DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, TBMM'de Tapeten Mensucat işçilerine ilişkin basın açıklaması yaptı. Koca, kürsünün esas sahibinin işçiler olduğunu belirterek "Emekçi arkadaşlarımız konuşacaklar, direnişlerini anlatacaklar, çalışma koşullarını anlatacaklar, talepler anlatacaklar çünkü 69 gündür ne yazık ki yetkililer sessizler ve işçiler bir muhatap bile bulamıyorlar" dedi.
Koca: "Kadın işçileri eşlerine, ailelerine, akrabalarına şikayet ederek mobinge maruz bırakıyorlar"
Bu fabrikada Teksif Sendikası'nın 16 Ağustos 2023 tarihinde toplu sözleşme yapma yetkisini aldığını ama sendika yetkisini almış olmasına rağmen patronların itirazlarıyla 2025 tarihine kadar uzatıldığına dikkati çeken Koca, şöyle konuştu:
"İşçilerin, emekçilerin anayasal hakları, sendikal hakları tanınmadı. Yani yetkililer, patronlar bir Anayasa suçu işlediler. Bu fabrika cam, elyaf işlenip ip bükümü yapılan bir fabrika. Kimyasalla karşı karşıya olunan üretim aşamasında kimyasal maddeler kullanılan yani ölümle burun buruna çalışılan bir fabrika ama bu fabrika ülkemizdeki birçok fabrika gibi iş sağlığından ve iş güvenliğinden yoksul yoksun koşullarda, kölelik koşullarında, cehennemi koşullarda çalışmaya işçileri mahkum ediyor. İşçiler bu tehlikeli iş kolu içerisinde çalışırken herhangi bir koruyucu ekipman olmadan herhangi bir koruyucu elbise olmadan hatta ve hatta koruyucu bir eldiven bile olmadan çalışmak durumunda bırakılıyorlar.
İş kazası yaşadıklarında ise tutanaklara iş kazası geçmesin diye işçilere baskı yapılıyor. Yani canından olması için bilinçli bir şekilde uğraşılıyor. İşçiler rapor aldıkları zaman işçilerin ücretleri kesiliyor. Yarım gün raporu aldıklarında tam gün ücretleri kesiliyor ve işçiler yaşam hakları için mücadele ettikleri zaman, 'çalışırken ölmek istemiyoruz' dedikleri zaman örgütleniyorlar. Sendikal haklarını, anayasal haklarını kullanıyorlar ama anayasal hakları bile tanınmıyor. Bu fabrikada çalışan işçilerin çoğunluğu kadın işçilerden oluşuyor ve bu fabrikada işçiler yaşam hakları için sendikalı oldukları üzere kadın işçileri eşlerine şikayet edip, kadın işçileri, akrabalarına, ailelerine şikayet edip sendikadan zor yoluyla istifaları sağlanıyor. İki yıllık ayak oyunları sürecinde işçiler aynı zamanda bu baskılara, bu mobbinge, bu şiddete maruz bırakıldılar."
Uykur: "İşçiler gelmek istiyorlar ama maalesef fabrika kapanacak korkusuyla gelmiyorlar"
İşçilerden Nesrin Uykur, çok mağdur olduklarını söyleyerek "İşimiz çok zor, ücretimiz çok yetersiz ve bizim kendi emeklerimizle yani bugünlere getirdiğimiz o fabrikayı bizi bırakıp gelmek zorunda bıraktılar. Çünkü bizim olmayan işleri bize yaptırdılar. Biz yaptığımız işi ustası olmadan yaptık. Bize imzalar attırdılar. Bizi bilmediğimiz işlerin eğitimini aldık gibi gösterdiler. Bizim kullandığımız gereçleri kendimiz almak zorunda kaldık ve bizim arkadaşlarımız şu anda oradalar. Çalışıyorlar ama hepsinin kalbi burada" dedi.
İşçilerin hepsinin sendikanın gelmesini çok istediğini belirten Uykur, "Takdir edersiniz hayat şartları çok zor ve her birinin kendince bir sebebi var, mağdur olmak istemiyorlar ve fabrikanın kapatılacağı tehdidiyle sendikaya gelmiyorlar. Kapının önünde direniyoruz. Her gün bizim yanımızdan geçiyorlar. Gelmek istiyorlar ama maalesef fabrika kapanacak korkusuyla gelmiyorlar" diye konuştu.
Arslan: "Biz kendimizi millet olarak görüyoruz ama egemenlik kısmında hiç olmadığımızı düşünüyoruz"
Teksif Sendikası yetkilisi Veysel Ulaş Arslan, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözünü hatırlatarak "Biz kendimizi millet olarak görüyoruz ama egemenlik kısmında hiç olmadığımızı düşünüyoruz. Çünkü 69 gündür fabrikanın önünde bu ülkenin en temel çalışma kanunundan doğan haklarını, anayasal haklarını, uluslararası çalışma ve sözleşmelere imza atmış bir ülkenin kanununu hayata geçiren bir kurum olarak oradayız. Çalışma hayatında yaşanan tüm sorunları, tüm problemleri yasal ve anayasal hakları kullanarak değerlendirmek için buradayız. Şimdi Mevlana'nın bir sözü var. Diyor ki: 'Sözünü kelimelerini yükselt, sözünü değil yağmurlardır yaprakları yaşatan.'" diye konuştu. İşçilerin seçim zamanı hatırlanırken geçim ve yaşam zamanı, grev zamanı hatırlanmadığın belirten Arslan, bu zamanlarda hatırlanmak istediklerini söyledi.