11 Aralık 2024 Çarşamba

14:32   CHP MEZITLI İLÇE BAŞKANı YıLMAZ: "10 ARALıK DÜNYA İNSAN HAKLARı GÜNÜ’NÜ KUTLUYORUZ!"   14:20   VAN VALISI BALCı: "KAZADA 1 KIŞI HAYATıNı KAYBETTI, 51 KIŞI ISE YARALANDı"   13:30   CHP`LI NALBANTOĞLU`NDAN, DÜNYA İNSAN HAKLARı GÜNÜ AÇıKLAMASı: NE YAZıK KI BUGÜN DÜNDEN DAHA KÖTÜYÜZ   12:22   FENALAŞAN ARKADAŞıNıN BAŞıNDA GÖZYAŞı DÖKÜP ISYAN EDEN POLONEZ IŞÇISI: HıRSıZLıK Mı YAPTıK   11:10   HTŞ LIDERI COLANI: SURIYE HALKıNA IŞKENCE YAPAN SUÇLULARDAN, KATILLERDEN, GÜVENLIK VE ORDU GÖREVLILERINDEN HESAP SORMAKTA TEREDDÜT ETMEYECEĞIZ"   09:32   VAHAP SEÇER: “SURIYELILERIN GÜVENLE VATANLARıNA DÖNMESI IÇIN ÜZERIMIZE DÜŞEN GÖREVI YAPMAYA HAZıRıZ”   09:10   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYE BAŞKANı SEÇER, HACı BAYRAM BIRINCI`NIN CENAZE TÖRENINE KATıLDı   16:26   AHMET ÖZER: "BITMESI IÇIN YıLLARDıR MÜCADELE ETMEME RAĞMEN BUGÜN TERÖR ILE ILIŞKILENDIRMEYI BIR ZÜL OLARAK KABUL EDIYORUM"   14:51   DEM PARTI`DEN HÜKÜMETIN SURIYE`NIN KUZEYINE YÖNELIK POLITIKASıNA ELEŞTIRI   12:51   MURAT BAKAN`DAN ALI YERLIKAYA`YA: “TÜRKIYE`DE, GEÇICI KORUMA STATÜSÜ ALTıNDA BULUNAN SURIYELILERIN SAYıSı KAÇTıR”   12:47   ISPARTA`DA DÜŞEN ASKERI HELIKOPTERDE ŞEHIT SAYıSı 6`YA ÇıKTı   12:35   ÖZGÜR ÖZEL: “ISPARTA`DA ASKERI HELIKOPTERIN DÜŞMESIYLE ŞEHIT OLAN BEŞ ASKERIMIZE ALLAH`TAN RAHMET, AILELERINE VE MILLETIMIZE BAŞSAĞLıĞı DILIYORUM”   12:05   YENIŞEHIR`DE MINIPAINT-3 ULUSAL KARMA RESIM SERGISI AÇıLDı   11:13   CHP`LI GÜRER: "İKTIDAR, ÇIFTÇININ ÜRÜNÜNÜ DEĞERINDE SATMASıNıN ÖNÜNÜ KESIP YEM SANAYICILERININ YOLUNU AÇTı"   10:34   ÖZGÜR KARABAT`ıN ZIYARET ETTIĞI PAZAR ESNAFı: “EMEKLI KıRıK YUMURTA SORUYOR”   09:26   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI, DENIZ KIRLILIĞININ ÖNÜNE GEÇMEK IÇIN EGDS`YI FAALIYETE GEÇIRDI   21:24   RUS MEDYASı: “ESAD VE AILESI, MOSKOVA`YA ULAŞTı. RUSYA, ESAD VE AILESINE SıĞıNMA TEKLIF ETTI”   20:24   MERSIN`DE ATATÜRK BÜSTÜNE ZARAR VEREN SALDıRGAN GÖZALTıNA ALıNDı   19:04   GALATASARAY, SIVAS`TA 3 PUANı 3 GOLLE ALDı... NET GLOBAL SIVASSPOR 2-3 GALATASARAY   18:48   ÖZGÜR ÖZEL: "SURIYE`DE TÜM SURIYELILERI TEMSIL EDEN BIR GEÇIŞ HÜKÜMETI KURULMASı ELZEMDIR"  
 
