıklamasını okuyan Mülkiyeliler Birliği Genel Başkanı İlker Akcasoy, şunları söyledi:

“‘Bu Suça Ortak Olmayacağız` başlıklı bildiriyi imzaladıkları için ihraç edilen hocalarımızın görevlerine dönmeye başlamalarının sevincini yaşıyoruz. Geç kalmış adaletin adalet olmayacağını bilmemize, hala mahkemelerden ret kararlarının geldiğini görmemize rağmen bu sevinci yaşıyoruz. Bugün de üniversite yönetimlerinin yargı kararlarını uygulamakta işi nasıl ağırdan aldıklarına tanıklık ediyoruz. Halbuki, Anayasa Mahkemesi`nin 2022 yılında verdiği kararla ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız` bildirisine imza atmanın bir disiplin cezasına dahi konu olamayacağı hükme bağlanmıştır. Buna rağmen Ankara Üniversitesi yönetimi Ankara 21. İdare Mahkemesi`nin iptal kararlarını Bölge İdare Mahkemesi`ne taşımakta ya da yargı kararlarını ‘ivedilikle` uygulamamakta bir sakınca görmemiştir.

“ÇAĞRIMIZ İHRAÇ EDİLEN TÜM HOCALARIMIZIN GÖREVLERİNE İADE EDİLMELERİDİR”

Yıllardır ellerinden alınan her hak için büyük uğraşlar vermek zorunda bırakılan hocalarımız, bugün de yargı kararlarının üniversite yönetimleri tarafından uygulanması için aynı çabayı sergilemeye zorlanıyor. Mülkiyeliler Birliği eski Genel Başkanı Dinçer Demirkent`in 30 gün içerisinde göreve başlatılmaması, ilk defa atanacakmış gibi hakkında arşiv soruşturması yapılacağının kendisine iletilmesi bunun en açık örneğidir. Kendi dün itibarıyla göreve başlama yazısını tebellüğ etmiştir. Ancak bunun üniversite yönetimi hakkında suç duyurusunda bulunmasından sonra apar topar yapılması, keyfi ve hukuksuz uygulamaların boyutlarını gözler önüne sermiştir. Mülkiyeliler Birliği ve Eğitim Sen Ankara Üniversiteler Şubesi olarak çağrımız haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilen tüm hocalarımızın görevlerine iade edilmeleridir. OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu`nun ret kararlarını yargıya taşıyarak iptal ettiren hocalarımız, Ankara Üniversitesi yönetimi tarafından hızla görevlerine başlatılmalıdır."

“GÖREVE İADE EDİLEN TÜM HOCALARIMIZ DERHAL GÖREVLERİNE BAŞLATILSIN”

Eğitim Sen Ankara Üniversiteler Şubesi Başkanı Mutlu Arslan da şöyle konuştu:

“406 barış bildirisi imzacısı ihraç edilmişti. 6 buçuk yıldır adaletin tecelli etmesi için büyük mücadele ediyoruz. 6 yılın ardından nihayet yargı süreçleri tamamlanmaya başladı. Son 1 ayda ülke genelinde 24 hocamız mahkeme kararıyla göreve iade kararı aldı. Dinçer Hocamız yaklaşık 40 günlük aradan sonra göreve iade edildi. Bizim beklentimiz mahkeme kararın hemen uygulanması ve göreve iade edilen tüm hocalarımızın derhal görevlerine başlatılması.”

Akademisyenler ise şunları söyledi:

KABAOĞLU: “BEKLETENLER SUÇ İŞLİYORLAR”

CHP İstanbul Milletvekili ve Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu: 2019-2020 yıllarında ağır ceza mahkemelerinde beraat kararları aldık. Gelin görün ki OHAL İİK (OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu) bütün bu kararları tanımadı. Biz 6-7 yıl sonra yargı önüne çıkabildik. Şu anda 24 arkadaşın ‘üniversiteye hangi gün dönebileceğiz` diye kaygı içerisinde bekleyişleri söz konusu, böyle bir kaygı içerisinde bekletilmeye hiç kimsenin yetkisi yoktur. Suç duyurusunda bulunuyorum. Bekletenler suç işliyorlar. Hiçbir dekanın hiçbir rektörün mahkeme kararlarını bekletme yetkisi bulunmamakta. İstinafa gidenleri de teşhir ediyorum. Onlar 6 yıl önce toplu katliamlarda bulunanlardan daha fazla suçlu olacaklardır.

DEMİRKENT: “BARIŞ İMZACILARINI ÜNİVERSİTELERDEN ATMAK İÇİN LİSTE VEREN REKTÖRLER UNUTULMAYACAK”

Akademisyen Dinçer Demirkent: Tam 6 yıl oldu. Bu 6 yılın nasıl geçtiği bizler açısından unutulmayacak. Bize ahlaksız teklifler sunan, imzanızı çekin diyebilen akademisyenler unutulmayacak. Barış imzacılarını üniversitelerden atmak için toplu liste veren hukuk müşavirleri, rektörler, bunlara ortak olan dekanlar unutulmayacak. Ben dün itibarıyla göreve başladım fakat göreve başlama sürecini dahi zorluğa çeviren, yasanın açık kuralını ihlal eden yöneticiler unutulmayacak. Asıl unutulmayacak olan bizim bu duruşumuzdur. Akademik özgürlük ve ifade özgürlüğü mücadelesidir. Bu hukuk katliamının failleri de var ve o failler unutulmayacak.

Akademisyen Tezcan Durna: Bizim hakkımızda ihraç edildikten sonra hemen ceza davaları açıldı. Ceza mahkemelerinde yargılanırken iddianamelerindeki en temel iddia imza attığımız bildirinin terör örgütünün dağ kadrosundan Bese Hozat tarafından hazırlandığı iddiasıydı. Bu süreçte Bese Hozat`ın kim olduğunu dahi bilmeyen imzacılar olduğunu biliyorum. O kadar komik bir durum içerisindeyiz.

Akademisyen Funda Şenol Cantek: Sadece akademisyenlerin değil birçok meslekten insanın ne büyük zorluklar çektiğini gördük. Öğretmenlerin, memurların şiddete, sosyal ölüme maruz kalan, aileleri dağılan, intihara teşebbüs eden bir sürü insanla karşılaştık. Daha genel bir kitle için adalet kısa zamanda tecelli eder diye umut ediyorum.