Kamera: Vedat BAYRAKTAR
(İSTANBUL) Üniversite öğrencileri, 19 Mart Operasyonu sonrası Edirne`de gerçekleşen protesto eylemlerinden sonra tutuklanan ve 2 aydır Edirne Cezaevi`nde tutuklu bulunan arkadaşları için destek eylemi gerçekleştirdi. Tutuklu öğrencilerin 28 Mayıs`ta gerçekleşecek duruşması öncesinde yapılan eylemde okunan basın açıklamasında, "Dayanışmamız ve direnişimizle, memleketteki bu hukuksuzluk duvarlarını bir bir yıkacağız. Şimdi bu dayanışma ve direnişi Edirne`ye götürüyoruz... Üniversite gençliği olarak, ülke monarşiye dönmesin diye mücadele ediyoruz.” denildi.
Öğrenciler, yaklaşık 2 aydır tutuklu bulunan Trakya Üniversitesi öğrencisi 3 genç için Kadıköy`de eylem gerçekleştirdi. Süreyya Operası önünde toplanan öğrenciler, “Üniversiteye özgürlük, memlekete özgürlük”, “AKP`den hesabı gençlik soracak”, “Kayyumlar gidecek, biz kalacağız”, “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiç birimiz” sloganları attı.
"Üniversite gençliği olarak, ülke monarşiye dönmesin diye birleşerek mücadele ediyoruz"
Eylemde, Genç Feministler Federasyonu adına konuşma yapan Güneş Fadime Akşahin, şöyle konuştu:
“Genç Feministler Federasyonu üyemiz Aleyna, Öğrenci Kollektifleri`nden arkadaşlarımız ve bir çok arkadaşımız bugün Edirne`de ev hapsinde, kimisi ise hala cezaevinde. Bizim İstanbul`da başlattığımız demokrasi mücadelesinin bayrağını, Trakya Üniversitesi`nde, Edirne`nin meydanlarında dalgalandırdılar. İktidar şu gerçekten korktuğu için arkadaşlarımız hala tutsak. Bu İstanbul`la sınırlı bir mücadele değildir. Bu, ülkenin dört bir tarafında milyonların katıldığı bir mücadeledir. Bugün, Trakya Üniversitesi`nde de, İstanbul`da da, onlarca ilde de üniversite gençliği olarak, ülke monarşiye dönmesin diye birleşerek mücadele ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. Siyasi iktidar, Edirneli gençlerin siyaset üretmesinden korkuyor, bir arada demokrasiyi savunmasından korkuyor. Ve en çok da, Edirne`li gençlerin örgütlü mücadeleyi savunmasından korkuyor. Ne kadar engellemeye çalışırsanız çalışın, davalar açarsanız açın, seçme ve seçilme hakkını savunmaya, Anayasa`nın ayaklar altına alınmasına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.”
"28 Mayıs`ta Azra, Zeynep ve Özgür`ü alıyoruz, iktidarın her türlü saldırılarına karşı direnişimizi büyütüyoruz"
Öğrencilerin gerçekleştirdiği konuşmaların ardından basın açıklaması okundu. Açıklamada, "Dayanışmamız ve direnişimizle, memleketteki bu hukuksuzluk duvarlarını bir bir yıkacağız. Şimdi bu dayanışma ve direnişi Edirne`ye götürüyoruz. 28 Mayıs`ta duruşmaları olacak olan Azra, Zeynep ve Özgür`ü almaya Edirne`ye gidiyoruz. İktidarın her türlü saldırılarına karşı direnişimizi büyütüyoruz. Azra, Zeynep ve Özgür üniversitedir, üniversite tutuklanamaz" denildi. Açıklamada ayrıca, Erdirne`de gerçekleşen protestolarda gözaltına alınan 11 üniversite öğrencisinin de ev hapsinde olduğu belirtilerek, ev hapsindeki öğrencilere ilişkin "Aktif olarak polis tahakkümü altında olduklarını, gece geç saatlerde evlerine yapılan kontrollerle sistematik biçimde rahatsız edildiklerini, telefonlarına el konularak ev dışıyla iletişimlerinin sıfırlandığını ve evi olmayan arkadaşların ev hapsi uygulamasını yurtlarda geçirdiklerini de kamuoyuna duyuruyoruz. Bu uygulamalar da baskı ve sindirme politikalarının bir parçasıdır; ancak arkadaşlarımızın mücadelesini durdurmaya yetmeyecektir" denildi.