     
 
 
image

Okunma : 49076  Tarih : 27.09.2020  E-Mail : bilgi@mersinerji.com

 
Metehan  ÖZKÜN

ERMENİSTAN GERÇEĞİNE KISA BİR BAKIŞ

Osmanlı Dönemi’nden itibaren 1920’lere kadar devam eden ve en son 1992’deki Hocalı Katliamını gerçekleştiren Ermeni taşnak çetelerinin Anadolu ve Türk Coğrafyasında gerçekleştirdikleri soykırım, katliam ve zulümler her şekilde belgelenmiş olsa da ne yazık ki Dünya siyasetinde ve tarihsel politikada sözde Ermeni soykırımı yalanı kadar alaka görmemektedir. Bu durumun başlıca sebepleri dış politikadaki yetersiz lobi faaliyetleri ve çıkar gruplarının siyasi manipüle gayretleridir.

   Ermenilerin “Büyük Ermenistan” ideası (ki Yunanların Megaliİdea’sı ile oldukça benzerlik göstermektedir) tarihin birçok döneminde Anadolu coğrafyasında kanlı propagandalara neden olmuştur. Yıllarca iç içe refah ile yaşayan Türk ve Ermeni halkı yine emperyalizm güdümlü faşizm tarafından baltalamıştır. Bu sürecin tarihsel serüveni ise; Osmanlı ve Ruslar arasında süren savaşlarda Rusların galip gelmesive bu galibiyetin etkisiyle Ermeni Patriği öncülüğünde Doğu’da bir Ermeni Devleti kurma hayalleri hâkim olmaya başlamıştır. 19. yüzyılın sonlarına kadar genel olarak Osmanlı Devleti’ne sadık olan Ermeniler, bağımsız bir devlet kurma amacıyla 1914 yılında patlak veren Dünya Savaşı’na değin Ruslarla birlikte çalışmaya, Osmanlı Devleti’ne karşı örgütlenmeye ve hatta silahlanmaya başlamıştır.Amerikalı Tarih Profesörü Justin A. McCarthy ise;Birinci Dünya Savaşı'nda; toplam nüfuslarının yüzde 17'sinin Ermenilerden, yüzde 78'inin Müslümanlardan oluşan 6 vilayetin (Sivas, Mamüret'ül Aziz, Diyarbakır, Bitlis, Van ve Erzurum) kendilerinin olduğu iddiası ile Ermeniler tarafından işgal edildiğini ve bölgede yaşayan Müslümanların tümünün bölgeden çıkarılmalarına yönelik olarak, Ermeni ihtilalciler tarafından Ermeni devleti kurma maksadıyla öldürüldüğünü ifade etmiştir.

McCarthy konuyla ilgili çalışmasında Kafkasya'da Ermeni çeteleri tarafından Türkler ve Kürtlere katliamlar yapılmıştır. Bunun sebebinin Ermenilerin bir Ermenistan devleti sınırları içine dahil etmek istedikleri Vilâyat-ı Sitte'de nüfuslarının %19 (Ermeni kaynaklarına göre %39) gibi küçük bir oranda olması ve bu nüfusun oranını arttırmanın yolunun bölgedeki Müslüman sayısını azaltmaktan geçmesi olduğunu öne sürmüştür.” Demiştir.[1][2]

   Bunun gibi etnik ve dinsel kıyımlar stratejik olarak planlanmış ve bölgesel çeteler eliyle hayata geçirilmiştir. Ne yazıktır ki bu kanlı propagandaların ve katliamların sonucunda Doğu Anadolu Bölgemizde 523.000 Türk, Ermeni çeteler tarafından katledilmiştir. 

   Bu isyanlar ve katliamların bazıları şu şekildedir:

   1916 yılında bölgeye işgal etmekte olan Rus orduları, 16 Şubat günü Erzurum] ve 11 Temmuz günü Erzincan'ı ele geçirmiştir. Türkler ise Erzincan'ı 13 Şubat 1918, Erzurum'u 12 Mart 1918 tarihinde geri almıştır.

