Yargının siyasallaşması Türkiye’yi nereye götürür? sorusu Yalnız bir hukuk meselesi değil; aynı zamanda siyasal rejim, toplumsal barış, ekonomi ve dış ilişkiler açısından da hayati bir sorudur. Bu durumun Türkiye’yi götürebileceği başlıca yönleri aşağıda özetleyelim.
Demokratik Erozyon
Yargı siyasallaştığında, iktidarın yanlışlarını denetleyecek bağımsız bir mekanizma ortadan kalkar. Bu da: - Kuvvetler ayrılığı ilkesinin çökmesine, - Yasamanın ve yürütmenin yargı eliyle denetlenememesine, - Demokrasi yerine otoriter ya da tek adam rejimlerine evrilmeye neden olur.
Sonuç: Türkiye, “demokratik hukuk devleti” olmaktan uzaklaşarak “otoriter rejim” sınıfına daha fazla yaklaşır.
— Adaletin Zedelenmesi ve Toplumsal Güvensizlik
Adaletin siyasallaşması, halkın mahkemelere olan güvenini sarsar. Bu da: - Bireylerin adil yargılanma hakkının ihlali, - Mahkemelerin iktidarın cezalandırma ya da koruma aracı haline gelmesi, - Toplumun devlete olan aidiyet hissini ve vatandaşlık bağını zayıflatır.
Sonuç: Toplumda adalet duygusu yok olur, kutuplaşma ve öfke artar.
— Ekonomik Belirsizlik ve Yatırımcı Kaçışı
Hukuk güvenliği, yatırımcının en çok aradığı kriterlerden biridir. Siyasallaşmış bir yargı: - Mülkiyet hakkının tehdit altında olduğu izlenimini verir, - Keyfi vergi cezaları, kayyum atamaları gibi uygulamalara zemin hazırlar, - Yerli ve yabancı yatırımcıyı kaçırır.
Sonuç: Türkiye’nin ekonomik istikrarı bozulur, işsizlik ve hayat pahalılığı artar.
— Uluslararası Yalnızlık ve İtibar Kaybı
Yargının siyasallaşması, Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmediği anlamına gelir. Bu da: - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmaması gibi krizleri doğurur, - AB ile müzakereleri durdurur, Batı ile ilişkileri gerer, - Yabancı ülkelerle hukuk temelli işbirliğini zayıflatır.
Sonuç: Türkiye, uluslararası arenada güvenilirliğini yitirir ve yalnızlaşır.
— Kurumsal Çöküş ve Devletin Meşruiyet Krizi
Siyasallaşan yargı, sadece mahkemeleri değil; tüm devlet kurumlarını etkiler: - Anayasa Mahkemesi kararları tanınmazsa anayasal düzen fiilen çöker, - Bürokrasi liyakatten uzaklaşır, siyasal sadakat öne çıkar, - Devletin meşruiyeti halk nezdinde sorgulanır hale gelir.
Sonuç: Devletin işleyişi bozulur, krizler kurumsallaşır.
Genel Değerlendirme:
Yargının siyasallaşması Türkiye’yi: - Adaletsizliğin yaygınlaştığı, - Hukukun değil gücün belirleyici olduğu, - Demokrasinin görüntüde kaldığı, - Ekonomik krizin derinleştiği, - Uluslararası ilişkilerde yalnızlaşan bir ülke haline getirir.