GERİYE GÖÇ VE TURNA TÜRKÜLERİ
Geriye göçün tarihsel anlamı ve stratejisi çok eskilere dayanmaktadır. Bilinen yazılı tarihten edinilen somut bilgiler ışığında yapılan analizler bize geriye gidişin sebeplerini araştırmamızı istemektedir. Türkler milattan önce yaşadığı sınırların dışına sıklıkla çıkmış egemenliğini bu topraklarda sağlamıştır. Kimi zamanlarda da geriye çekilerek asıl yurtlarına dönmüşlerdir. O dönemlerde demokrasi kavramı yoktu ancak demokrasi yaşanmaktaydı. Devleti bir kişinin iradesiyle değil milletin toylarda ve kurultaylarda aldığı kararlarla yönetiliyordu. O nedenle Türklerde yönetim aşamasında keyfi kararlara yer verilmiyordu. Türklerin şu an üzerinde yaşadığı topraklara on beş bin yıl öncesinden beri sahip oldukları ve kendilerine yurt edindikleri tarihi belgelerle ortaya konulmuştur. Fransa Sorbone Üniversitesi Ön Türkler Uzmanı Haluk Tarcan bunu belgelerle kanıtlamaktadır.
Türkler dünyanın yaşanabilir kuşağının büyük bölümünde imparatorluklar kurmuş bir millettir. Emperyalizmin Anadolu diye adlandırdığı Türkiye toprakları da bin yüzlü yıllarda Selçuklu Hükümdarı Alpaslan’ın Türkiye topraklarına girmesiyle ikinci, belki de üçüncü kez fethedilmiştir. Türkler bu topraklarda güvenliği ve adaleti sağladıktan sonra Türklerle birlikte yaşayan birçok etnik grupta Türkiye topraklarına girmiştir. İşte o dönemde dünyanın kimi yerlerinde yüz atlısı olan bir devlet kuruyorken; bu gün Türkiye topraklarında hak iddia edenler o zaman neredeydiler, neden bir devlet kuramadılar.
İkinci Gök Türk İmparatorluğunun yıkılmasının en büyük etkeni Çinliler değildir, Araplardır. Büyük bir yıkımın ardından yaşanılan fetret dönemini fırsata çeviren Araplar Türk topraklarını istila ederek kendi inanç ve kültürlerini Türk milletine zorla kabul ettirmek için kelleler kesilerek eldeniz ırmağında gönlerce kan akıtmışlardır. Her bir haneye bir Arap yerleştirilerek onlar gibi davranılmasını onlar gibi ibadet edilmesini zorlamışlardır. İşte bu dönemde Türkleri bir arada tutan değerler, töreler yerini Arap kültürüyle kaynaştırılmış Müslümanlık almıştır. Oğuz Türkleri Müslümanlığı Arap kültürü olduğu için benimsememişlerdir. Kendi inançları olan Gök Tengri inancına bağlı kalmışlardır. Selçuklu İmparatorluğu döneminde Veziri Azam (Hasan)köylüsü imam Gazali’yi Selçuklu sarayına sokarak Emevi kültürünü ve siyasal islamı Oğuz Türklerine dayatmışlardır. İşte bu dönemde mezheplerin, tarikatların ve diğer inançların sayesinde Türk milletinin birliği bozulmuştur.
Bu gün emperyalist ülkeler Türk birliğini bozan etnik ırk ve inanç ayrılıklarını kullanarak Mustafa Kemal Atatürk’ün önerdiği ve yaşadığı akıl ve bilimden uzaklaşmasını istemektedir. Osmanlı döneminde akıl ve bilimi içselleştiren Oğuz boyları sürekli çatışma içinde olmuşlardır. Yavuz döneminde bu Oğuz boyları üzerine seferler düzenleyerek Oğuz Türklerinin geriye göç etmesine sebep olmuşlardır. Türkler dünya üzerinde birbirinden ayrı devletler kurmuşlardır. Bu gün dünyada Türklerden başka birden fazla devleti olan başka bir millet yoktur. Yaşadığımız tarihte Türkiye Cumhuriyeti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan, Türkmenistan, Tacikistan, Özbekistan, Kazakistan gibi belli başlı yedi Türk devleti yaşamaktadır. İran aslında bir Türk Devletidir. Bu devletler Müslüman Türk devletleridir. Ancak; Rusya, Bulgaristan, Macaristan topraklarında ve dünyanın birçok yerinde yaşamakta olan Hristiyan, Budist, Yahudi vb inanca sahip toplam beş yüz elli milyon Türk yaşamaktadır. İşte bu gün emperyalist ülkeler bu Türklerin bir gün bir araya gelmesinden korkmaktadır.
Türkler inançlar üzerinden ayrıştırılmaktadır. İnanç üzerinden bile mezhepler, tarikatlar yoluyla da ayrıştırılarak Türk birliğinin sağlanması engellenmektedir. Türklerin ırk ve millet birliği dünya ülkelerine korkulu rüyalar yaşatmaktadır. Bu gün orta doğuda oynanmakta olan olayların arkasında Türk birliğinin korkulu rüyası yatmaktadır. Türklerin yeniden bu birliği sağladıklarında Avrupa’ya atalarının izlerini bulmasından korkulmaktadır. Onun için Türkleri bir arada tutan töreler yozlaştırılarak inanç alanında ayrıştırarak birbirlerine karşı kullanmak istenmektedir. Türk milletinin belleğinden silinmek istenen ırk birliği bu gün emperyalizmin korkulu rüyası olmuştur. Orta Asya’da, Rusya’da, İran’da, Ortadoğu’da ve Avrupa’nın birçok yerinde yaşamakta olan Türkler bu birliği sağlarlarsa yeniden bir Türk imparatorluğunu ebediyete kadar yaşatırlar korkusu yatmaktadır. Bu gün planlanan olay Türklerin bu birliği sağlamasının önüne geçmek için her türlü entrikalara başvurulmaktadır. Büyük Ortadoğu projesinin arkasında bu korkular yatmaktadır. Günümüzde diğer Türk devletlerindeki kültür belleğinin aktif hale gelmesi bunun en belirgin göstergesidir. Korkunun ecele faydası yoktur. Bu olayların arkasında Türk birliğinin gerçekleşmemesi için her türlü entrikaya başvurulmaktadır. “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”.