Rus Yarbay Tverdohlebof, 1917 yılı ilkbaharında Ermenilerin halkın elindeki silahları toplamak amacıyla halka zulmettiğini ve işkence yaptığını belirtmiştir.[3] Daha sonra, Rus ordusu çekildikçe katliamlar artmaya başlamıştır. 1918'de Erzincan'da Ermeniler 800 Türk sivili öldürdü.[4] Ermeniler Erzurum'a çekilirken yoldaki Türk köylerindeki halkı öldürdüler ayrıcaIlıca'da Ermenilerden kaçamayan Türkler de öldürüldü.Tepeköy'ün tüm Müslümanları 17 Şubat 1918 tarihinde öldürüldü.[5] Tepeköy'de öldürülen Türklerin cesetleri 2010'da Atatürk Üniversitesi'nin yaptığı kazılarda bulundu ve sayıları 150 olarak tespit edildi.[6] 26 Şubat 1918 günü Tekederesi'nden çekilen Ermeniler yolları üzerine çıkan Müslümanları öldürdü, önlerine çıkan köylerdeki halkın hayvanlarını çaldı.[7] 27 Şubat 1918 günü Ermeniler Erzurum'un Alaca köyünde Türkleri öldürdü. Erzurum'da Türk çarşıları Ermeniler tarafından yakılmaya başlandı. 26-27 Şubat 1918 gecesi Ermeniler Erzurum'da 3000 ila 8000 Müslümanı öldürdü.[8] Rus Yarbay Tverdohlebof, Şubat 1918 sonlarında Erzurum'a yakın köylerdeki Türklerin "ortadan kaybolduklarını" bildirmektedir.[9] Aralık 1918'de Uluhanlı, Kamerli ve Dereleyez halkı Ermeni çetelerinin zulmüne uğradı. Mayıs 1918'de bölgeyi ele geçiren Osmanlı ordusu Ermenilerin 250 Müslüman köyünü yaktıklarını bildirdi.[10]

   Yukarıda yazılan insanlık dışı zulümlerin üstünü örtmek için kendilerinin yarattığı hayali bir soykırım üzerinden günümüzde hala Türk ve Türkiye düşmanlığı yapılmaktadır. Lakin tarih ve belgeler olduğu sürece hiçbir gerçeği saklayamazsınız. Bakınız yabancı kaynaklarda bile yerini almış bir rapor da şöyle denilmektedir:

   1919 yılının Temmuz ayında, İngiliz Yarbay Albert Rawlinson, İstanbul'daki İngiliz Genel Karargâhı'na gönderdiği telgrafta, Ermenilerin Oltu'dan Bayezid hududuna kadar katliam yaptıklarını belirtmiştir.[11] 16 Temmuz 1919 tarihli bir Osmanlı belgesi, Ermenilerin Şarur ve Nahçıvan bölgesinde Müslümanlara saldırıp öldürdüklerini, Şarur halkını Aras nehrine döktüklerini ve kırk beş köye saldırdıklarını bildirmektedir. Bu katliamlara karşılık 11. Kafkas Tümeni bölgeye sevk edilip 600 kişiden oluşan Ermeni çeteleri Osmanlılar tarafından mağlup edilmiştir. Ermeni Yarbay Melik Şahnazarov'un bir Ermeni tümeninde raporunda, 30 kadar Türk köyünü ele geçirip sakinlerini öldürdüğünü ve köyleri yağmaladığını, 29 diğer Türk köyüne de saldırmak için izin istediğini belirtmektedir.[12][13] 1920 yılında, bir Ermeni subayı, yazdığı raporda Basar-Geçar'daki Türk nüfusunu ayırt etmeden öldürdüğünü bildirmektedir.[14] 1920 yılının içerisinde, Kars'taki köylerde Türk ve Kürt nüfusu öldürülmüş, köyler yağmalanmıştır.

