(İSTANBUL) 6 yaşında çocuğun evlenebileceğine ilişkin söylemleri nedeniyle tepki çeken ilahiyatçı Nureddin Yıldız`ın üniversitelerinde bir etkinliğe katılmasına karşı çıktıkları için gözaltına alınan Boğaziçili öğrencilerin götürüldüğü Vatan Caddesi`ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü önüne destek ziyaretleri gerçekleştirildi. Gözaltındaki öğrencilerin velileri, avukatları başta olmak üzere İstanbul`daki bazı üniversitelerden öğrenciler de sabah karşı emniyete gidip, arkadaşlarına desteklerini açıkladı, üniversitede dün akşam saatlerinde yaşananları kınadı.
İlahiyatçı Nureddin Yıldız 2015 yılında katıldığı bir programda, “Evlilikle ilgili şeriatımız İslam`ın yaş haddi yoktur. Bu ne demek? Buluğ çağından önce de bir çocuk evlenebilir. Çocuklar arası nikah da yapılabilir. Büyük küçük nikahı da yapılabilir. Mesela 7 yaşında bir kız çocuğu 25 yaşında bir erkek veya 7 yaşında erkek, 25 yaşında bir kız evlenebilirler mi? Nikahlanabilirler mi diyelim. Nikah evlilikten daha hassas bir ifade. Evet nikahlanmalarında sakınca yoktur. Kuran`a iman eden bütün Müslümanlara göre, evlilik için bir yaş söz konusu değildir. 10 yaşında, 7 yaşında, 6 yaşında, 78 yaşında yaşıyorsa 135 yaşında bir insan evlenmeye adaydır. Ne küçük yaşta olduğu için ne büyük yaşta olduğu için nikaha engel yoktur” şeklinde konuşmuş, Yıldız`ın ifadeleri büyük tepkiye neden olmuştu.
Boğaziçi Üniversitesi`nde, İslam Araştırmaları Kulübü`nün (BİSAK) “İslami İlimler: Kim İçin, Ne Kadar?” etkinliği kapsamında Nureddin Yıldız`ı konuk edeceğinin öğrenilmesi üzerine çok sayıda öğrenci tepki gösterdi. Kampüs içinde yer alan Kuzey Piramit önünde toplanan öğrenciler Yıldız`ın üniversitede konuk edilmesini protesto etti.
“Şeriata, faşizme, karanlığa geçit yok”
“Boğaziçi iktidarın arka bahçesi değil”, “Erkek şiddetini ve istismarı meşru kılan zihniyete üniversitemizde yer yok” yazılı pankartlar açan öğrenciler, “Nureddin defol, bu kampüsler bizim”, “Şeriata, faşizme, karanlığa geçit yok” sloganları attı.
Kampüse çevik kuvvet geldi
Aynı dakikalarda bir grup üniversite önünde Nureddin Yıldız lehinde gösteri yaparken, bir süre sonra öğrencilerin yürümek istemesi üzerine, alana çevik kuvvet geldi. Çevik kuvvetin gelmesi üzerine alanda bulunan öğrenciler, ”Kadınlar ölürken polis nerdeydi?”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganları attı. Polis ile öğrenciler arasında zaman zaman arbede yaşandı. İlerleyen dakikalarda polis öğrencileri ablukaya aldı, aralarında T24 muhabiri Can Öztürk`ün de bulunduğu ters kelepçe ile gözaltına alınanlar oldu. İstanbul Valiliği gözaltı sayısını 97 olarak açıkladı.
Etkinlik sırasında protesto
Etkinlik sırasında, sınıfta bulunan bir öğrencinin Nureddin Yıldız`a yumurta fırlatması üzerine sınıfta bulunan kişiler, etrafını sardıkları öğrenciyi darp ederek sınıfın dışına çıkardı.
Üniversiteliler sabaha karşı Vatan Emniyet önünde destek açıklaması yaptı
Gözaltı haberlerinin gelmesinin ardından CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik destek için İstanbul Emniyet Müdürlüğü`nün Vatan Caddesi`ndeki binasına gitti. Gözaltındaki öğrencilerin velileri, avukatları başta olmak üzere İstanbul`daki bazı üniversitelerden öğrenciler de sabah karşı emniyete gidip, arkadaşlarına desteklerini açıkladı, üniversitede dün akşam saatlerinde yaşananları kınadı. Öğrenciler yaptıkları açıklamada şu görüşleri dile getirdi:
"Polis ekiplerinin şiddetine maruz bırakıldık"
"Eylemin gerçekleşeceği binanın etrafı, özel güvenlik mensupları ve polis tarafından barikatlarla korunmuştur. Kadınların ve LGBTI+ların varoluşlarını açıkça hedef alan bu zihniyete karşı hep birlikte basın açıklamamızı okumamızın ardından kampüsümüzün içerisinde çevik kuvvet ekipleri ilerlemeye başlamış ve üstümüze saldırmaya hazırlanmıştır. Ardından bizim olan kampüsümüzde üzerimize yürümüş, tehditlerde bulunmanın yanı sıra fiziksel şiddete başvurarak biz öğrencileri değil, kadın düşmanlarını, çocuk istismarını meşrulaştıranları korudukları açıkça göstermişlerdir. Üzerimize saldırdıkları sırada birçok arkadaşımızın vücutlarından kan akarken alandan çıkmaya çalıştıklarına şahit olduk. En güvenli alanlarımız olması gereken kampüslerimizde bir yandan cihatçı çeteler tarafından hedef alınırken bir yandan onları korumak için bekleyen polis ekiplerinin şiddetine maruz bırakıldık. Yaklaşık 100 arkadaşımız ablukaya alınmalarının ardından işkencelerle gözaltına alındı. Şu anda Vatan Emniyet önünde sadece Boğaziçi öğrencileri olarak değil onu aşkın üniversitenin öğrencileri ile arkadaşlarımız için nöbetteyiz."
