İstanbul Barosu Başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin “terör propagandası” ve “yanıltıcı bilgi yayma” suçlamalarıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması, Silivri Marmara Cezaevi Yerleşkesi’nde görüldü. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, savcının mütalaa için süre talebini kabul ederek duruşmayı 5-8 Ocak 2026 tarihine erteledi.
Duruşmada söz alan İstanbul Barosu’nun önceki başkanlarından Av. Turgut Kazan, baronun tarihsel rolünü vurgulayan güçlü bir savunma gerçekleştirdi. Kazan, Celalettin Arif’in hem İstanbul Barosu Başkanı hem de Meclis-i Mebûsan Başkanı olarak Misak-ı Millî dönemindeki kritik rolünü hatırlatarak, baronun yalnızca bir meslek kuruluşu değil, savunma hakkının temel güvencesi olduğunu ifade etti.
Kazan, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını referans göstererek, davaya konu suçlamaların insan hakları normlarıyla bağdaşmadığını ve beraat kararı verilmesi gerektiğini savundu.
Duruşma sonrası açıklama yapan İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, cezaevi kampüsünde yapılan yargılamanın hukuka aykırı olduğunu belirtti:
“Bu dava temelsizdir. Derhal beraat verilmelidir. Cezaevi kampüsünde dava görülemez. Bu, hukukun siyasallaştırılmasının açık bir örneğidir.”
Kaboğlu, baronun anayasal görevini yerine getirmeye devam edeceğini vurgulayarak, “Herkes için, her zaman ve her yerde hukuk” ilkesini yineledi.