 4 Aralık 1920 tarihli bir Osmanlı belgesi, Ermenilerin Sarıkamış'a bağlı on üç köyde katliam yaptıklarını, bu kapsamda 1975 kişiyi öldürüp 276 hanenin tahrip edildiğini belirtmektedir.[15][16]Ahmet Esat Uras, Ermenilerin "erkek, kadın ve çocuk ayrımı yapmadan yaptıkları" katliamların Rus kayıtlarında yer aldığını belirtmektedir.Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Ermeni nüfusu da bu katliam faaliyetlerini desteklemekteydi.

   Zaten günümüzde Ermeniler tarafından tarih ve politika alanında yaratılmaya çalışılan “Türk düşmanlığı” ABD merkezli Ermeni Lobisi’nin yalanlar ve saptırmalar üzerine yürüttüğü çalışmaların ürünüdür. Dünya genelinde Amerika’daki lobi faaliyetlerinin ne kadar etkili olduğu bilinir. Hatta sadece Amerikan politikası üzerinde değil ülkelerin dış politikalarına yön veren en etkili etmenlerden biridir lobi faaliyetleri. Çoğu zaman diplomasinin en etkili dinamiği olarak önemli hamlelere zemin hazırlar. Diğer bir yandanyine politik terör kapsamında Ermenistan’ın ASALA terör örgütü yurt dışında görevli bir çok Türk Diplomatımıza suikast düzenlemiş, şehit etmiştir.

   Ermenilerin Türklere yönelik kanlı eylemlerinden birisi de yakın tarihimizde yaşanan Hocalı katliamıdır. Çok gariptir ki; Ermenistan halkının bu katliamı kabul etmeyip, bu katliamı sözde Ermeni soykırımını ört bas etmek için Türklerin kendilerinin yaptığını söyleyecek kadar da gaflet ve şuursuzluk içindedirler.  Hatta Ermenistan’da basın tarafından yapılan bazı röportajlarda halkın böyle bir katliamdan haberi dahi olmadığı birçok kişi tarafından deklare edilmiştir. Görülen o ki;“Büyük Ermenistan” hayali yerini “Büyük Ermenistan Yalanı”’na bırakmış durumda.

Hocalı Katliamı, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasındaki sivillere Ermeni güçleri tarafından yapılan katliamdır.Dağlık Karabağ bölgesinin en önemli tepelerinden birisinde olan Hocalı kasabası Ermeni güçleri için önemli bir askerî hedef niteliği taşımaktaydı.[13]. Kasaba Hankendi'yle Ağdam'ı bağlayan yolun üzerinde bulunup bölgenin tek havalimanı için üs konumundaydı. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün raporuna göre Hocalı kasabası Hankendi'yi top ateşine tutan Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri tarafından üs olarak kullanıldığı için Ermeni kuvvetler tarafından top ateşine tutulmaktaydı. Aralık 1991'de]Hankendi çevresinde yerleşen ve Azerilerin yaşadığı Kerkicahan kasabasının alınmasından sonra, Hocalı kasabası tamamen Ermeni ablukasında kaldı. 30 Ekim'den itibaren karayoluyla ulaşım kapanmış ve tek ulaşım vasıtası olarak helikopter kalmıştı. 20 Kasım 1991'de Hocavend semalarında Mi-8helikopterin Ermeni kuvvetler tarafından vurulması ve sonuçta birkaç Azerbaycan devlet resmileri, Rus ve Kazak gözlemciler dahil 20 kişinin ölümündensonra, hava ulaşımı da kesilmişti. İşgalden önce 1991-1992 kış aylarında Hocalı sürekli olarak bombalanmıştır. Hocalıdan çıkmış mültecilerin İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne söylediklerine göre, bazı durumlarda bombardımanlar açıkça sivil hedeflere karşı yönlendirilmiştir.] Saldırı öncesi, birkaç aydır kasaba elektrik ve gazdan yoksundu.[17]

 Katliam 106’sı kadın ve 83’ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azeri vatandaş hayatını kaybetmiştoplam 487 kişi ağır yaralanmıştır. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur.Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür. Hamile kadınlar ve çocukların da maruz kaldığı tespit edilmiştir.[18]İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katliamı'nı Dağlık Karabağ'ın işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliamı olarak nitelendirmiştir.