Tanal: Hukuk herkese eşit uygulanmıyor mu?
CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal da dün akşam saatlerinde Boğaziçi Üniversitesi önünde Nureddin Yıldız lehine gösteri yapan "Büyük Doğu Akıncıları" grubunun görüntülerini paylaşarak, "Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine anayasal protesto hakkını kullandıkları için biber gazı, ters kelepçe, gözaltı işlemi reva görülürken; Anayasal düzeni yıkmayı, şeriat ilan etmeyi amaçlayan, öğrencilere ‘leş yığını` diyen, üniversite önünde fiili tehdit oluşturan gruplara neden müdahale edilmemektedir? Hukuk herkese eşit uygulanmıyor mu?" diye sordu.
Türk Ceza Kanunu`na göre bu eylemlerin `TCK m.309: Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs`, `TCK m.216: Halkı kin ve düşmanlığa tahrik`, `TCK m.125: Kamu görevlisine ve bireylere hakaret`, `TCK m.220/6: Suç örgütü propagandası ve amacını benimsetmeye yönelik eylemler`, `TCK m.213: Halk arasında korku ve panik yaratacak tehdit` suçlarını kapsadığını belirterek şunları söyledi:
"Savcılık re`sen soruşturma yapmak zorundadır"
"Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca savcılık bu suçlara karşı re`sen işlem yapmak zorundadır. Delil ortadadır: Video, beyan ve örgütlü çağrı. Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu m.13`e göre polis, ‘açık bir suçun işlenmekte olduğu hallerde` durdurma, müdahale ve gözaltı işlemi yapmakla yükümlüdür. Bu yapılmadığında ‘görevi ihmal` suçu doğar (TCK m.257). Ayrıca bu tür eylemler kamu düzenini, üniversite barışını ve toplum huzurunu doğrudan bozmaktadır. Polis bunun için vardır: Hukuku korumak için.
"Boğaziçi öğrencisine cop var ama anayasal düzeni yıkma çağrısına yoksa bu hukuk değil keyfiliktir"
SSK ve kamu görevlileri açısından ise, kamu düzenine tehdit oluşturan organizasyonlara karşı tedbir almayan her kamu görevlisi (polis, kaymakam, vali, rektör) hem disiplin hem ceza hukuku bakımından sorumludur. Özetle: Boğaziçi öğrencisine cop var ama anayasal düzeni yıkma çağrısına yoksa bu hukuk değil keyfiliktir. Devlet yetkisi tarafsız değilse meşruiyetini kaybeder. Emniyetin görevi laik hukuk devletini korumaktır, tehdit edenleri değil!"
Sevgi Yıldız: Ne öğrencileri ne de üniversiteleri karanlık zihniyetinize teslim etmeyeceğiz
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sevgi Kılıç da Boğaziçi öğrencilerinin ters kelepçeyle gözaltına alınmasına ilişkin sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Kılıç açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Kayyım yönetiminin uzun süredir üniversiteye yönelik işgalci politikaları, kayyım yönetiminin mezunları ve hocaları kampüsten dışlayıp üniversiteye polis sokmasına kadar vardı. Öğrencileri suçlu gibi göstermek, gözaltılarla susturmaya çalışmak; otoriter rejimin üniversiteleri denetim altına alma çabasının açık bir parçasıdır. Protesto hakkı suç değildir! Rektörlük koltuğuna oturtulan kayyım, öğrencilerin hedef gösterilmesine ve polis şiddetine aracılık etmektedir. Öğrencilere hukuki destek için gelen avukatların abluka altına alınması, savunma hakkının açık ihlalidir. Hukuk komisyonumuz süreci yakından izliyor. Ne öğrencileri ne de üniversiteleri karanlık zihniyetinize teslim etmeyeceğiz. Buradayız, birlikte mücadele ediyoruz!"