Uğur Dündar, bugün yayımlanan "24 Haziran gecesi neler yaşandı?.." başlıklı yazısında,CHP'den İnce'ye veri akışı yapılamadığını belirtirken, bu konuda susmasına ilişkin, "Kanımca partisini daha zor duruma düşürmemek için merakla beklenen ayrıntılara girmedi. Büyük olasılıkla bunları anlatmayı, yani bombayı patlatmayı olağanüstü kurultaya bıraktı" iddiasında bulundu.

Usta gazeteci- yazar Uğur Dündar'ın bugünkü yazısı şöyle:

Muharrem İnce 24 Haziran gecesi niçin konuşmadı?..
50 bin avukatla Yüksek Seçim Kurulu'nun önüne gideceğini her fırsatta ısrarla belirtmesine karşın, neden sözünde durmadı?..

Ekrana kilitlenen milyonlar nefeslerini tutmuş, ondan bir açıklama beklerken, neden sadece Fox TV'nin başarılı habercisi İsmail Küçükkaya'ya, Tayyip Erdoğan'ı kastederek “Adam kazandı” mesajını göndermekle yetindi?..
Konuşmak için neden ertesi gün öğle saatlerine kadar bekledi? ..
Daha sonra o gece olup bitenleri topluma net şekilde niçin anlatmadı?..
Genel merkezle arasında gerginlik mi yaşandı?..
Yanıltıcı bilgiler verilerek kendisine kumpas mı yapıldı?..
Tehdit mi edildi, rehin mi alındı?

Aradan bir ay geçmiş olmasına karşın bu sorulara hâlâ net cevaplar verilebilmiş değil. Gerçi Muharrem İnce asla tehdit edilmediğini, rehin alındığı yolunda çıkarılan söylentilerin kocaman bir yalandan ibaret olduğunu, hiç kimseden en ufak bir baskı gelmediğini belirtti.

Ayrıca sıcağı sıcağına konuşmamakla hata yaptığını kabul edip özür de diledi.
Bu arada o gece yaşanan rezaletin ufak ipucu anlamına gelecek şeyler de söyledi.

Örneğin “Genel merkezden sağlıklı veri akışı gelmediğinden Yüksek Seçim Kurulu'nun kesin sonuçları açıklamasını beklediğini, bunun da ertesi gün öğle saatlerine sarktığını” anlattı.

Kanımca partisini daha zor duruma düşürmemek için merakla beklenen ayrıntılara girmedi. Büyük olasılıkla bunları anlatmayı, yani bombayı patlatmayı olağanüstü kurultaya bıraktı.

Dikkatinizi çekti mi bilmem.
Muharrem İnce'nin yol arkadaşlarından CHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Tüzün, birkaç gün önce Halk TV'de, Lale Özan Arslan'ın sorularını cevaplandırırken anlamlı işaretler verdi:

“Kurultay toplanır ve Muharrem İnce CHP Genel Başkanı seçilirse, sandık güvenliği ile anlık veri akışı konusunu seçimlere kısa süre kala değil, çok önceden ele alacağız. Hatta tek işi bu olan bir genel başkan yardımcılığı ihdas edeceğiz. Sandık görevlilerinin özel kimlikleri olacak ve bu kişiler 365 gün esasına göre çalışacaklar. Anlık veri akışları için de sözde değil özde ajans hizmeti sunan bir örgütlenmeyi en kısa sürede gerçekleştireceğiz…”
Önceki akşam İnce'nin ekibinden CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan da aynı doğrultuda konuştu.

Bu konuşmalardan, 24 Haziran gecesi CHP Genel Merkezi'nin Muharrem İnce'ye sağlıklı değerlendirme yapabileceği veri akışını sağlamadığı, Adil Seçim Platformu çöktüğünden, Anadolu Ajansı ve YSK ile başbaşa bırakıldığı anlaşılıyor.

Ama tüm bu nedenler o geceki suskunluğuna yeterli mazeret teşkil etmiyor!..

O geceki “ince” yalnızlaştırmanın ardında başka bir amacın olup olmadığı, hata yapmaya zorlanıp zorlanmadığı şimdilik bilinmiyor.

Bir bilgi aktarayım:

“24 Haziran sonrasında CHP yönetim organlarından birinin toplantısında, seçildiği ildeki tüm delegelerin olağanüstü kurultay için imza verdikleri bir milletvekili çıkıp ‘SÖZCÜ Gazetesi, Halk TV ve Uğur Dündar kampanya süresince CHP aleyhine, Muharrem İnce'nin lehine çalıştılar' diyebiliyor!..”
Bu vekilin 24 Haziran seçimleri öncesinde Abdullah Gül'ün CHP tarafından çatı adayı gösterilmesi için olağanüstü uğraş verdiği herkesçe biliniyor!..
Bu sözler, o geceki “ince yalnızlık” konusunda çok şey anlatıyor!..