   Eski ASALA eylemcilerinden Monte Melkonyan, Hocalı'ya yakın bölgede Ermeni askeri birliklere komutanlık yapmış ve katliamdan bir gün sonra Hocalı çevresinde gördüklerini günlüğünde anlatmıştır. Melkonyan'ın ölümünden sonra, Markar Melkonyan kardeşinin günlüğünü Benim Kadeşimin Yolu (My Brother's Road) başlığıyla ABD'de çıkardığı kitapta Hocalı Katliamı'nı şöyle tasvir ediyor [19]:

 

Bir gece önce akşam 11 civarında, 2.000 Ermeni savaşçısı, Hocalı'nın üç tarafındaki yüksekliklerden ilerleyerek, kasaba sakinlerini doğudakı açılışa doğru sıkıştırmışlar. 26 Şubat sabahına kadar mülteciler Dağlık Karabağ'ın doğu yüksekliklerine ulaşmış ve aşağıdaki Azeri kenti olan Ağdam'a doğru inmeye başlamışlar. Buradaki tepeciklerde yerleşen sivilleri güvenli arazide takip eden Dağlık Karabağ askerleri onlara ulaşmışlar. Mülteci kadın Reise Aslanova İnsan Hakları İzleme Örgütüne verdiği açıklamada "Onlar sürekli ateş ediyorlardı" diye konuşmuştu. Arabo'nun savaşçıları daha sonra uzun zaman kalçalarında taşıdıkları bıçakları kınlarından çıkartarak bıçaklamaya başlamışlar.

Şu anda yalnız kuru çimenden esen rüzgârın sesi ıslık çalıyordu, ve ceset kokusunu uçurması için bu rüzgâr henüz erkendi.

Monte üzerinde kadınların ve çocukların kırılmış kuklalar gibi saçıldığı çimene eğilerek "Disiplin yok" diye fısıldadı. O bu günün önemini anlıyordu: bu gün Sumgayıt Pogromunun dördüncü yıldönümüne yaklaşıyordu. Hocalı stratejik bir amaç olmasından başka aynı zamanda bir öç alma eylemiydi.”

 

   Yazının başında da dediğim gibi emperyalizm güdümlü faşist eylemlerin en büyük acısını halklar yaşamaktadır. Bu eylemler ve söylemler bilinçli olarak üretilmiş ve çıkar amaçlı olarak desteklenmiştir. Toplum içinde sorunsuz bir şekilde yaşayan etnik ırkların arasında gittikçe açılan uçurum emperyalist kurguların en güçlü yöntemidir. Çünkü toplumdaki refah seviyesi ne kadar azalırsa devlet o kadar güçsüzleşir ve güçsüzleşen devletler himaye altına daha kolay alınır mantığı ile toplumun en yoğun refleks gösterecek kırmızı çizgilerine zaman zaman ısıtılarak servis edilir.

   Ermenistan sözde- hayali bir soykırımdan önce kendi gerçekleriyle yüzleşmelidir. Tarihi belgeler, somut deliller yalanları her zaman ve her yerde çürütecek güce sahiptir. Yazımı Ulu Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Nutuk eserinin 348. ve 349. Sayfalarında değindiği ve bir cevap niteliği taşıyan söylemi ile bitirmek istiyorum.