Açıklama şöyle:
"19 Mart`ta İmamoğlu`nun üniversite diplomasının iptal edilmesiyle başlayan bu süreç, iktidarın gençliği hapsetmeye çalıştığı geleceksizliğe karşı çıkan üniversitelilerin isyan başlatmasıyla devam etti. Beyazıt`ta üniversitelilerin Erdoğan`ın barikatını yıkmasıyla bu ateş, her bir kente yayılarak büyüdü. İstanbul, Ankara, İzmir, Edirne, Trabzon ve daha birçok kentten üniversiteliler sokaklara taştı. Üniversiteliler kentin her bir sokağını adil, özgür ve eşit bir yaşam için attıkları sloganlar ile yankılattı. Sokaklarda başlayan bu direniş, üniversitelilerin akademik boykot talebi ile kampüslere yayıldı. Üniversitede alınan her bir forum, asılan her bir pankart ile kendi gücümüzü, kendi alanlarımızı hatırladık. Üniversiteyi özgürleştirmek, kayyum rektörden ve onun politikalarından arındırmak için seferber olundu. Bugüne kadar üniversitede söz hakkı olmamış üniversiteliler, artık maruz kalan konumundan çıkarak yaratan konumuna geçti. Ali İsmail`in ruhunu, mücadelesini, kampüste var eden ya da Hacettepe`de kayyum rektörün açtığı hukuksuz soruşturmalara rağmen mücadelesinden vazgeçmeyen üniversiteliler, isyanı büyüten ve büyütecek olan kişidir.
AKP iktidarı, kendi barikatlarını yıkan üniversitelilerin başlattığı bu isyandan korkarak 19 Mart`tan bugüne gözaltı ve tutuklama ile gençliğin susturamayacağı sesini kısmaya çalıştı. Trakya Üniversitesi öğrencileri Azra, Zeynep ve Özgür de iktidarın korkularının hedefi oldu. Okul Öncesi Öğretmenliği öğrencisi Azra, Sağlık Yönetimi öğrencisi Zeynep ve İngilizce Mütercim ve Tercümanlık öğrencisi Özgür, Edirne`de yapılan her türlü hak gaspına karşı mücadele ediyorlardı. 19 Mart`ta, İmamoğlu`nun üniversite diplomasının iptal edilmesi ile birlikte yapılan anti-demokratik uygulamaya karşı sokaklardaydılar. Özerk demokratik bir üniversite mücadelesi veren arkadaşlarımız kampüslerden sokaklara taşarak yapılan hukuksuzluğu kabul etmediklerini haykırdılar. 21 Mart günü, Trakya Üniversitesi Balkan Yerleşkesi`nde direnişi ören üniversitelilere Özel Güvenlik Birimi saldırdı. Bu saldılar ve baskıların nafile olduğunu Azra, Zeynep ve Özgür ve daha birçok üniversiteli 22 Mart günü tekrardan buluşarak gösterdi. Üniversitenin özerkliğine ve halkın iradesinin yok sayılmasına karşı AKP İl Binası`na yürüyen arkadaşlarımız gözaltına alındılar ve tutuklandılar. 57 gündür tutuklu olan Azra, Zeynep ve Özgür; üniversitelilerin iktidara karşı verdiği mücadeledir, üniversitedir.
Azra, Zeynep ve Özgür; yaz aylarında yoksul mahallelerde çocuklara atölye vermiş, üniversitede Cinsel Tacizi Önleme Komisyonunun kurulması için seferber olan üniversitelilerdir. Trakya Üniversitesi`ndeki `Kampüs 4.0` uygulamasına karşı mücadele eden, `Eğitimde Tasarruf Olmaz` diyerek eğitim hakkının gaspına karşı imza toplayan üniversitelilerdir. Üniversitelerinde, iktidarın politikalarını uygulayan kayyum rektöre karşı ses çıkaran üniversitelerdir. Bundandır ki, Azra, Zeynep ve Özgür iktidarın korkusu ve hedefi olmuştur. Azra, Zeynep ve Özgür`ün 57 gündür tutuklu kalmalarını kabul etmiyoruz. Adli koğuşlarda kötü muamelelere maruz kalmalarını, mektuplarına ve haberleşme haklarının ihlal edilmesini, iddianamelerin hazırlanmamasıyla sürecin uzatılmasını kabul etmiyoruz. Biz bunların yalnızca iktidarın korku ve sindirmeye yönelik adımları olduğunu biliyoruz.
Tüm baskı ve yıldırma politikalarına rağmen arkadaşlarımız da bizler de mücadelemizden bir adım geri atmıyoruz. İçerde ve dışarıda isyanın sesini her sokağa, her kampüse taşımaya devam edeceğiz. Azra, Zeynep ve Özgür`ün küçük şehirde yükselttikleri mücadeleyi İstanbul`dan, İzmir`den, Ankara`dan, Trabzon`dan duyuruyoruz. Bir kez daha hatırlatalım: 28 Mayıs`ta Azra, Zeynep ve Özgür`ü alıyoruz, iktidarın her türlü saldırılarına karşı direnişimizi büyütüyoruz. Azra, Zeynep ve Özgür üniversitedir, üniversite tutuklanamaz."