    ATATÜRK der ki:” “Şüphe etmemek gerekirdi ki, Ermeni kıtali konusundaki sözler, gerçeğe uygun değildir. Aksine, güney bölgelerinde, yabancı kuvvetler tarafından silahlandırılan Ermeniler, gördükleri koruyuculuktan cesaret alarak bulundukları yerlerdeki Müslümanlara saldırmaktaydılar. İntikam düşüncesiyle her tarafta insafsız bir şekilde öldürme ve yok etme siyaseti gütmekteydiler. Maraş’taki feci olay bu yüzden çıkmıştı. Yabancı kuvvetlerle birleşen Ermeniler, top ve ağır makineli tüfeklerle Maraş gibi eski bir Müslüman şehrini yerle bir etmişlerdi. Binlerce çaresiz ve suçsuz ana ve çocukları işkenceyle öldürmüşlerdi. Tarihte bir benzeri görülmemiş olan bu vahşeti yapan Ermenilerdi. Müslümanlar yalnız namuslarını ve canlarını korumak için karşı koymuş ve kendilerini savunmuşlardı. Yirmi gün süren Maraş soykırımında, Müslümanlarla birlikte şehirde kalan Amerikalıların, bu olay hakkında İstanbul’daki temsilciliklerine çektikleri telgraf, bu faciayı yaratanları, yalanlanamayacak bir şekilde ortaya koymaktaydı.

Adana ili içindeki Müslümanlar, tepeden tırnağa kadar silahlandırılan Ermenilerin süngülerinin baskısı altında her dakika öldürülmek tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyorlardı. Canlarının ve bağımsızlıklarının korunmasından başka bir şey istemeyen Müslümanlara karşı uygulanan bu zulüm ve yok etme politikası, uygar dünyanın dikkatini çekecek ve onları insafa getirecek nitelikteyken, aksinin yapıldığını iddia ederek ondan vazgeçilmesini isteme gibi bir teklif nasıl ciddi olarak kabul edilebilirdi?”(Atatürk’ün CHP’nin İkinci Kurultayında, 20-25 Ekim 1927 tarihlerinde okuduğu Büyük Nutuk)

 

Metehan ÖZKÜN

 

 

KAYNAKÇA:

  1. Halaçoğlu, Yusuf. Sürgünden Soykırıma Ermeni İddiaları. Babıali Kültür Yayıncılığı. ss. sf. 26
  2. JustinMcCarthy, "Osmanlı Ermeni Nüfusu", Osmanlı'nın Son Döneminde Ermeniler, (Ed. TürkkayaAtaöv), TBMM Yayınları, Ankara 2002, sf. 65
  3. Tverdohlebof 1918, 5-6.
  4. Tverdohlebof 1918, 5-6.
  5. Tverdohlebof 1918, 23.
  6. Ermeni Vahşeti Tepe Köy toplu mezar kazısıyla bir kere daha gözler önüne serildi (Atatürk Üniversitesi) Tarih: 15 Haziran 2010, Erişim tarihi: 6 Haziran 2011
  7. Tverdohlebof 1918, 36.
  8. Tverdohlebof 1918, 11-12.
  9. Tverdohlebof 1918, 30.
  10. McCarthy 1995, 2106.
  11. Rawlinson, Alfred, The Adventures in theMiddle East, New York, 1923, sf. 218
  12. Perinçek, Mehmet. Taşnak Partisi'nin Yapacağı Bir Şey Yok (Önsöz). Kaynak Yayınları - Çukurova Üniversitesi. ss. 17-20.
  13. Ermenistan Devlet Arşivi (GosarhivArmenii) f. 67, d. 644, y. 1-2'den aktaran: A. Lalayan, s. 99 vd.
  14. Lalayan, A. (1936). "Kontrerevolyutsionny "Daşnaksutyun" İ İmperiaistiçeskayaVoyna 1914-1918 gg". RevolyutsionnıyVostok.
  15. Karacakaya, a.g.e., sf. 209
  16. BOA. HR. SYS. 2878
  17. Croissant, Michael (1998). TheArmenia-Azerbaijanconflict (İngilizce). Greenwood Publishing. s. 45. ISBN 0-275-96241-5, ISBN 978-0-275-96241-8.
  18. Pope, Hugh (2006). Sons of theconquerors: therise of theTurkicworld (İngilizce). New York: TheOverlookPress. s. 59. ISBN 1-58567-804-X.
  19. Hocalı Katliamının 13. Yıldönümü". Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi. 25 Şubat 2005.[ö

 

 

 

 

 

 




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz :

Güvenlik Kodu : Güvenlik Kodu
Kod :

 



  GÜNCEL HABERLER

 
  FLAŞ HABER
   
 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinerji.com © Copyright 2017-2024 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA